23 Mayıs
Herkes yazar aşkı,aşık oluşunu.Çok imrenirim onlara.Bense bir ayrılığa hazırlanıyorum.Ayrılık nasıl bir şey,bunları öğrenmeme çok az kaldı.Liseye geçeceğiz.İllaki benden ayrılmak isteyecek.Kendimi buna hazırlıyorum.Ama ona sırılsıklam aşığım.Ayrılacağımızı bile bile.Çok seviyorum.Ayrılacağımızı bile bile.Karşılıksız olmadığına inanıyorum,inanmak istiyorum.Ve şöyle bir karar verdim.Son saniyesine kadar gülümseyeceğim,gülümseteceğim.Trip mrip de yok.Beni böyle hatırlasın istiyorum.Neşe verici ve gerçekten severken.Ayrılacağımızı bile bile sevmek kalbimi çok acıtıyor ama olsun.Geçen gün dostumun doğum günüydü,küçük bir pasta getirmiştim.Öğlende yardım istedim ve kabul etti.Kabul etmesini beklemediğim için içim içime sığmadı sürekli kabul ettiği için teşekkür edip durdum.Öğlen olduğunda çok heyecanlanmıştım.Türkçe öğretmenimden çakmak istemiştim bir ders önce.Beni üst katta bulursun demişti.Çakmak isterken mumları evde unuttuğumdan da bahsetmiştim.Anaokulunda bulabileceğimi söyledi bana.En sevdiğim hocalardan biriydi.Teşekkür edip dersini böldüğüm için özür dinlemiştim.Öğlen zilinin sesini duyar duymaz önce ona sormuştum yardım edip edemeyeceğini.Çünkü onun yardım etmesini istiyordum.Kabul etti.Önce koşa koşa anaokuluna inip mum istedim.Neyse ki varmış.Teşekkürler yağdırmaya devam ederken yağmur yağıyor mu diye koltuğun oradaki pencereye koştum.Bahçede yapıcaktım çünkü pasta küçüktü.Yağmur yağıyordu.Tam da tahmin ettiğim gibi.Önce Türkçe hocasını üst katlarda aramaya başladım.Yok yok yok.Aşağı indim.Bizim sınıftan şemsiye istedim.Neyseki birisi şemsiye verdi.Böylece onu da aldık aramıza çünkü şemsiyesini paylaşmıştı.Teşekkürler yağdırmaya devam edip Türkçecinin en son girdiği B şubesini de kontrol etmeye karar verdim.Ordaydı!Birkaç kişi etrafına doluşmuş,hocamız da bir şeyler anlatıyordu."Hocam!" dedim.Bana baktı.Oturduğu masaya aldığım mumları koydum.
"Anasınıfında buldum." Orasını tam hatırlamıyorum,cebinden çakmağı çıkardı ve aldığı bir tane mumu yaktı.O sırada öğrenciler de bize bakıyordu. "Hocam ama ben bunu yakamam ki." Hoca anlamadı, "Nasıl yakamazsın şurayı çevir yanıyor." Gülümsedi.Hocanın elinden çakmağı aldım ve çevirmeye çalıştım. "Çevrilmiyor bu." Öğretmen dahil herkesin yüzünde bir gülümseme oluştu.Ama bakın,her şeyi yaparım;kek,makarna,mantı,çay.. Ama güç gerektiren işleri yapamam.Çakmağı çevirmek ne kadar güç gerektirir ki, diyebilirsiniz.Bilek güreşinde yenerim ama bu gibi şeylere gücüm yetmiyor. "Senden başka biri kutlamicak mı?" dedi gülerek.Anladım.Çakmağı çakacak adam istiyordu. "Hemen getiriyorum hocam." Ben koşarken hoca "Getir bakalım." dedi gülerek.Hemen yan tarafta sınıf kapısının önünde o ve şemsiyesini vermeyi kabul eden çocuk duruyordu. "Gel" diyip kolundan çekiştirerek onu Türkçecinin olduğu yan sınıfa getirdim.Önden gidip tekrar hocanın sağına geçtim.
