15. BÖLÜM

135 9 5
                                    

Arkadaşlar lütfen yorum yapmayı ve vote vermeyi unutmayın. Iyi okumalar:))

"Bana izin verir misin Kaya " kahvenin en güzel tonu olan gözlerini hışımla gözlerime çevirdi.

" GERÇEK SENİ GÖRMEM İÇİN BANA İZİN VERİR MİSİN....! "

Daha biraz önce bana bir hışımla dönen gözleri, gözlerimde durdu ve mavi gözlerimde koyuluğunu yavaş yavaş yitirmeye başladı. Durgunlaşmaya , sakinleşmeye , yumuşamaya başladı sanki. Düşünceleri , gözleri , yüz ifadesi gibi kalbininde yumuşadığını hissediyordum. Bu bakışları belkide içimde bir umut ışığının yanmasına sebep oluyor. Belki diyorum , belki o bataklıktan çıkmak için elimi tutar. Herşeyin bir sonu olduğu gibi Kaya ' nın da bu halinin bir sonu vardır elbet ve bunu ben başarmak istiyordum. Ona bu eli ben uzatmak ve onu bu derin bataklıktan çıkarmak istiyordum.

Fakat birden Kayanın gözlerinin buz gibi olup sıcaklığını yitirmesi ile düşüncelerim kendilerine durmaları için sert bir emir verdiler. Birden neden bu şekilde değiştiği hakkında hiçbir fikrim yokken , yine sonucunun benim başıma patlayacağı hakkında bir düşünce var zihnimde.

" Anıl ' ın gerçek halini de gördün mü peki yardımsever farecik " bu buda neydi şimdi. Anıl ' da nereden çıktı birden bire.
Bu adamın ne yapacağını ya da ne söyleyeceğini hiç bir zaman bilemeyeceğim.

" Anıl ' da nerden çıktı şimdi" yüzünü gözlerimden hızla çekti ve sırtını koltuğa yasladı.

"Sana bir soru sordum ve sadece onun cevabını ver " dişlerimi hırsla ve sinirle birbirine bastırdım.

" Ne sorduğunuzu anlayamadım bay ben herşeyi bilirim beyfendi"

"O puştun da gerçek yüzünü görmek istedin mi diye sordum bayan farecik "

Gözlerimi yumdum ve nasıl biranda böyle bir soru sorduğunu unutarak , bana söylediği küçük hayvan ismine takıldım. Bana neden fare dediğini bile bilmiyordum fakat bu lakabı şimdilik görmezden gelerek sorduğu soruya cevap vermek için odaklandım.

"Birincisi , puşt dediğin insanın bir ismi var o da Anıl "

" Ikincisi ise Anıl ' ın başka bir yüzü yok "

" Sen bana iki yüzlü mü demek istiyorsun yani şimdi " zaten sinirden kızaran gözleri şimdi kan çanağına dönmüş gibi alev almıştı. Resmen adamın ateşini harlamıştım.

" Hayır , yani öyle demek istemedim. Ben sad-"

" Ne demek istedin lan o zaman " kükreyen sesi ile oturduğum yerde titredim. Hızla ayağa kalktım ve başka bir koltuğa geçtim. Bu adamın ne yapacağı hiç belli olmuyor çünkü.

" Eger izin verirsen anlatacak zaten Kaya" sesin yumuşak ve tedbirli çıkıyordu. Eh , şuan bağırarak konuşmam ya da benim de ona karşı atar yapmam saçma olurdu zaten.

"Senin iki yüzlü olduğunu söylemedim ben. Sadece sen kendi önüne kalın duvarlar örmüşsün dedim " gözleri biraz daha alevini azaltırken sesi yine aynı tonda çıkmaya devam edecekti galiba.

" Sen şimdi o puştun çok iyi biri olduğunu düşünüyorsun öyle mi " hala aynı sinir ve aynı kararlılık ile bu soruyu önüme sürüyordu.

" Ya bak ..... ya da dur ya "

Şüpheci gözlerimi Kaya ' ya çevirdim ve sözlerimin tamamen istikametini değiştirdim.

" Sen neden bu konuyu şimdi durduk yere açtın ve neden bu konuda bu kadar takıldın. "

TUTSAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin