BİR YIL SONRA..

356 16 0
                                    

7 Ekim

Bir yıl sonra yazdıklarıma tekrar devam ediyorum..

Kimin iyi kimin kötü olduğunu ayırt edemiyorum.İyi sandıklarım kalbimi kırıp çıkıp gidiyor.Herkesi kendim sanıp iyi niyetle baktığımdan kalbim paramparça oluyor.Hatta Özdemir Asaf'ın şu sözünün beni açıklayacağını düşünüyorum: "Bir evin iki kapısından biri açık biri kapalı olsa,biri girse açarak kapalısından,öbürü açık olanı kapatıp çıksa."  Yani tam biri bizim eksikliğimizi kapatıyor,diğeri eksiklik bırakarak gidiyor.Artık korkuyorum.Büyüdükçe kendi işlerimi kendim yapmaya,kendi ayaklarımın üzerinde durmaya başladıkça korkuyorum.Bir yıl önce bahsettiğim gibi bir ayrılığa hazırlanıyordum...

Bir yıl önce:Okulun son günü
Herkes dağılmaya başlamıştı,ortaokul tam anlamıyla bitmişti.Onu aradım ama hiç bir yerde bulamadım.Beni beklemeden gitmiş olmasına içerlensem de onu aradım ve beklemesini söyledim.Üzerimde çiçekli siyah bir elbise vardı.Havaya uygun,dizlerime geliyor,omzu açıktı.Saçlar da fönlü.Hayal ettiniz mi?Buraya kadar her şey çok iyi.Sonra okulun yokuşundan on-on beş dakika boyunca koşarak indim.Elbiseyle koşmak?!Elbise benlik bir şey değil zaten,bunu da göstermiş oldum.Ben rahat duramam ki.Bacaklarimi iki yana aça aça koştum.Tabi ki bu konuda rahatliğımin sebebi çevrede benden başka yokuştan koşarak inen bir enayi olmayışıydı.Kimse tuhaf tuhaf bakamazdı.(Baksa da umrumda olmazdı ya.)

Beni beklediğini gördüm ve koşarak yanına gittim.O da biraz bu tarafa yürüseydi ne olurdu diye bozulmadan edemedim ama sesimi çıkarmadım.Yan yana yürümeye başladık.Bu yürüyüşten yararlanıp sormak istediğim çoğu şeyi sordum.Güzel haberse benden ayrilmayacagiydi.Çünkü eğer müsait olursa beni arayabileceğini söylemişti.Evine kadar gittim.Sonra o gidince o kadar yolu bir de geri dondüm.O kadar geç gelmemin hesabını verecektim.MeleğiM hiç sevmez ama yalan söyledim ve "Fotoğraf çekimi,vedalaşmalar çok uzun sürdü." dedim.Ben de yalan söylemekten hoşnut değildim ama doğruyu söyleyince olanları gördükten sonra üzgünüm MeleğiM..

Mavi kalbim o gece beni aradı ve uzunca konuştuk.Ondan sonraki gece de aradı,yine uzunca konuştuk,üçüncü geceydi sanırım,o kadar çok konuştuk ki bir süre sonra karşıdan ses kesildi.Ben hararetli hararetli anlatırken o uyuyakalmış ama bana uykusu geldiğini söyleyip alınmamdan korkmuştu.

Bir süre böyle devam etti,arada küçük kavgalar,minik tripler,arkadaş tanıştirma,şakalar... Yaz tatili bitmek üzereydi ve mesaj,telefon görüşmesi veya görüntülü aramalarla tatlı günler gecirsek de yüz yüze gelememiştik hiç.

Bir akşam olan oldu. Ankara'dan yeni gelmiştik ve gelir gelmez köye gelmiştik.Ben Instagram'da bakinırken ondan bir mesaj geldi,
Hikayenize yanıt verdi:
-Bu ne?
+Fotoğraf.
Hikayenize yanıt verdi:
-Bu ne?
+Başka bir fotoğraf.

Giydiğim tulum.Kısaydı.Ve o gün bu yüzden benden ayrılmıştı.. Aslında olay tam olarak şöyle oldu:
Telefon görüşmesi:
...
+Bitmesini mi istiyorsun yani onu söyle!
-Evet!
+Tamam bitti!!

Telefon kapandı.Ekranla birkaç saniye bakıştım.Ardından hemen geri aradım.

+Özür dilerim.

Ne dediysem yine de affetmedi.Tam üç gün boyunca ısrar etmeye devam ettim.Olmadı.Artık aramayı kestim ve bir tulum yüzünden benden ayrılışına tepkim haftalarca yorgan altında sessiz çığlıklar atarak ağlamak,onun fotoğraflarina bakmak,aklıma gelen anıları kovalamak,son ses Ahmet Kaya dinlemekle geçmişti.Çikolatalar yetmiyordu.Çikatalar ilk defa beni mutlu edemiyordu.Evde benden rica edilen şeye bile bağırarak cevap veriyor,tuvalete gitmek ve su içmek dışında odamdan cikmiyordum.Değişik bir pisman etme isteğine kapıldım.Hani olur ya "Terk ettiğin sevgiline dön de bir bak!" temalı değişimler. Kafa patlatsam da aklıma gelen en mantıklı şey makyaj yapmaktı.Annemin makyaj malzemelerini alıp bildiğim kadariyla yüzumde bir şeyler değiştirmeye çalıştım.Hiç güzel olmamıştım.Bu sefer daha çok depresyona girdim."Lanet olsun ne kadar cirkinim." 'den tut da "Her şeyden nefret ediyorum!" 'a kadar laf saydım kendime.Tam bir bunalım dönemiydi diyebilirim.

Aradan zaman geçmiş ve biz ne yapıp edip barışmıştık.Hatta piknik alanında değişik bir karşılaşma ve vedalaşma yaşamıştık.Sonra ona aldığım Oreo paketlerini vermek için yanına gitmiştim,yolu uzatabildiğiniz kadar uzatıp mini bir yürüyüş yapmıştık.
Eski okul arkadaşımla kanka oldum ve çocuk erkek diye yine benden ayrılmıştı ama şuan yine çıkıyoruz..
Anlayacağınız bir yıl boyunca iki kez ayrılıp iki kez barıştık.Belki birbirimizi çok sevdik,vazgeçemedik;belki de bırakmak istemiyorduk bilemem.

NOT:Bu bölüme bir yılı özetlemeye çalıştığımdan biraz sıkıcı oldu.Bir sonraki bölümde daha vurgulu şekilde anlatacağım.

Mavisi Eksik RuhHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin