CHARLES
Daphne,tüm saflığı ve güzelliğiyle uyuyordu. Huzurlu bir gecenin ardından,kollarımla güvenle uyuyup adımı sayıklaması bile içimdeki endişeyi yok edemiyordu. Her ne kadar şu an benimle olsa da,bir süre sonra ayrılacağımızı biliyordum. Yine de o beni düşünmeye devam edecekti. Bunun düşüncesiyle gülümsedim ve ona doladığım kollarımı çekerek yataktan kalktım. Eğilip dudaklarına bir öpücük kondurdum ve odadan çıktım.
Kapıyı kapatıp arkamı dönmemle Libby ile karşılaşmam tesadüf olamazdı değil mi? Bu kadar oyun yeterliydi,burada ne işi vardı?
"Birlikte olduğunuzu en başından beri biliyordum!" diye fısıldadı sinirli bir tonda. Bunu düşünebilecek kadar zeki olduğu kesindi. Ama hesaba katmadığı bir şeyler vardı. Ona yapacaklarımı tahmin edemezdi. Bu kadar oyundan sonra,bir cezayı hak ettiği kesindi. Daphne'den ayrı kaldığım her gün için ona acı çektirecektim. Bu oyunu oynadığı için son derece pişman olacak,ağlayarak özür dileyecekti. Kıstığı gözleriyle neye güldüğümü anlamaya çalışıyordu. Onu kızdırmaya şimdeden başlamamın bir sakıncası yoktu. Sonuçta,uzun bir süre daha buradaydık.
"Eh,bunu düşünebilmişsin. Büyük başarı eski sevgilim." Eski sözcüğündeki baskım dikkatini çekmişti. Gözleri sinirle parlıyordu,bunu kendine yediremiyordu. Ah,planım işlemeye başlamıştı bile! Elimi saçlarına götürerek bir tutamıyla oynadım.
"Saçların.. Saçlarını taramadın mı? Sabah kalktığında hep kuş yuvası gibi görünüyor. Gittikçe formunu düşürüyorsun." Sözlerimle şaşkınlıktan büyüyen gözleri,içimde attığım zafer çığlıklarını artırıyordu. "Bir de gözlerin. Bizi gözetlemek yerine biraz uyumalısın. Uyumadığın her yanından belli oluyor. Ama kimse senin bizi gözetlediğin için uyumadığını düşünmez. Bütün gece erkekleri eğlendirdiğini düşündüren bir yorgunluk gibi görünüyor. Oysa ki sadece bizi gözetliyorsun değil mi? Hangisi daha masum acaba?" Kararsız ses tonumu tam ayarlamıştım. Kahkalarımı bastıramaz hale gelmeden buradan uzaklaşmalıydım,ama Libby hala cevap vermemişti. Duydukları onu biraz fazla şaşırtmış gibiydi.
"Eğer tavsiyelerime ihtiyaç duyarsan,odamda olacağım." Dedim ve arkamı dönmeden kızgınlığını iyice artırmayı denedim. "Tabii,Amy yokken. Yoksa senden daha eğlenceli. Gerçi yeni oyunlar öğrenmiş gibisin,hı? Yanılıyor muyum?" Göz kırptığımda suratındaki ifade,bütün bunlara değerdi. Eğer birkaç lafımla ağlayacak duruma geliyorsa,benden daha çok çekecekti. Bunların acısını ondan çıkaracak,onunla bir kukla gibi oynayacaktım. Daphne'nin her gözyaşı için,aklım ayrı ayrı planlar yapmıştı bile.
Odama girmek için kapıyı açtığımda odaya itilmemle,arkamdan gelenin Libby olduğunu anlamam zor olmadı. Kapıyı kapatmış,kilitlemişti. Gözlerindeki pırıltılar beni istediğini belli ediyordu. Biraz daha eğlenceye hayır demezdim,daha sabahtı nasıl olsa.
"Ne oldu? Yoksa bacaklarındanda mı memnun değilsin?"
"Ah,sana hiç iyi sevişemediğini söylemiş miydim?" Bunu çok açık,net bir şekilde söylemesi beni şaşırtsada onun bu saçma oyunlarına kanmayacak kadar onu tanıyordum.
"Bir zamanlar öyle demiyordun ama." Bu lafım onu iyice sinirlendirmişti. Şimdi ne yapacaktı? Üzerime atlayacak hali yoktu. Ama eline ilk geçirdiği şeyi kafama fırlatabilir,aklına gelen her hakareti sıralayabilirdi. Her zamanki gibi en kolay yolu seçmişti.
"Seni adi pislik! Bunu nasıl söylersin?! Ne o,Daphne'de mi memnun olmadı. Eh,onu anlıyorum. Kralın yanında sen çok sönük kalıyorsun." Saçma laflarının arasında Daphne'ye yine laf dokundurmuştu. Bu kadın beni nasıl kızdıracağını gerçekten iyi biliyordu. Farkında olmadan sinirle ona doğru attığım birkaç adımla eski kokusunun burnuma dolması bir olmuştu. Eskiden bu kokuyu sever,ayrılmak istemezdim. Şimdi ise yanından uzaklaştıran bir kokuydu,çürümüş bir patatesin iğrenç kokusuydu sanki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜŞES
Fiksi Sejarah"Uyuyordu Düşes. Bir zamanlar erkeklerin başını döndürecek güzellikteki kadın, şimdi orada sessizce yatıyordu. Eski güzelliğinin aksine yüzü oldukça ürkütücüydü bugün."