Arkadaşlar Multimedyada Duru nun giydiği kıyafetler var. Bir de sizden ricam vote ve yorum yapın lütfen. Yorumlarınız benim için çok önemli gerçekten , çünkü ilk defa bir kitap yazıyorum ve başarılı olup olmadığımı merak ediyorum. Iyi yorumlarınız da aynı zaman da beni motive ettiği için daha bir şevkle yazıyorum. Bu yüzden sizden yorumlarınızı bekliyorum.
Iyi okumalar*
Aynadan yansıyan görüntüme bakıyordum. Üstümde bir deri tayt onun üstünede siyah bir hırka giymiştim . Başımda ki fosforlu şapkayı biraz daha ortaladım. Üstümü biraz daha düzelttim. Ve son olarak gözlerime rimel sürdüm.Gözlerimde yine o ifadesiz bakışlarımdan birisi vardı. Bakışlarım bir buzdağı kadar soğuktu .Dudaklarımı gülümsemek için zorladım . En azından dün yaptığım hatayı şu işi bir an önce bitirerek telafi edebilirim düşüncesiyle zorlayarak yaptığım gülümseme bende çok yapay durmuştu. Gözlerime ulaşmayan sadece dudaklarımda kalan yapay bir gülümseme gibi. Ben bu kadar soğukken nasıl birini kendime etkilememi bekleyebilirdi anlayamıyorum. Etkilemek diyorum çünkü aşka inanmıyorum.
Günümüzde artık en küçük bir etkilenmeye aşk diyorlardı , eski zamanlarda kutsal ve özel olan bu duygu ve şuan oyuncak edilmişti . Bu kadar özel ve güzel bir duyguya yapılan saygısızlık olarak görüyordum. O yüzden şimdiki aşkları inandırıcı bulamazdım. Şimdiki insanların dış görünüşe göre aşık olması vardı ya işte en komik olanı oydu. Evet aşk ile ilgili bilgim yoktu aşık ta olmamıştım ama ben kitaplardan öğrenmiştim en güzel aşkları , Leyla güzelliği ile ünlü değildi ki o Mecnun'un aşkı ile ünlüydü . Oydu bence gerçek aşk , şimdi ise benden bekleniyordu birini kendime âşık etmem ,belki etkileyemezdim bile ama söz vermiştim uğraşıcaktım. Hem belki o da yapamadığımı görür ve vazgeçerdi bilmiyorum herşeyi kadere bırakacaktım.Belki lehime belki aleyhime olacaktı. Aynadan son kez kendime baktım. Giyinimimi değiştirmiş farklı birine dönüşmüştüm gördüğüm kişi Duru muydu dıştan değildim ama içim hep öyle kalacaktı. Yada öyle kalmasını umacaktım. Değişimler oluyordu evet daha şimdiden hayatım değişmeye başlamıştı.
Üniversiteye başlıyordum , evet belki hayalim böyle değildi ama yinede çok heyecanlıyım ve ne yapacağımı bilmiyordum. Derin bir nefes aldım ve kapıya doğru yürüdüm. Kapıyı açıp kafamı dışarı çıkardım koridora şöyle bir göz attım ardından bedenimi de çıkardım ve temkinli adımlarla dış kapıya yürüdüm.Beril ' den saklanarak yürüyordum çünkü kahvaltı için zorluyor ve ben kahvaltı yemediğim halde ısrar ediyordu. Elimi dış kapının koluna koyup tam indiriyorken duyduğum sesle yerimden sıçradım.
" Kaç bakalım sen " dedi Beril. Yine yakalanmıştım. Bu kız nasıl bu kadar iyi tanıyordu beni , belki de ona artık kendimi açmaya başlamıştım. Yutkunarak ona döndüm bazen gerçekten beni korkutabiliyordu.Gözlerini kısarak bana baktı ve devam etti.
" Neyse şimdilik boşveriyorum ama sonra görüşeceğiz " dedi.
Ona anlatmıştım anlaşmayı başta söylememiştim ama sonra ona olan güvenimi boşa çıkarmayacağını bildiğim için anlatmıştım.
" Tamam " dedim sessizce mırıldanarak.
Gülümsedi ve bana yaklaşarak kollarını boynuma doladı. Anında karşılığını verdim. Geri çekildiğimizde iki yanağımıda sulu bir şekilde öptü. Yüzümü buruşturarak ona baktım o ise şımarıkça gülümsedi ve geri çekildi.
Dışarı çıkıp ayakkabılarımı giyindim ve Beril'e son kez bakıp merdivenlerden inmeye başladım.
Kapının önündeki arabanın yanına gittim. Bunun onun arabası olduğunu biliyordum. Ön kapıyı açıp koltuğa oturdum ve kapıyı kapattım. Kafamı Kaya ya çevirince bana bakmadan arabayı çalıştırdı. Önüme dönüp yola bakmaya başladım.
" Üniversiteye gidip işletme okuyacaksın " dedi düz bir şekilde. Onun bu şekilde emir vererek konuşmasına hala alışamamıştım. Yine de şu işin artık uzamaması için sustum. Kafamı salladım ve ona döndüm.
" Peki, onla aynı yaştamıyız " dedim.
Bana kısa bir bakış atıp tekrar yola döndü.
" Hayır senden büyük " dedi açıklama gereği duymadan.
Sanırım sınıfta falan kalmıştı. Normalde sorardım ama cevap vermeyeceğini tahmin edebiliyordum. Araba durunca derin bir nefes aldım. Kaya' ya dönünce kafasını bana çevirip kaşlarıyla kapıyı gösterdi. Gözlerimi devirip kapıyı açtım. Onun bu hallerine alışıktım. Ne kadar az zaman geçirmiş olsakta hödük gibi davranmasını artık garipsemiyordum. Dışarı çıkıp kapıyı arkamdan biraz sert bir şekilde kapattım. Okula doğru yürümeye başladım. Karşılaştığım manzarayla gözlerim istemsizce büyüdü. Okulun bahçesi çok büyük ve pahalı arabalarla doluydu. İçeri girip Kaya' nın mesaj attığı anfiye doğru yürüdüm.Okul ne kadar büyük olsada koridor başlarına koydukları bilgilerle kolaylıkla bulduğum anfiye girdim.Ve tamda bana yakışacak şeyi yapıp en arka sıraya oturdum. Telefona gelen bildirim sesiyle cebimde ki telefonu çıkardım.Telefonu Kaya almıştı her ne kadar istemesem de üniversitede lazım olacağını söylemişti ve şimdi burdaki insanları düşününce sanırım haklıydı. Çünkü hepsi havalılardı ve sanırım burada tuşlu telefonumu çıkarsa bana tuhaf bakarlardı.Benim için o telefon iyiydi ama burada paralı okuyordum ve komik dururdu.
Gelen mesaja bakınca bir erkek resmi ve altında bir kaç bilgi vardı.
Sarışın ve fazlasıyla yakışıklı bir adamdı. Bilgilerinden sadece ismine baktım. Anıl' dı ismi bu kadarı bana yettiği için daha fazla bakmadan telefonu çantama koyup kafamı kaldırdım. Elimi kafama yasladım ve can sıkıntısından sınıftan içeri girenleri izlemeye başladım.Bir süre sonra Anıl girdi.Onu ve davranışlarını izledim bir süre ikinci sıraya oturdu telefonunu çıkardı ve bir daha kafasını kaldırmadı. Havalı duruyordu hocanın içeri girmesiyle kafamı sıraya koydum ve hayaller alemine geçiş yaptım. Gelen seslerle gözlerimi araladım. Elimi ağzıma götürerek ayağa kalktım ve esneyerek yürümeye devam ettim bütün ders yatmıştım ve uykumu almadan kalkmak zorunda kalmıştım. Aslında tam uyumamıştım. Zaten normalde de pek uyumazdım bu farklıydı uyku ile uyanıklık arasındaki o çizgideydim. Her zaman ki gibi araftaydım. Ve bu daha çok yorulmamı sağlıyordu. Uyuşukca merdivenlerden indim ve kantinden çay ve açma alıp bir masaya oturdum. Zeytinli açma ile birlikte içtiğim çayla etrafımı süzüyordum. En sonunda biten kahvaltımla birlikte ayağa kalktım ve çöplerimi çöp kutusuna attım. Hızlı adımlarla yürümeye başladım ilk günden derse geç kalmak istemiyordum. Hızlı bir şekilde sağa döndüm. Çarptığım sert gövde ve sonrasında hissettiğim yakıcı sıcaklıkla çığlığı bastım.
"Ayyyyyy"
Göbeğimde hissettiğim sıcaklıkla yerimde zıplamaya başladım.
Kazağımı ileri geri sallayarak kafamı kaldırdım ve karşımda gördüğüm kişiyle gözlerim büyüdü.
Anıl tam şuanda karşımda şaşkınlıkla bana bakıyordu. Gerçekten sanırım böyle bir şey sadece benim başıma gelirdi.
" Çok özür dilerim gerçekten bir anda çıktın karşıma farkedemedim "
Acıdan dolayı buruşturduğum yüzümün ifadesini düzeltmeye çalışarak konuşmaya başladım.
" Önemli değil ben dalmışım o yüzden dikkat edemedim sen kusura bakma " dedim.
"Yok canım ben özür dilerim cidden yandın " dedi. Cidden yanmıştım kazağımı göbeğimden biraz daha uzaklaştırarak konuştum.
" Neyse yapacak bir şey yok hem sende kusura bakma ben önüme bakmadan yürüyordum" dedim hızlı yürüdüğümü söylemesemde olurdu sanırım.
" O zaman bana bir kahve ısmarla " dedi çapkınca. Şimdi Kaya' nın ne demek istediğini daha iyi anlamıştım aslında. Benim gibi kızlardan hoşlandığını söylemişti. Üzerimde ki bakışlarını hissedince hemen kafamı kaldırarak ona baktım. Sanırım benim bir şey söylememi bekliyordu. Tam ağzımı açıp konuşacakken bana fırsat vermeden konuşmaya başladı.
" Tamam ya şaka yaptım ben ısmarlıyım " dedi.
Ne kadar istemesemde bu oyuna artık bir yerden başlamalıydım o yüzden kafamı olumlu anlamda salladım ve birlikte yürümeye başladık.Oyun başlıyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTSAK
Novela JuvenilBirileri anlasın beni ! Ne dediğimi , ne istediğimi. Nerde , nasıl olmak istediğimi... Söylediği mi , söylemek istediklerimi. Aslında neyi sevip , sevmediğimi ! Çok iyi konuşup evet anlatamam kendimi. Ama hiç görmedilerde rica eder gibi bakan gozler...