Fazla beklettim, farkındayım ama geldim :)) keyifli okumalar :*
İyi /kötü yorumlarınızı bekliyorum. Benden fikirlerinizi ve şu, ufak yıldızı parlatmanızı esirgemeyin :)
Çokça öptüm!***
İletişim:
Facebook Yazar Sayfası: Hayat-I Roman
Facebook Okur Grubu: Nurhayat Turna Okurları
Twitter: sonsayfasihayat
İnstagram: sonsayfasihayat...
Maç başlamıştı fakat zafer şimdiden benimdi! Mavi gözlerine yerleşen sevinçle Edmond boynuna taktığım kolyeye gülümseyerek bakarken ben onun o anlarda mutlu oluşunun hazzını yaşıyordum. Sonrasında bileğimden tutup sahanın kenarına beni çekerken görebildiğim tek şey bana yaklaşan dudaklarıydı. Yumuşak dudakları dudaklarıma yorgan misali örtülürken iç çektim. Büyük bir heyecanla karşılık verirken göğsüne sokuldum. İçimde kopan sevinç çığlıklarını, her ne kadar serbest bırakmak istesem de maalesef sesimi çıkarmamalıydım. Edmond'un ısrarlı dudaklarından hızla koparak yanağını tekrar öptüm. "Şansa ihtiyacın yok aslında, sen yaparsın!"
Gülümsemesi tüm yüzüne yayılırken yanından ayrılarak koşar adım ponpon kızların yanına doğru ilerledim.
"Sevgilinle öpüşüp, koklaşacağına takım için bir şeyler yapsana. Mesela destek olmak için tezahürat yap!" diye laf dokundurdu Amanda. Sabırlı bir gülümsemeyle Amanda'yı umursamayarak yere fırlattığım ponponlarımı aldım. Edmond gibi birini bırakıp kendi türünde -asalak- birinin peşinden gitmesine şaşmamak gerekirdi. Çünkü salaktı.
"Ne o, beni mi kıskandın, yoksa sevgilimi mi? diye sordum, istemsizce kaşlarım çatılırken. Soruma cevap vermemeyi seçerek sloganımızı avaz avaz haykırarak zıplamaya başladı salyangoz beyin!
Maçın başladığı yirmi dakika olmasına karşılık beraberliği korumaya çalışıyorduk. İlk dakikalarda Carl'ın attığı golle 1 - 0 öne geçerken aptalın tekinin topu bizim ağlarla buluşturmasıyla skor eşitlenmişti. Zorluyorlardı ama gerek Edmond olsun, Carl olsun ya da Joe takımın ismi gibi kaplan kesilerek oynuyorlardı. Bizde saha kenarında sloganlarla tam destek takımımızın yanındaydık.
'Yollar uzunlu kısalı... Hep mi başarı, hep mi zafer. Dur durak demeden, yenilgi nedir bilmeden koşup durur 'Kaplanlar!' Kap-lan-larr...'
Bana göre sıradan olan tezahüratı soluksuz tekrarlarken yanımda duran ve sağa sola belini büken Julia'nın koluna yapıştım.
"Aklıma bir fikir geldi!" dedim nefes nefese.
"Mandy.. Sus ve bağır! Aklına gelen fikre başlarım şimdi." kaşlarım yine çatılmıştı.
"Aptal dinle bir beni. Bak hepimiz tişörtleri zaferde çıkartacağız, şortumuz ve yarım atletlerimizle dolanacağız ya, dedim düşünürken.
"Eeee"
"Aptal! Ne ee'si, şimdi soyunsak diyordum. Rakip takımın dikkati dağılır böylelikle ve bizimkilerden biri gol atar artık." dedim ayaküstü yaptığım zeki planımla. Bana 'sen salaksın' bakışı attıktan sonra kulaktan kulağa kıvamında kızlara benim söylediklerimi aktardı. Umarım fikrin sahibinin ben olduğumu Edmond erkenden öğrenmezdi.
İlk önce Amanda, peşine Eva, Hera, Amy üzerlerini çıkartırken ben öne atlayarak çığlık çığlığa tazahurat yapmaya devam ettim. Her birimiz -evet, ben de dâhil- üstümüzdeki kısa kollu tişörtü çıkarıp atletlerimizle kaldığımızda dediklerim olmuştu. Ama hesaba katmadığım bir şey daha oldu. Bana bakarak salyalarını akıtan rakip takım forvetine attığı tekmeden dolayı Edmond sarı kart yerken, hareketinin sonu penaltı ile noktalanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sahte Sevgilim | Sahte Serisi #1
Teen FictionBen; Bana kurduğum Dünya'da sahteliklerle doluyum... Gerçek olmasını canla başla istediğim tüm karmaşalarıyla beraber 'sahte' bir oyunda başrolüm! -Nurhayat Turna