18. BÖLÜM

121 7 6
                                    

Arkadaşlar umarım bölümü beğenirsiniz. Vote ve yorum yapmayı unutmayın lütfen :))))

Eve girdim bitik yorgun bir halde. Canımın acısıyla gözlerimi yumdum. Daha şimdiden acı mı çekiyordum gerçekten. Gözlerim dolmaya başlarken bir an kararımdan vazgeçecek gibi oldum. Hıçkırıklarım sesini arttırınca kendimi sıkmayı bıraktım.

Içimde asice akmayı bekleyen suları serbest bıraktım ve ağladım. Yaşadıklarıma ve yaşamak zorunda olduklarıma sövdüm.
En çokta kendi korkaklığıma kızdım.

" Gerizekalı sonunu bile bile nasıl sevebildin " dizlerimin üstünde yere çöktüm.
Dudaklarımdan firar eden cümleler bir kez daha canımı yaktı. Başkasından duymak gibi acıttı...
Tıpkı dibi görünmeyen bir dağın tepesinde, adamın nefretini kusarak bağırışının eko yapması gibi sözler beynimin duvarlarına çarpıyordu. Beynimin damarları çekiliyordu ve sanki canımdan can gidiyordu. Ben bu olamam , bu kadar aciz olamam diyorum kendime fakat kalbim söylediklerime inanmadıktan sonra hiçbir önemi yok dile getirdiklerimin. Kendime olan sinirim ve acizligime duyduğum nefret ile ayağa kalktım ve banyoya ilerledim. Bedenim zaten her adımda lime lime olurken , daha fazla acı çektirmek istiyordum. Bir iğne batması ile bile ağlayan ben , şimdi acıları yettiremiyordum. Ruhum can çekişirken , bedenimin daha çok acı çekmesini istiyordum. Belki ruhum daki acıyı unuturum ümidi ile...

Saçlarım ayağa kalkmam ile birlikte yüzüme düştü. Her adımım zeminde soğuk parmak izlerine sebep oluyordu. Evet üşüyordum , hemde fazlasıyla üşüyordum. Ruhum içimde küçücük olmuş ve korku dolu gözlerle bana bakarak titrerken korktuğunun farkındaydım. Fakat acı çekmek zorundalardi, buna mahkumlardi ikiside. Haketmiyorlardi çünkü pembe kuşaklarda ki süslü rüyaları. Onların ilerledikleri yollar buz parçaları ile süslü. Doğduğu andan itibaren mahkumlar soğuk diyarlara....
Tıpkı kalbimin şuan ki olduğu gibi!

Banyoya girer girmez , üzerimdekileri yere fırlattım. Aynadaki görüntüme çarpan göz bebeklerim dondular. Tek kelime ile korkutucu görünüyordum.
Bembeyaz olan tenimi artık beyaz renk bile kabul etmiyordu.
Kalbim kan ponpalamayı bıraktığı için bütün vücudum isyan ediyordu. Fakat o da ne olduğunu bilmiyordu ki , onunda bir suçu yoktu. Yapamıyordu , çünkü kan pompalaması için atması gerekiyor ve atması içinde...

Daha fazla durmadım ve küvete girdim. Beynimde ' bu kadar üzülmek yerine git ve ona onu sevdiğini söyle ' diyen sesleri bastırmak için hızla soğuk suyu açtım ve altına geçtim. Vücudum zangır zangır titriyordu fakat ruhuma yetmiyordu işte. Onun acısı her seferinde daha ağır basıyordu. Yetmiyordu kalbimde ki acıları dindirmek için acılar....

Suyu kapattım ve bornuzu üzerime geçirdikten sonra yine aynı yavaş adımlarla banyodan çıktım. Üzerime hızla pijamalarımı geçirdikten sonra tekrar mutfağa yöneldim. Fakat artık karın ağrım dayanılmayacak dereceye gelmiş ve vücudum iflas etmek üzereydi. Bacaklarım mutfağa ulaşamadan isyan bayraklarını çektiler ve olduğum yere çöktüm. Gözümden bir damla yaş parkeye düşerken , geriye doğru kaydım ve ıslak saçlarımı duvara yasladım. Baş ağrım da soğuk nedeni ile başlamıştı ve ben bu durumda iken sanki ölüme yürüyordum. Tıpkı bana yakışır bir ölüm şekli olurdu. Yanlız ve çaresiz bir şekilde ölmek sadece bana yakışır işte.

Kapı şiddetle vurulmaya başlayınca irkilerek gözlerimi açtım.
Zorlukla ayağa kalktım ve iki büklüm bir halde kapıyı açtım. Kayayı kapıda görünce kalbim bir an mutlulukla tekledi.
Beni görmesiyle yüzü farklı bir hal alan adam tek ilacımdı. Bakmaya kıyamadığım gözleri tek şifamdı. Birden öne doğru atıldı ve kapıyı kapatarak beni kucakladı.

Kucağında ki sıcaklığı hissetmem ile birlikte titremem arttı.

Kolları birden gerildi ve " aptal " diye sinirle tısladı. Beni odaya hemen taşıyıp yatağa yatırdı. Üzerimi kalın bir yorganla örtüp saçlarıma dokundu. Soğuk suyla yıkandığım için sertleşmiş ve soğuk olan saçımı hissedince " sikeyim aklını ne düşünerek böyle bir apatallık yaptın" onu umursamadan yorgana iyice sarıldım. Odadan hızlı adımlarla çıktı. Altı yedi dakika sonra elindeki su torbasını bana verip dolaba yöneldi. Su torbasını karnımın üzerine koydum ve Kayayı izlemeye devam ettim.
Birden bana bir şey sormak için döndü fakat açtığı dudaklarını tekrar hırsla kapatıp hızla yanıma yaklaştı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 06, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

TUTSAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin