Bölüm 7 ~Kararı veren aklımdan çok kalbimdi.

857 29 3
                                    

İçimi kaplayan ebatı en büyüğünden olan bir huzursuzluk eşlik ederken bana uyuşukça açmıştım gözlerimi yeni güne. Saat ise tam vaktinde çalmış ve ben gördüğüm kâbustan kan ter içinde uyanabilmiştim. Derin bir nefes alarak yataktan doğrulup oturdum, yüzüme yapışan saçları geri çektikten birkaç dakika sonrasında uyuşukluğu bir kenara bırakarak bacaklarımı yataktan sarkıttım. Zihnime üşüşen karelerle titrerken duraksayarak derin nefesler eşliğinde yavaşça ayağa kalktım. Kendime gelmem fazla zamanımı almamıştı, silkelenerek uyuşukluğumdan kurtuldum ve ardından hızla banyoya koştum. Bilinçaltıma kazınan dün olanlar bana geri dönüşte çok beter bir oyun oynamıştı. Nasıl bir rüyaydı bu böyle? Resmen korkudan ödüm patlamıştı. Ellerimi yanağıma bastırıp ayna karşısına geçtim. Aynaya bakınca rüyadan ne denli etkilendiğim, elektriklenip kendi çapında takılan saçlarımdan belli oluyordu. Ellerimi çekerek başımı iki yana sallayıp kendime gelmeye çalıştım. Avucuma doldurduğum suyu yüzüme ard arda çarparak kendime gelmeye çalıştım. Islak ellerimi yüzümden çekerek kenarda duran havluyu alıp yüzümü kuruladım ve saçlarıma çeki düzen verip banyodan çıktım.

"Ooo bizim minik fare erken uyanmış!" dedi ağabeyim olacak odun. Cevap vermek yerine boş bakışlarla bakıp otuz iki dişimi gösterecek şekilde sırıttıktan sonra odama girdim. Uyuşuk adımlarıma can vererek dolabın karşısındaki yerimi alırken 'Bu gün ne giyinsem ben?' düşüncesiyle dolap kapağını açıp kendime giysi seçmeye başladım. Elimi çeneme yaslamış ne giyineceğimi düşünüyordum. Çatılan kaşlarım, araştırmacı gözlerimle durduğum yerde düşündüm ve düşündüm.

Uzun dakikalar sonrasında kıyıda köşede sıkışıp kalmış lacivert eteğimin gözüme çarpmasıyla tereddüt etmeden çekip çıkardım. İç çekerek eteğimi üzerime tutarken  'Hımm bunun üzerine ne giysem' diyerek dolabımı kurcalamaya başladım.

"Aha! Buldum seni." diye neşeyle şakıyarak beyaz yakaları işlemeli gömleğime sarıldım.

Fazla zamanımı almamıştı seçtiklerimi üzerime geçirirken. Kombinim çok sade ve bir o kadar da şirindi. Giydikten sonra kendime şöyle bir baktığım sıra, son zamanlarda cidden güzelleşmiştim, tabi bu benim düşüncemdi. Ayrıca daha güzel olmam şarttı! Ki Edmond ve biricik aşkı Amanda'ya günlerini gösterebileyim. Beyaz dantel detayları olan bol işlemeli gömleğim ve altına lacivert eteğimi geçirmem kendimi podyuma fırlayacak manken hissiyatına bürünmemi sağlamıştı. Ayağıma dolgu topuk sandaletlerimi geçirdikten sonra elime geçen takı ve bilumum tokayı takıştırarak saçlarımı açık bıraktım. Aynadaki aksim 'tamam hazırım' diyorken üzerime bolca parfümde ekleyerek hazırlık işlemimi tamamladım.

Odamdan çıkıp sessiz sedasız merdivenlerden inerek salonun orta yerinde elinde tavayla turlayan annem ile karşılaştım. Şaşkınlıkla beraber gülme krizinin kıyısından geçerken komiğime giden tek şey annemin o tavayla ne yapıyor oluşuydu.

"Anne hayırdır. O tavayı kimin kafasına geçireceksin sen öyle?" diye sorarken göz ucuyla elindekini gösterdim.

"Ha?" diyerek beni yanıtlayan anneme tek kaşım havada bakarken sözlerine devam etti. "Yok, kızım ondan değil. Tavanın sapını değiştirecektim ama diğer sapı nereye koyduğumu unuttum, ona bakıyorum."

Suratımda oluşan tuhaf sırıtmayla belli bir süre daha baktım anneme, iç çekerek başımı iki yana salladım. Her ne kadar kahkaha atmak istesem de o tavanın kafama inme ihtimalini göze alarak bu eylemden süratle vazgeçtim.

"Pekâlâ, anneciğim." derken son üç basamağı da inip yanına yaklaştım.

"Hem," dedi kıstığı gözleriyle beni süzerken. "Sen böyle süs püs nereye gidiyorsun Mandy? Podyuma falan mı çıkacaksın yoksa."

Sahte Sevgilim | Sahte Serisi #1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin