Arkadaşlar lütfen yorum yapmayı ve vote vermeyi unutmayın. Iyi okumalar:)
♡
3 hafta sonra ;
İçerisi kan çanağına dönmüş gözlerimi yavaşça yanımda duran ve sabahtan beri gözlerimin içerisine bakıp , dışarı çıkmam için yalvaran Anıl ' a çevirdim.
Hergün bu anı yaşıyor ve yine her seferinde ' yarın çıkacaksın ama ' deyip gidiyordu." Sadece yalnız kalmak istiyorum Anıl" sözlerimi her ne kadar yavaş yavaş dile getirmiş olsam da , sert ve soğuktu.
Onu hergün böyle kırmak hoşuma gitmiyor elbette ama elimde olan bir şey değil ki! Günlerdir ne gülebiliyorum ne doğru düzgün yemek yiyordum.Reha Hocanın vefat ettiğini duyduktan sonra , gözlerimi bir hastanede açmış ve karşımda Anıl ' ı bulmuştum.
Kaya ' nın kollarında bayılmama rağmen , gözlerim Anıl ' ın masmavi ve endişeli gözleri ile karşılaşmıştı. Ona Kayanın nerede olduğunu ya da onun nasıl burada olduğunu sormadım...
Sormadım , çünkü sormak içimden gelmedi.
Aslında küçükte olsa şu bir kaç haftadır merak ettiğim tek şey Berildi.
Nerede , ne yapıyor , başına bir şey mi geldi , acaba Reha Hocanın vefat ettiğini duydu mu , eğer duyduysa neden yanıma gelmedi ? Bu sorular sürekli beynimi kemirirken , kalbimide Reha Hocanın acısı kemiriyordu.
Daha ona bir kere bile veda edemeden nasıl gider , nasıl beni bırakır bu dünyada diyerek bende kendi kendimi öldürüyordum.Ona defalarca söylemiştim ben halbu ki !
' Beni bu dünyada tek başıma bırakma ' demiştim.
'Eğer beni bırakırsan çok korkarım , ezilirim , kaybolurum' demiştim.
Ona ' sende beni bu koca dünyada yalnız bırakma' demiştim.
Ona ' benim senden başka kimsem yok ' demiştim.
Her ölümden konu açtığında ona kızar ve konuyu değiştirirdim. Düşüncesine bile katlanamayacak kadar çok seviyordum onu ben. Tek dayanağım , tek sırtımı yaslayacağım , bana güven veren ağacımdı.
O... çok farklıydı. Her anlamda bende ki yeri farklıydı. Beni dine yakınlaştırıyordu , kitap okumayı aşılıyordu , bu pis dünyada ayakta durabilmem için bana dayanak oluyordu. Şimdi beni bıraktı ve şimdi bir dayanağım yok. Değneklerini kaybetmiş , yüreği sakat çocuk gibi hissediyorum kendimi.Öyle kaybolmuş, öyle yanlız , öyle tükenmiş hissediyorum.
Hayatımda bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az insan varken , en önemlisini kaybettim ben.
Temelleri sağlam olmayan evler gibi , her bir rüzgarda savrulan bedenim ..... bu acıyı kaldıramaz. Tıpkı temelsiz ev gibi küçük bir sarsıntı da yıkılır. Dayanak demişken evet , Beril ' de benim dayanağım fakat o benim kardeşim gibi. Ben ona sırtımı tamamen dayamıyorum ki , biz sadece sırt sırta veriyoruz ve birbirimizi ne pahasına olursa olsun koruyoruz. Belkide şuanda yanımda olsa , birbirimize destek olsak daha çabuk atlatırdım. Ama günlerdir ondan haber alamıyorum ve bu benim daha çok bitmeme sebep oluyor."Duru beni duyuyormusun " Anıl ' ın sesi kulaklarımı doldururken , irkilerek ona döndüm. Elinde ki montumu havaya kaldırdı ve hadi der gibi bakmaya başladı. Kaç gündür pes etmeden buraya gelip benimle uğraşıyordu. Aslında Kaya ' nın evinde kalıyor olsaydım bu kadar rahat gelemezdi fakat ben hastaneden çıkarken buraya bırakmasını istemiştim Anıldan. Şu üç haftadır yanıma tek gelen o zaten. Ah bir kaç kere de Cem aramış ve başıma gelenleri duyunca buraya gelmek istemişti. Beni sadece okulda bir kaç kez görmesine rağmen , evimin nerede olduğunu öğrenmek için neredeyse canımı okumuştu.
Yani kısaca.... günlerdir sadece Anıl ' ın yüzünü görüyordum. Ona gerçekten minnettardım , çünkü ne kadar çok bağırıp çağırsam da , yanımdan ayrılmamıştı. Neredeyse bir kaç gece evimde bile kalacaktı fakat ben izin vermemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTSAK
Teen FictionBirileri anlasın beni ! Ne dediğimi , ne istediğimi. Nerde , nasıl olmak istediğimi... Söylediği mi , söylemek istediklerimi. Aslında neyi sevip , sevmediğimi ! Çok iyi konuşup evet anlatamam kendimi. Ama hiç görmedilerde rica eder gibi bakan gozler...