14 . BÖLÜM

156 10 3
                                    

Arkadaşlar multimedyada Durunun resmi var. Bölümü beğenmeniz dileğiyle. İyi okumalar :))

Gözlerim kantinde amaçsızca dolaşırken , bir çok masanın dolu olduğunu farkettim. Kimisi dört veya beşli gruplar kurarak oturmuşken kimisi de ikili olarak oturmuştu. Grup olarak oturan kız ve erkekler gülerek ve eğlenerek sohbet ediyorlardı tek başına oturanların aksine.

Daha fazla kantinin kapısının önünde durmaktan vazgeçip gözüme kestirdiğim boş bir masaya elim de ki kahve ile dikkatli adımlar atarak yürümeye başladım.
Hastaneden iki gün önce çıkmış ve evde dinlemiştim fakat artık yatmaktan canım sıkıldığı için okula gelmeye karar vermiştim. Aslında dizlerimde ki yaralar , doktorun verdiği krem ile çok çabuk düzeldi. Ama ben yine dikkatli hareketler ile bacaklarımı oynatıyordum. Ah bir de doktor üzerimde kot pantolon olmasının çok iyi olduğunu ve sadece küçük çizilmeler ile atlattığımı söylemişti. Eh sürekli uzun ve kalın giyinmek sonunda işime yaratmıştı en azından. Elimde ki kahveyi masaya bıraktım ve rahatlıkla sandalyeye oturdum. Kahveme yine üç şeker attım ve yavaşça yudumlamaya başladım. Tabi bu sırada tanıdık bir yüz görebilme umudu ile kantine bakınıyordum. Bugün ne hikmet ise kimseyi görmemiştim. Üstelik Kaya ' da bugün okula gelmişti fakat onu da sabah beni kendi ile okula bıraktıktan sonra görmedim. Şuan öğlen arasındaydık ve ben bu saate kadar ne Anılı ne Kayayı ne de Cem 'i gördüm.

Sanki düşüncelerim cevap bulmak için beynimde tekrarlanmış gibi sonuca ulaştı.
Gözlerim kantinin kapısına kayması ile gözlerim kahve tonu gözler ile karşılaştı. Onun gözleri de benim ona baktığımı hisseder gibi bana çevrilince birden bakışları ile kalbim hızlanmaya başladı. Bu adamın bakışları bile bir şaheser ve ben de bu şaheseri her gördüğümde dili damağı kuruyan hayran.

Adımlarını benim oturduğum masaya doğru yöneltince ellerim terlemeye ve bacaklarım titremeye başladı. Onunla geçirdiğim her salise ile onun varlığına daha çok alışacağım yerde daha fazla heyecanlanıyordum.

Adımları gittikçe yaklaşırken , yan tarafta ki masadan gelen ses ile durdu ve bakışlarını o tarafa çevirdi.

"Kaya.... " ince ve cılız sesli esmer bir kız cilveli bir şekilde devam etti sözlerine. Birden kanım da yakıcı bir his peyda oldu ve bunun kaynamaya başladığını hissettim. Daha önce hiç hissetmediğim bir his olması beni korkuturken aynı zaman da bu hissi tanımlayamam beni daha çok korkuttu.

" Gelsene bu masaya " gözlerimi kızdan çektim ve Kaya ' ya çevirdim. Onlara baktı ve bir süre sanki duraksadı. Ama bu çok kısa sürdü ve hemen ardından cevap verdi.

" Başka zaman " umursamazca rahat bir tonda bu cevabı verdikten hemen sonra tekrar benim oturduğum masaya yöneldi. Şimdi kanım da kaynayan o yakıcı hissin yerini farklı bir duygu aldı. Kalbimin ritimleri o yaklaştıkça daha çok bozulurken neden diye sorguladım. Acaba benimle konuşacağı bir konu mu vardı. Belki de sadece öylesine oturmak istemişti. Sadece benimle vakit geçirmek istediği için falan oturacaktı masaya. Ben saçma salak düşünceler ile boğuşurken o karşımda ki sandalyeyi çekip oturdu. Ellerim hala nedenini bilmediğim bir sebepten titrerken , sanki o kantine girdiği andan itibaren dünya benim için durmuştu. Sakin olmaya çalışarak ve neden böyle şeyler hissettiğimi sorgulama konusunu sonraya saklayarak , titreyen ellerimi kahve bardağının etrafına doladım. Şuan neden böyle tepkiler verdiğimi kestiremesem de en azından göğüslerimin arasından akan sıcak ve yakıcı ter damlasını net bir şekilde hissedebilmiştim. Kendimi rahatlamayı amaçlayarak kahvemden bir yudum aldım ve arkama yaslandım. Kayanın gözleri telefonda bir süre gezindikten sonra telefonu cebine attı ve rahat şekilde arkasına yaslandı. Sanırım bugünlerde iyi şeyler oluyordu onun açısından. Gözlerini bana çevirince kalbim yine tekledi ve bana bakan gözleri ile ne yapacağımı bilemeyerek aklıma gelen ilk şeyi söyledim.

TUTSAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin