Arkadaslar multimedya da Beril var . Iyi okumalar
Kimin bu sessizlik, benim mi hayır istemiyorum, beni geri ver.
Fazlı Hüsnü*
2 Hafta sonra;Duyduğum tek şey sessizlikti. Saatlerdir kendimi dinliyorum. Kendi sessizliğimdeki sesime eşlik eden tik tak sesleriyle birlikte. Yatağımdan kalkıp odada bulunan küçük balkona çıktım. Yüzüme soğuk ve sert hava tokat gibi çarparken tepkisiz kaldım. Alışıktım soğuk havalara. Hava kararmıştı, bulutlar gecenin karanlığındaki parlayan yıldızları örtüyorlardı. Bakışlarımı sokağa çevirdim. Sessiz bir sokaktı, çok fazla insan geçmiyordu . Yoldan tek tük geçen insanlara baktım. İzledim bir süre kimisi mutlu , kimisi mutsuz. Önümden geçen iki sevgiliye baktım. Yüzlerinde huzurlu ifadeye ya da sadece kızda ki mi demeliydim. O kadar mutlu görünüyordu ki adamın yüzündeki o sıkılmış ifadeyi göremeyecek kadar mutluluk gözünü kör etmişti.
Saf mutlu ...
Daha fazla burada durmayıp içeri girdim. İçerisinin sıcaklığıyla vücudum hemen gevşedi. Kansız olunca çok daha kısa sürede üşüyordum. Banyoda işlerimi hallettim ve yatağıma girdim. Saate bakınca çok geç olmasına rağmen uyuyamıyordum. Uyku problemim vardı bir de. Arada aldığım uyku haplarından bir tane daha alarak uykumun gelmesini bekledim.*
Yüzüme vuran güneş ışıklarıyla gözlerimi zorlukla açtım. Her yeni gün yeni bir başlangıçtır aslında ama benim her yeni günüm bitişim oluyordu . Yan taraftaki saate bakışlarımı çevirince erken olduğunu farkettim. Zaten benim uyuyacağım uyku ancak bu kadar olurdu. Ne kadar erken yatarsam yatayım herzaman erken kalkardım. Gerçi erkende yatamıyordum ya neyse,elimi yüzümü yıkadıktan sonra bir kaç şey atıştırdım. Aklıma gelen şeyle telefonu elime aldım. Rehberden Beril in numarasını bularak aradım. Muhtemelen bugünler içerisinde yurttan çıkıyordu. Aramızda sadece iki hafta vardı. Aslında beraber çıkacaktık fakat bizim müdür cadısı izin vermemişti. Çaldı, çaldı ama açan olmadı en sonunda kapatacakken açıldı. Karşı taraftan nefes nefese
" Alo " sesi kulaklarımı doldurdu . Nefes nefese konuşması aklıma hemen kötü şeyler getiriken" Alo Beril " dedim endişemi ses tonuma aktararak. Karşı taraftan
" Ayy teyzzze sende ne gülüyosun beee " diye çemkirdi. Ben ne olduğunu anlamaya çalışırken Beril orada birilerine bağırıyordu. Arka fondan duyduğum gülme sesleri ile kaşlarım çatıldı.
" Beril ne oldu " dedim. Burada olduğumu belli etmek için .
"Ayy Duru ben seni unuttum yaaa " dedi.
Gözlerimi devirdim. Farketmeştim zaten.
" Farkettim onu zaten Beril "dedim ve devam ettim. "Ne olduğunu söyle artık. " bıkkın bir tonla.
" Heh işte bende tam onu anlatıyodum. Ayy Duru başıma neler geldi neler bilemezsin. Şimdi ben yurttan çıkmadan önce sucuk ekmek yapmış çantama koymuştum. Tam yürüyorum falan peşime köpekler takıldı. Tabi bende biliyosun azıcık köpeklerden korktuğum için hızlandım. Ben hızlanınca onlarda hızlandı. Sabahtan beri bütün istanbulu turladık. Bi tane çocuk da geldi kurtardı allahtan beni köpeklerden. Tam teşekkür ediyordum baktım yok. Neyse işte daha demin de teyzenin teki camdan kafasını sarkıtarak bana gülüyordu. Kadın resmen taramalı tüfek gibi gülüyodu yaaa " dedi tek nefeste. Onun bu hallerine alışıktım. Sadece şuan konuyu toparlamaya çalışıyordum. " Duru , ordamısın " sesiyle kendime geldim. Konuyu toparlanmanın çokta anlamı yoktu aslında. İyi olduğunu biliyordum ve bu bana yeter de artardı .
" Evet evet burdayım , bak şimdi sana bir adres mesaj atıcam oraya gelirsin. Gelince konuşmaya tamam mı ? " dedim." Tamam " dedi nefesi yeni yeni düzene girerken. Geçen gördüğüm elektrik faturasından adresi bulup yolladım. Mutfağa geçip çay ve yanına birseyler hazırlamaya başladım. Tabakları masaya koyarken zili duyunca hemen kapıyı açtım ve karşımda ağzında sakız ile birlikte saçıyla oynayan Beril le karşılaştım.
Beril kafasını kaldırıp beni görünce hemen kollarını kaldırıp boynuma doladı. Onun sarılmasıyla bende hemen kollarımı sardım. Beraber kol kola içeri girdik. O bana herzaman yakın davranmıştı. Bende artık bir şeylerden fedakarlık ederek onu geri çevirmiyordum.
Karşılıklı oturup sohbet etmeye başladık. Bende ona anlaşmayı atlayarak başımdan geçenleri anlatmaya başladım .
"Duru ben " dedi ve bir süre durdu . " Ben senin yanında olmadığım için çok özür dilerim. Müdür olcak cadı kadın izin vermediği için seninle beraber çıkamadım. " dedi.
"Kendini suçlamana gerek yok Beril ben biliyorum za- " cümlemi bitirmeme izin vermeyerek hemen araya girdi.
" Sana bir şey söylemiştim hatırlıyormusun. " dedi. Evet hatırlıyordum. Bana senin yanından ayrılmayacağım demişti. Kafamı aşağı yukarı salladım ve " Evet hatırlıyorum. " dedim.
Kafasını sallayarak devam etti "Sende bana demiştin ki , herkes bir gün bırakır Beril, bizi Annemiz Babamız bile terketmişken emin ol herkes terkeder , demiştin . Bende onun üzerine seni bırakmayacağıma söz vermiştim. Ama şimdi haklı çıktın işte senin yanında olamadım sözümü tutamadım ." dedi dolu dolu olmuş gözlerle. Böyle diyeceğini biliyordum o yüzden elimi omzuna koyarak sıvazladım.
" Biliyormusunuz Beril görüntüme zıt olan bir karakterin var . Çok fazla duygusal düşünüyorsun. Elbette ki sözünü tuttun. Sözünü tutmasan şuan burada olmaman gerekirdi. Ayrıca senin elinde olmayan bir şey." dedim. Gözlerini kaldırıp bana baktı . Bu sırada bir damla yaş akıp yanğından süzülmüştü. "Gerçekten böyle mi düşünüyorsun. " dedi. Kafamı aşağı yukarı salladım ve " Elbette ayrıca benim şu sözümü boşa çıkarmış oldun . Demek ki herkes terketmiyormuş " dedim . Sözümle birlikte hızla kollarını kaldırıp boynuma doladı. Onun duygusal olduğunu biliyordum fakat bu kadarını ben bile beklemiyordum .
"Hadi hadi bu kadar duygusallık yeter kalk bakalım " dedim . Ortamdaki kederi dağıtmak amaçlı.
Bana anlamayan gözlerle baktı. Nereye gideceğimizi düşünüyordu muhtemelen .
"Eee dedik ya yurttan çıkınca beraber bir evde kalırız diye unuttun mu yoksa " dedim üzülürmuş gibi .
Hemen gülümseyip kafasını sağa sola salladı . "Hayır tabiki unutmadım " dedi.
Onunla beraber dışarı çıkıp ev aramaya başladık. İlk baktığımız beş ev para bakımından bize uymuyordu . En sonunda baktığımız evde karar kılarak tuttuk. Içinde eşyalar vardı. Aslında tutmamızın en büyük sebebi buydu. Bakışlarımı kolumda duran saate çevirdim. Saatin akşam 20:17 olduğunu görünce Beril e dönüp konuşmaya başladım. " Canım sen evde kal hatta yatak falanda olduğu için yat uyu bugün fazla yoruldun. Ben eşyalarımı alıp geliyorum " dedim. Kafasını sallayarak onayladı. Normalde bende geleyim falan derdi ama çok yorulmuştu galiba . Adımlarımı Kaya nın evine yönlendirdim ve yürümeye başladım. Zaten pek uzak sayılmazdı. Bir kaç dakika sonra evin kapısına ulaşınca çantamdan anahtarı çıkarıp kapıyı açtım. Iceri girince yine onun kokusu burun deliklerimi doldurmuştu. Kafamı uzatıp salona bakınca koltukta oturduğunu gördüm. Yine gözlerini kapatıp başını arkaya doğru yaslamıştı. " Ahh... sen evdemiydin " dedim saçma bir cümle kurarak. Genelde hiç eve gelmediği için fazlasıyla şaşkındım.
" Telefonuna neden cevap vermiyosun " dedi sakin bir sesle . Çantamdan telefonumu çıkarıp ekran tuşuna bastım . Fakat açılmadı. " Şarjım bitmiş neden ki " dedim sakin bir ses tonuyla. Kafasını kaldırıp bana baktı. Şuan farkediyordum da galiba sinirliydi. Iki haftada öğrendiğim bir şey varsa o da bu adamın sinirlendiğinde siyah olan gözlerinin çok daha fazla karardığıydı. " Şarjın bitmiş "dedi iki kaşını havaya kaldırarak. Sakin bir şekilde omuz silkip " Evet neden ki , beni mi aramıştın " dedim. Bir süre bekledi ve kendini sakinleştirmek istermiş gözlerini sıkıca kapatıp derin bir nefes aldı. Hala ona bakıp ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Bana mı sinirlenmişti yani üstelik hiç bir şeyde yapmıyordum , hiç birşey söylemeden ellerini dizlerine dayadı ve destek alarak ayağa kalktı. Ben neden birden kalktığını merak ederken bana doğru yürümeye başladığını gördüm. Onun bu tavrına bir anlam vermeyerek yüzüne baktım. Fakat baktığımda pişman olmuştum daha demin ki sakinleşme çabaları sanırım bir işe yaramamıştı. Aramızda bir iki adım kalmasına rağmen durmayınca mecburen bir iki adım geriye doğru gittim. Onunla yakın olmak hoşuma gitmiyordu. Benim geri gitmeme rağmen yinede durmayıp gelmeye devam etti. O geldikçe ben geriye doğru gidiyordum. Şuan gerçekten neden böyle davrandığına bir anlam veremiyordum. En son arkamda soğuk ve sert bir şeye çarpınca durmak zorunda kaldım. Kapı tarafına gitmeye karar vererek sağ tarafa yöneldim fakat bu seferde tek elini yan tarafımdan uzatarak duvara dayadı. Kafasını yaklaştırıp tam gözlerimin içine baktı. Onun siyah olan ve şuan daha da kararmış gözleri mavilerimi âdeta içine hapsetti. Nefesimi tutmuş bir şekilde ne diyeceğini bekliyordum. " İki haftadır beklediğim intikam planını berbat ettin ve sunduğun bahanen sadece şarjının bitmiş olması mı? " Sakin ama ürkütücü bir sesle bütün harflerin üstüne basa basa konuştu. Şuan kafamda söylediklerini toparlamaya çalışıyordum. Bir süre sessiz kaldım ve en sonunda dediklerini idrak edince gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Ama oksijen yerine onun sert ve odunsu kokusu burnumu doldurdu. " Ben gerçekten bilmiyorum . Bilseydim böyle bir şey yapmazdım " dedim. Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı ve geriye doğru bir adım atarak aramızdaki mesafeyi açtı. " Yarın hazır ol madem bu plan bozuldu diğerine geçiyoruz. Ama öncelikle sen liseyi bitirmişmiydin. " dedi . Neden bu soruyu sorduğunu anlamasamda kafamı aşağı yukarı salladım. Cevap verdikten hemen sonra odasının kapısına yönelince hemen sesimi biraz yükselterek arkasından sözlerime başladım ." Şey ben bugün arkadaşımla başka bir eve taşınıyorum. " dedim. Kafasını salladı ve " Adresi mesaj at " dedi bana bakmadan . Kapıyı sert bir şekilde kapatınca yerimden sıçradım. Hala siniri geçmemişti demek ki , ama şöyle bir düşününce sanırım haklıydı . Herşeyi berbat etmek zorundamıydım . En azından yarın ki işi artık sorun çıkmadan yapmak istiyordum. Daha fazla ona mahçup olmak istemiyorum. Hemen kaldığım odaya gidip valizimi topladım ve kendimi kapıdan dışarı attım .Soğuk içime işlerken sadece yarın ki diğer planı merak ediyordum. Oturduğumuz binaya gelince hemen iki basamaklı merdiveni tırmandım ve açık olan binanın kapısından içeri girdim. Çantamdan anahtarımı çıkardım ve ilk katta ki dairemize girdim. İceride ki sessizlikten Beril in uyuduğu anlaşılıyordu. Dış kapıyı sessizce kapattım. Kalacağım odaya doğru yürüdüm ve eşyalarımı kenarda ki eski dolabın yanına bıraktım. Yatağıma oturunca aklıma gelen şeyle duraksadım. Bana hazırlanmamı söylemiş fakat saat kaçta ve nereye göre hazırlanacağımı söylememişti.Elimi kot pantolunumun cebine atıp telefonumu çıkardım. Çantamda ki sarj aletini çıkarıp şarja taktım. Telefonumdan açıldığına dair ses gelince rehberden Kaya nın numarasını buldum ve aradım. Çaldı , çaldı ama açan olmadı . Tekrar deneyecektim fakat bundan hemen vazgeçip mesaj attım. Onun mesajı görüp cevaplamasını beklerken kendime bir kahve yapmaya karar verdim. Içimden evde kahve olmasını umarak mutfakta ki dolaplara baktım fakat hiç bir yerde yoktu. Alttaki dolaplara da bakmaya karar vermiştim ki telefonumdan mesaj sesi geldiği için bundan vazgeçip odama yöneldim.
Yarın 8:30 da hazır ol , üniversiteye gideceksin yazısını okuyunca elimde telefonla ve aklımda ki sorularla öylece kaldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTSAK
Teen FictionBirileri anlasın beni ! Ne dediğimi , ne istediğimi. Nerde , nasıl olmak istediğimi... Söylediği mi , söylemek istediklerimi. Aslında neyi sevip , sevmediğimi ! Çok iyi konuşup evet anlatamam kendimi. Ama hiç görmedilerde rica eder gibi bakan gozler...