27 Mayıs
"Pişman olmak,keşke demekten iyidir." -Prof. Berfin Deniz DOĞAN
Bütün gün gülümsese de insan, illaki başına bir şey geliyor.Sizi bilmem.Benim için öyle.Bugün çok değişik bir şey oldu ama onu en son söyleyeceğim.Öncelike oruç zamanı başladı.Allah hepinizin orucunu kabul etsin İnşallah.Sabah annem pizzayı yapmadım diye bana şaka yaptı.Yaptığını son anda anladım.Tazgahın üzerinde üstü örtülü bir tabak vardı.Emin olamadım.Cidden oymuş.Eğer yapmamış olsaydı çok sinirlenecektim sanıyorum.Pizzacanımcığımı da alarak okula geldim.Önce Söz izledik.Yeni başladı.Söz diye bir dizi.Sınıfça izliyoruz. 5. bölüme kadar geldik.Sonra Teknoloji Tasarım dersinde herkesle beraber dışarı çıktık.Masaya yerleştirdik getirdiklerimizi.Hatta beraber indik onunla.Aramız iyiydi tüm gün boyunca.Bu da başka bir şaşırtıcı haber.Çok sevdiğim bir arkadaşımın yardımıyla pizzayı dilimlerine kestik.Herkese ikram ettim.Güzel bir mini piknik yapmış olduk.Daha da hiç içeri girmedik.Matematik dersinde volaybol maçını izledik.Tabi ben biraz izledikten sonra sıkıldım ve parka gittim. "Bakalım ıslak mısınız?" Kaydırak iyi durumdaydı ama en son kısmı bayağı çamurluydu.Salıncak da ıslatı tahtrevalli de.Bir ayağımı ve ardından diğer ayağımı salıncağa koydum.Ayakta kendimi sallamaya başladım.Bir süre sonra aklıma o çok sevdiğim şarkı geldi. "Sözlerimi geri alamam.Yazdığımı yeniden yazamam.Çaldığımı baştan çalamam.Bir daha geri dönemem."
Mırıldanmaya başladım kendi kendime. "Hiçbir kere hayat bayram olmadı ya da her nefes alışımız bayramdı." Sonra şarkının melodisiyle kendim bir şeyler ekledim. "Sesim iğrenç çıkıyor.Umarım kimse duymuyordur." Gülüp etrafıma bakındım.Kimsecikler yoktu.Devam ettim. "Aldım elime sazımııı.Yine aşınca çayın suyu boyunu,belki yeniden karşıma çıkacaksın.." Bu şarkıyı ikinci kez söyledikten sonra salıncaktan indim.Futbol oynanan yerden bizimkilerin yanına gittim.Çıkıştan geldiğimi gören Matematikçi bana gülümsedi.Napiyim,parktan en kısa böyle geliniyor.Ne yapacağımı şaşırdım.Ben de güldüm ve yanlarına gelince oturduğu bankın arkasına geçtim.
"Parktaydım hocam." Ama öyle böyle değil.Mânâlı mânâlı bakıyordu.Utanmadım desem yalan olur.Ben de bir süre onlarla voleybol maçını izledim.Bir süre sonra küçük kız kardeşim geldi.Elinde cüzdanım vardı.Para almaya gelmiş bana kadar getirmiş.Öğretmenden izin aldım ve cüzdanımı koymaya çıktım.Aşağı indiğimde yoklama alıyorlardı.Ben gidince alınması şans mıydı?O ise parka doğru gidiyordu. "Hoca çağırdı." dedi bana. Hızlanıp hocaya koştum. "Seni değil,parktakileri." Hoca beni parkta sanmıştı.Ve beni çağırması için özellikle onu seçmişti.Yani öyle düşündüm.Hoşuma gitmedi değil.Ama ne olduğunu anlamam zor olmuştu.Yoklama alındıktan sonra bahçeye girdim.Parka gidecektim.Yavaş yavaş yürüyordum.Bir ara duvarın üstünden voleybol maçı oynayanlara baktım. Eğleniyorlar gibi görünü... "Bö!" Gıcık ödümü kopardın. "Ay!" duvarın diğer tarafından geçtiğini ben nerden biliyim.Güldüm. "Neden ordasın?"
"Salıncak var." Gülümsedim sonra yürümeye devam ettim.Salıncak ıslaktı.Ne kadar oturmaya çalışsam da olmadı.Tahtrevallinin bir tarafına oturdum ve öylece çiçekleri seyrettim.Çok güzel görünüyorlardı.Yağmue çiselmeye başlamıştı.Ben orda bayağı oturduktan sonra bir kız geldi.Öğlen olmuştu sanırım yemek yemeye gelmiş olmalıydı.Elinde lahmacun vardı.
"Meraba" dedim. "Meraba." Biraz sonra yine sordum. "Yemek mi yiyeceksin?" Bankta oturuyordu. "Evet" İşaret parmağımla karşıyı gösterdim.İleriye baktı. "Karşıma gelmek ister misin?" Geldi. "İyi zıplatırım,uçarsın,haberin olsun." dedim.Güldü.Onu zıplatmaya başladım.Ama ben daha çok hopluyordum o ayrı bir konu.Biraz oynadık böyle.Bir yandan da konuşuyorduk.Biraz sonra o geldi.Kızın arkasında olucak şekilde durduğundan kız onu görmedi ve konuşmaya devam etti.Ben arada ona gülümsüyor bir yandan da kızla konuşuyordum.O tahtrevallinin ortasına gelince kız onu fark etti.Sustu.Biz oynamaya devam edince o salıncağa oturmaya çalıştı.Aynı benim denediğim gibi.Ama o oturabildi.Biz kızla biraz daha oynadık sonra ben "İstersen yemeğini ye,sonra devam ederiz." dedim.Kız banka geri döndü ve yemeye başladı.O ise ordan çok tatlı gülümsüyordu. "Oynar mısın?" Biraz baktı "Hayır." "Peki." dedim güldüm.Ilk geldiğimdeki gibi tek başıma oturdum bi ucuna.O da geldi karşıma geçti.Oynadık.Güle güle oynadık.Uzun sürmedi zaten.Salıncağa tekrar binmeye çalıştı.Bu sefer olmadı. "Sen bin." dedi meydan okurcasına bakarak. "Yok ben sığmam" dedim çünkü tabi ki de denemiştim ve olmamıştı. Yağmur artmaya başlamıştı.Kız yemek yiyordu.Ağacın altına geçtik.Bankın hemen yanına.Kapşonunu kapattı.Ben de ellerimi kafamın üzerine getirdim kafam ıslanmasın diye.Bir süre gülümsedik birbirimize.Çok güzel bir andı. "Hep çamur oldu ya.Ne güzel oynicaktım ben." dedi. Biraz düşündüm "Engel değil ki." Ellerim kafamda koşarak kaydırağa tırmandım.Kim bilir ne kadar komik görünüyordum.Ama umursamadım.Kaydırağa ayaklarımı koydum.Ve hoooop... Bir ara düşücem sandım ama beni tutmuştu.İndim ama her yerim ıpıslaktı.Güldüm.O da.Yavaş yavaş sınıfa yürümeye başladık. "Bunu giymezsen küserim." diye hırkasını çıkarmaya başladı. "Hayır çıkarma,üşiceksin." Çoktan çıkarmıştı bile. "Giy bunu." "Bir şartım var bir kolunu da sen giyceksin." Şartımı kabul etmedi.Hırkayı elime verdi.Giymedim.Kapşonunu kafasına geçirdim.Hırkayı aldı bana bıraktı ve koşmaya başladı.Arkasından seslendim, bakmadı. Okula girerken iki arkadaşım yanımdan geçiyordu. "Üstündeki çok güzelmiş." "Teşekkür ederim." dedim en kibar ses tonumla.Teşekkür ederken kızlara bakmam gerekmişti ve onu gözden kaybetmiştim.Kantine,sınıflara,bahçeye her yere baktım bulamadım.Bu sırada hırkayı giyerek gezmediğimi söylesem yalan olur.Sıcacıktı üstelik o kokuyordu.Hiç istemesem de ona geri vermem gerekiyordu.Sınıfa geri geldiğimde ordaydı.Akıllı tahtayla uğraşıyorlardı.Herkes orada toplanmış ve o da en ortada olduğundan görememiş tüm okulda onu aramıştım.Hırkasını kapıda çıkarmıştım.Ona verdim.Bana kalsa asla vermezdim de neyse.Bir süre sonra sınıfta tek kız ben kaldım. Kibarca çıkmamı söyledi.Ben de "Demek beni kovuyorsun?" diyerek gülümsedim.Israr etmeden sınıftan çıktım.Beden dersinde oyun oynadık.Sonra serbest bırakıldık.Oyun gerçekten güzeldi.Ne kadar büyüsem de oyunları seviyorum.Serbest bırakılınca voleybol maçını izlerken oturdukları banka oturduk.O benim hırkamı aldı ve yüzünd örttü.Uyudu.Aslında uyuyamadı.Ben izin vermedim.Kafasını indirip kaldırdım falan.Sınıfa gittim sonra.Duvara yaslanıp kendi kendime konuştum.Onun arkadaşlarından birisi sınıfa girdi. Ben de sustum.Bir süre sonra kendisi geldi zaten.Hırkamı onun battaniyesi ilan ettik.Bugün böyle,çok güzeldi.Tek sorun kankamın bana kırılmasıydı.Kankamla koltukta otururken o beni çağırınca gittiğim için bana kırılmıştı.Benim yaptığım ayıptı.Kabul ediyorum.Az önce falan gönlünü almaya çalışıyordum.Gelelim bombaya.Benim İnstagram da Mendie hesabım vardı.Normal hesabım vardı.Bir de Bridgit Mendler'le ilgili fotoğrafları paylaşmak için Mendie sayfam vardı.Mendie demek,Bridgit Mendler hayranı demek.Yani bir çeşit fan sayfası.Geçenlerde ben bunu değiştirip normal sayfa yaptım.Eğer biri beni spamlarsa bu sayfaya geçicektim.Yedek olucaktı.İnstagram'da kavgaya girmiştim o yüzden spamlanabilirdim.Her neyse bu sayfayı çok uzun zaman önce bir kız takip etmişti.Ben de onu takip etmiştim. "Beni nereden tanıyorsun?" demişti "Sen beni takip ettin." demiştim.Sonra sohbet edip tanışmıştık.Bugün tekrar bana mesaj attı.Ben de merak edip baktım. "Çok şaşıracaksın ama bir şey söylicem." "??" "Hatırlıyor musun?Geçen gün kardeşin ve annenle beraber mağazadaydınız.Yan kabinde bir kız vardı ve sen ona gülümsemiştin ve o da sana gülümsemişti.İşte o bendim.Ama o an bir şey diyemedim." dedi.Konuştuk biraz.Yaşıtız.Numaramızı falan verdik.İyice tanıştık.Sorular sorduk.İyi kalpli birisine benziyor.İşte böyle.Ben artık uyuyayım.
İyi geceler
02.36
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavisi Eksik Ruh
Teen FictionBir insandım.Sonra aşık oldum.Daha sonra yıkıldım.Yıkılışım ve ruh sağlığımın sona ermesi,mutluluklarım,ağlamalarım.. Sessiz çığlıklarım.. Mavi kalbim vardı.Gitti.Ruhumun mavisi eksik artık.Çok konuşurdum diye kızardı bana Mavi Kalp.Şimdi gitti,konu...