"Hah!Gel bakalım sen yaparsın." dedi çakmağı ona verdi.Hocanın solunda duruyordu.Çakmağı aldı hocaya karşılık vermek için gülümseyip çakmağı cebine koydu.Beraber çıktık sınıftan.Biraz ilerledik ve bizim sınıfın önünde durduk bu sefer.Şemsiyesini paylaşan çocuk,o ve ben.Aslında şemsiyesini paylaşan çocuk veya o dememin sebebi isim vermemek.Çünkü gizli kalmasında fayda var.Yoksa onları iyi tanımadığımdan değil.İsimleri var yani.Ben şemsiyesini paylaşan çocuğa "Sen onu oyala dışarda." dedim dostumu kastederek.Çocuk içeri girdi ve doğum günü kızını da alıp sınıftan çıktılar.Koridorda kaybolmalarını bekledikten sonra biz,yani ben ve o da peşlerinden gitmeye başladık.Böyle böyle giriş katına kadar geldik.Çocuk şemsiyesini açıp kankamı ıslanmasın diye içine aldı.Kankam arkası dönük bir şekildeyken çocuk bize bakıp kontrol ediyordu.Pastayı nöbetçi masasına koyup poşetinden çıkardım.Mumları görünce o "İki tane yeterli." dedi. "Aynen." İki mumu yaktık hem yavaş hem hızlı onlara yürüyorduk ki mum söndü. "Mum olmasa da olur." dedi. Önce karar veremedim ama hemen "Olmaz olmaz." diyip masaya geri döndüm.İki mumu da tekrar yaktı.Bu sefer rüzgarın gelmesini engelleyerek yavaşça onlara doğru ilerledik.Heyecandan üstüme bir şey alamamıştım ama soğuğu hissetmiyordum o an.Kocaman gülümseyerek iyiki doğdun şarkısını söylemeye başladık.O da kocaman gülümseyerek bize baktı.Çok güzel gülümsüyordu. "İyiki doğdun.Şimdi mumları üfle." dedim sırıtarak.Tam üflicekti ki "Dur!Dilek tut." Gözlerini kapar gibi oldu.O da "Üfle ıslandık hadi." dedi gülümseyerek.Zaten dileği bitmiş olan kankam mumları üfledi.Eminim dostum üflemese de o mumlar sönecekti.Hava o kadar soğuktu.Hemen girişe geçtik.Kimsenin canı çekmesin diye oradaki dilek şikayet masasının üstünde pastayı yedik.Tabi ondan önce ona,sevdiğim çocuğa "Hediyeyi verir misin?" diye uzattım.Ellerim doluydu galiba hatırlamıyorum.Poşetten çıkarıp kankama uzattı.Kankam açtı ve içindekileri çıkardı.Beraber kalp yaptığımız boydan fotoğrafımızın çerçevelenmiş hâli ve bir defter.İçinde tatlı fotoğraflar var.Yazılar da.Pastasa son dilim kalınca kankam birazcık aldı çatalına,yedi.Kalanı sen ye dedi bana sevdiğim çocuk. "Yok ben yemiyim yedim zaten." dedim.Kulağıma eğildi "Beni seviyosan?" Kalan parçayı çatalıma almamla ağzıma tıkmam bir oldu.Bu benim "seni seviyorum" deme şekillerimden sadece birisiydi.Pasta bittiğine göre artık sıkıldıklarını düşündüm. "İsterseniz artık gidebilirsiniz." Sonradan onları kovmuşum gibi olduğunu düşünüp kötü hissettim.Sınıfta en önde oturuyorduk.O,hemen karşmıza,öğretmen masasına oturdu.Şemsiyesini paylaşan çocuk da onun yanında durdu.Hediye dostumun önünde duruyor arada açıp bakıyor onlara da gösteriyor sohbet ediyorduk.Geçirdiğim en güzel öğlendi.En sevdiğim iki insanla birlikte..
Bugün doğum gününden sonraki gündü,gün boyunca bir kez yanıma geldi sevdiğim çocuk.Öğlende.Ben kafamı sıraya dayamış şarkı söylüyordum. "... rengarenk.Be be yim dediğim anda vur banaağhg" şaka olsun diye sırtıma küçücük vurdu. Ben şarkıyı söylerken "Nooldu?" demişti.Genelde öğlen olunca sıraya yaslanır onun gelmesini beklerdim.O da bazen gelir ve "Nooldu?" derdi.Benim mutlu olduğumu görünce cevap vermeme gerek kalmadı.Dürüst olmak gerekirse mutlu falan değildim.Annem ve babam yüzünden moralim bozuktu ama okulu seviyordum ve buraya gelince onları unutup gülümseyebiliyor ve mutlu olabiliyordum.Oysa liseye gidince kimseyi tanımayacaktım.Yeni arkadaşlıklar ve yeni bir ortam istemiyordum.Ders dolu kafalar.. İnekler.. Sıkıcı! "Ben gezicem yukarda.Yaramazlık yapma olur mu?" dedi bana.Gezicem yukarda demedi de gizlilik önemli o yüzden konum olmasa daha iyi.Yaramazlık dediği başka erkeklerle konuşmak oluyordu.Biz böyle anlaşıyorduk.Ben yaramazlık deyince onun başka kızlarla konuşması anlamına geliyordu. "Tamam sen de." "Ben yaramazlık yapamam zaten.Orda kız yok." "Yine de yapma." Kapıya ilerledi.Ben bir çocuğa baktım diye bana oradan "Ooo" anlamında hareket etti.Ben de güldüm.Beni sinir etmeyi seviyordu,gıcık. Gittim yanına ooo yaptığı için.Gidiyor sanıp geri dönünce o da döndü. Ben de bu gıcıklığın karşılığında gıdıkladım onu.Öyle gönderdim.Tam sinıfa giriyordum geldi.O da gıdıkladı.Ben de gıdıklanma refleksiyle gülerek sınıfa kaçarken o da arkadaşlarına yetişti.Onun dışında bir iki kez göz göze geldik ve gülümsedik bugün böyle oldu.Bakalım yarın neler olucak? Allah'ım sen büyüksün.Lütfen iyi şeyler olsun.Mutlu olmak istiyorum.Hiç kimse küsmesin bi gün de ya lütfen..
İyi geceler
01.26
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavisi Eksik Ruh
Teen FictionBir insandım.Sonra aşık oldum.Daha sonra yıkıldım.Yıkılışım ve ruh sağlığımın sona ermesi,mutluluklarım,ağlamalarım.. Sessiz çığlıklarım.. Mavi kalbim vardı.Gitti.Ruhumun mavisi eksik artık.Çok konuşurdum diye kızardı bana Mavi Kalp.Şimdi gitti,konu...