Defne içeri girdi,etrafa bakına bakına.
Yavaşça içeriye doğru ilerledi.
Hızlı olamazdı zaten o topuklularla.
Çantasını bir yere bıraktı ve bakınmaya devam etti.
Mutfağı bulunca ağzı açık kaldı.Defne:Ah..Bu ne ya?..Mutfak,mutfak değil uzay üssü.
Sonra,
Defne: Tamam Defne.Ne yapacaktın?
Diğer küçük çantasını da bir yere koydu.
Defne:Bugünn, Perşembe.(bir bu yana bir o yana giderek)Önce... Önce yumurta mıydı?
Dolaba yöneldi,tam açacakken,
Defne:Hayır ya,kahve.
Diğer tarafa yöneldi.
Defne:Ve bugün Perşembe. Önce kahve yapmamız gerek....(tam yapacakken)Hayır ya,nar.
Elini kafasına kavuşturdu ve düşünmeye çalıştı.
Defne:Nar mıydı ya!?
Sonunda bir nar aldı ve yıkadı,
peyniri dilimledi,
domatesi ve yeşillikleri çıkardı,
domatesi doğradı,
Yaptı işte bir şeyler.O sırada kapı açıldı ve Ömer Bey elinde spor çantasıyla içeri girdi.Kürekten gelmişti.
Direk yukarı giyinmeye çıktı.Defne o sırada yumurtayı dolaptan çıkarmakla meşguldü.
Telefonundan bakarak hatırladı.
Ve bir şeyler yapmaya devam etti.
Sonra yaptığı kahvenin tadına baktı.Defne:Kahve oldu mu acaba ya?
Ve tekrar tadına baktı.
Defne: Yok yaa.Şimdi tiksinmesin,ayıp.
Ve sonunda tüm yaptıklarını tepsiye dizdi.
Ömer aşağıdan gelen sesleri fark etti.
Aslı'nın gittiğini unutarak,Ömer:Aslı?
Diye seslendi aşağıya.
Duştan yeni çıkmıştı,
üzerinde eşofmanı vardı ama üstünü daha giyememişti,
Aşağı indi.
Defne'nin çantasını gördü.
Çantada duran bir Sait Faik kitabı duruyordu.
Mutfağa doğru ilerledi,
Defne,kahvaltılıkları tepsiye yerleştiriyordu.
O da Ömer'e döndü.
Bir bakışmalar..bir bakışmalar...
İLK KARŞILAŞMA!
İkisi de o, ÖPÜŞME OLAYInı hatırladılar.Defne'nin ağzı açık kalmıştı.
Ömer her zamanki gibi sert tavrıyla,Ömer:Günaydın.Yeni asistan siz misiniz?
Defne:(şaşkınlığını belli eden bir ses tonuyla)Evet benim ama..siz...
Ömer:Ben ne?
Defne:Çıplaksınız!
Ömer: Pardon ben..Bir şey giyinip geliyim.
Ömer yukarı çıkarken,Defne yine kafası ile tek elini kavuşturmuştu.
Düşünüyordu.Neyse,sonra tepsiyi masaya yerleştirdi Defne.Ömer Bey bu sefer Neriman Hanım'ın dediği gibi,koyu takımını giymişti.
Ömer Bey masaya oturdu ve portakal suyu bardağını eline alarak,
Ömer:İlk günden bu kadar erken gelmeseydin keşke.
Sonra lokmayı tam yiyecekken durdu ve sofraya baktı,
Ömer:Da,sen bugün bunları yediğimi nerden biliyorsun?
Defne:(en tatlı sesiyle) Şey,söylediler bana.
Ömer:Kim söyledi?
Defne:(düşünerek)Heea!Kim söyledii!??
Ömer:Aslı mı?
Defne:(nerdeyse adamın üstüne atlayacaktı)A!Evet evet o!Eski asistanınız.(güldü)Biraz çenesi düşük galiba.
Ömer Bey ona tuhaf tuhaf bakınca.
Defne:Ee...Suyunuz hazır,cam şişede,çantada.Kahveniz de hazır.
E bi de şey,kahvaltıyı da söylemiştim zaten.Ömer:Keşke kendine de hazırlasaydın.
Defne:(güldü)Yok canım.Çok da erken daha.(sesi giderek azalıyordu,konuştukça batıyordu)Ben bu saatlerde kahvaltı falan edemeem.
Defne:İsterseniz şey,ben sizi arabada bekliyim.
Ömer:Olur teşekkür ederim.Sen git,
ben geliyorum.Küçük çantasını almak için Ömer'in yanından geçiyordu, ama tuhaf tuhaf bakıp,tuhaf tuhaf yürüyordu da.
Defne,küçük çantasını almış,tam diğerini almaya gidiyordu ki,ayağı takıldı!Ama düşmedi,neyseki.Ömer:(iç çekti)Hahhh!Allah Allah!
***
Defne ön koltuğa,Şükrü Bey'in oturması gereken yerin yanına geçti.
Şükrü Bey,Ömer'in oturacağı arka koltuğun kapısını açmak üzere bekliyordu.Ömer Bey geldi,Şükrü Bey hemen arka koltuğun kapısını açtı.Ömer:Günaydın Şükrü.
Şükrü: Günaydın Ömer Bey.
Ömer içeri girdi ve kapıyı kapattı.
Defne'ye baktı..baktı..
O sırada da Şükrü Bey şoför koltuğuna geçti ve kemerini taktı.Ömer:(Şükrü'ye)Tanıştınız mı Defne Hanım'la?
Şükrü:Tanıştık Ömer Bey.Anahtarınızı kendisine teslim ettim.
Defne: (32 diş birden gülerek)Bende bende anahatarlar.(Bir yandan da elindeki anahtarları sallıyordu.)
Ömer Bey,Defne'nin bu haline (içinden,belli olmayacak bir şekilde) güldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavisi Eksik Ruh
JugendliteraturBir insandım.Sonra aşık oldum.Daha sonra yıkıldım.Yıkılışım ve ruh sağlığımın sona ermesi,mutluluklarım,ağlamalarım.. Sessiz çığlıklarım.. Mavi kalbim vardı.Gitti.Ruhumun mavisi eksik artık.Çok konuşurdum diye kızardı bana Mavi Kalp.Şimdi gitti,konu...