DAPHNE
Charles hala gelmemişti. Bense hiçbir şey yememiş bir şekilde gözlerimi boşluğa dikmiş bakıyordum. Beni artık istemeyecekti,buna emindim ki kapım büyük bir hızla açılana kadar. Charles gülerek içeri girmişti ve birkaç büyük adımla yanıma gelip bana sarıldı. Saçlarımı öpüyor ve tatlı kelimeler mırıldanıyordu.
"Charles,ne oldu?" dedim elimle onu kendimden uzaklaşarak. Sonra Charles ellerimi ellerinin içine alarak olanları anlatmaya başladı.
"Libby'nin gittiğine sevindim." Dedim ve ona sarıldım. Sonunda hem Libby'den hemde sapık kuzeninden kurtulmuştuk. Ayrıca Charles'ın bana anlatmadığı bir şeyler daha yaptığına inanmıştım. Onlarla oturup güzelce konuştuğuna ve gitmeye ikna ettiğine inanmıyordum. En azından birkaç yumruk atmış olmalıydı değil mi?
"Sevgilim.." diye mırıldandı ve dudaklarını omuzlarıma dokundurdu. Gülerek ayağa kalktım ve aynayla birleşik olan masaya ilerledim. Bir gülümsemeyle döndüm,artık iyi olduğumu ve dışarı çıkabiliceğimizi söyleyecektim ki onu,arkamda ve yüzünde muzip pırıltılarla buldum.
"Sessiz ol." Dedi ve dudaklarımı dudaklarıyla kapattı. Öpücüğümüz iyice ateşlenmeye başlayınca Charles beni kucakladı ve masa oturttu. Öpüşmemiz uzadıkça bacaklarımı araladım ve bana daha da yaklaşmasına izin verdim. Bacaklarımı arkadan ona doladım ve üzerindeki gömleği çıkarmasına yardım ettim. Sonra tekrardan dudaklarıma kapandı ve kaldığımız yerden devam etmeye başladık. Bir eli saçlarımda geziniyor,diğer eliyse bacaklarıma dokunuyordu. Boynumu öpmeye başladığında başımı geriye atmıştim ve kendimi onun dokunuşlarına bırakmıştım bile. Saçlarımdan sırtıma inen eli sütyenimin kopçasını arıyordu. Sonunda bulduğunda birkaç saniye içinde açmıştı ve üzerinden çıkartıp bir kenara fırlattı. Göğüslerime dokunmaya başlayınca kendimi masanın ucuna getirdim ve beni kendine bastırmasına izin verdim. Tanrım! Çıldırıyor olmalıydım. Nefes alışverişlerim sesliydi,sanki ağlıyordum ve hıçkırıyordum. Onun nefesleride öyleydi. Aniden boğuk bir ses çıkartıp beni masadan kaldırdı ve yatağa götürdü.
"Tanrım! Seks budalası gibiyim." Dedi ve sırtüstü uzandı. Bende yanına uzandım ve ses çıkarmadım. Neden durmuştu? Beni istemiyor olma ihtimali yoktu değil mi?
"Sevgilim,evlendiğimizde benim olmaman için bir sorun olmayacak. Ama şimdi olmamalı,bunu sende biliyorsun. Bir masada,bu halde?" dedi ve bana dönüp sarıldı. Dışarıda kuşların cıvıltılarıyla bir süre daha onunkalp atışlarını dinledim.
Sanırım hava kararmaya başlıyordu. Charles uyumuştu ama beni kollarıyla sarıyor ve kıpırdamama izin vermiyordu. Odama hala kimse girmemişti,sanırım herkes bir şeyler olduğunu düşünmüştü. Charles'ı öpücüklerimle uyandırdım ve yanından kalkıp giyinmeye başladım. Charles'ta kalkıp giyinmişti ve beni izliyordu. Korsemin iplerini bağlamama yardım ettikten sonra bana küçük bir öpücük verip aşağı indi. Kızarıklığımın geçmesini bekleyip,saçlarımı da düzelttikten sonra bende aşağı indim ve yemek masasına oturduk.
"Kızım,bacağın nasıl oldu?"diye sordu annem ama asıl merak ettiğinin bu olmadığına emindim.
"İyi anne,teşekkürler." Dedim ve yemeğime döndüm. Babam,Charles ve annem bir süre daha Matthew hakkında konuştular ve babam çalışmak için masadan kalkıp odasına gitti. Charles'ta izin istedi ve kalktı. Onu kapıya kadar geçirmek için peşinden gittim. Dışarı çıktığımızda aniden bana sarılıp tutkulu bir şekilde öpmeye başladı. Tam kendimden geçmiş bir şekilde ona sarılmaya başladığımda geri çekildi ve bana göz kırpıp uzaklaştı. O gözden kaybolana kadar arkasından baktım ve eve girdim. Mary yanıma gelip duş almam gerektiğini hatırlattı ve beni bekleyen sıcak suyu düşünerek odama çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜŞES
Historyczne"Uyuyordu Düşes. Bir zamanlar erkeklerin başını döndürecek güzellikteki kadın, şimdi orada sessizce yatıyordu. Eski güzelliğinin aksine yüzü oldukça ürkütücüydü bugün."