Bölüm 4 ~Hastanelik olan neydi? Duygularım mı? Kendim mi?

1.4K 48 4
                                    

Sıkıcı...

Sıkıcı ve yine sıkıcı. Acınası bir durumdaydım. Hastane duvarları üzerime doğru gelirken kafama yediğim darbeden değil can sıkıntısından ölecekti. Refakat tartışmasını kazanan Carl Sera'yı alt etmiş çok geç olmadan eve bırakmak için beni burada yalnız(!) bir başına Edmond'la bırakmıştı. Neymiş efendim tek kalmamdan iyiymiş, hah! Öylede böylede sıkıntıdan patlıyordum ben! Şaşırdığım nokta Carl, Edmond'dan nefret ederdi yani ben öyle biliyordum. Tamam, futbol takımında aynı takımda ter döküyorlardı ama zıtlardı işte. Hep itiş kakış içerisindeydiler. Carl'ın gitmesinin üzerinden üç saat geçerken sıkkın bir şekilde derinden bir of çektim. Uykumda yoktu ya, ona ayrı bir ayar olmuştum. Normalde tavuk gibi dokuzda uyuyan ben saat on bir olmuş hala cin gibiydim. Göz ucuyla koltukta oturan Edmond'a baktım. Kendi halinde koltuk başlığına yasladığı kafası, göğsünde bağladığı güçlü kolları, önündeki masaya uzattığı bacaklarıyla uyukluyordu. Bir an şeytanın dürtmesini beğenip Edmond'un kafasına yastık atasım geldiyse dayak belasına vazgeçtim. Tamam, Edmond erkeklere uyguladığı şiddeti hiçbir kıza uygulamamıştı ama sazanlama dalıp ilk olmak istemezdim. Boğazımı temizleyerek dikkat çekmeye çalıştım ama nafile. Edmond kılını kıpırdatmamıştı.

"Müzik çaların var mı?" diye sordum ince bir sesle. Cevap vermemesini beklerken beni kısa bir "Evet var!" diyerek yanıtladı. Kızmış mıydım? Ah hayır. Kudurmuştum!

"İyi!" diyerek homurdandım. Güldü. Dudakları yukarı doğru kıvrılırken başını benden taraf çevirerek o aklıma kazınıp rüyalarımı süsleyen mavi gözlerini açtı.

"İyi... Neden sordun?" iç çektim. Her halinden belli olan eğlenmesine çıkışmadım. En azından birimiz eğlenmekteydi.

"Ne bileyim, belki akıl edip sıkılmamam için bana verirdin mesela, ondan sormuştum ya neyse."

Sanki ona inanılmaz bir şey söylemişim gibi boş boş bakıtı bir na. Cidden şüpheleniyordum Edmond'un normalliğinden. Bir anı diğerini tutmazken eğleniyor mu yoksa kızıyor mu anlayamıyordum. Hele de böyle tepkiler verirken. Yavaşça bacaklarını çekip duruşunu düzeltirken 'aha' dedim 'bu sefer boğar bu beni' ama düşündüğüm şey olmadı. Edmond oturduğu yerden ağır çekimmiş gibi kalkıp sakim bir tavırla yanıma ulaştı. Hala anlamlandıramadığım baklarını üzerimde gezdiriyordu. Bir derdi vardı, bundan emindim ama o derdi neydi anlamamıştım. Elini kotunun cebine sokup müzik çaları çıkarttıktan sonra bana uzattı. Gözlerimi kırpıştırarak nezaketen teşekkür edip elinden kaptım müzik çaları.

"Ne tür müzik dinliyorsun?"

"Efendim!" onu duymamıştım daha doğrusu müzik çaları kurcalarken duyamamıştım, garip bir şekilde bakım ona.

"Müzik diyorum," muzip bir şekilde sırıttıktan sonra işaret parmağı ile müzik çaları gösterdi. İç çekip mavi gözlerine bakmaya devam ettim.

"Genelde rock ama ruh halime bağlı. Değişiyor. Ya sen?"

"Benim için fark etmiyor. Güzel olan her şey benim ilgimi çeker." bunları söylerken odada geziniyordu ve yüzünde o arsız gülümsemesi vardı. Bu durum beni tedirgin etmişti açıkçası. Carl az daha gecikirse tabanları yağlayıp kaçabilirdim bu tuhaflıktan. Tüm dikkatimi müziğe vererek yerimde sallanmaya başladım. Tamam, büyük çapta bir darbe yemiş olabilirim ama rock müzik ruhumu dinlendiriyordu. Köşede ki koltuğa oturup ayaklarını masaya uzatıp beni gözetleyen Edmond'a kaydı gözlerim. Bana bakıp sırıtıp duruyordu. Gözlerimi kısarak 'ne var?' anlamında kafa salladım. Edmond ise sırıtmaya devam ederken kulağımdaki kulaklığı işaret edip onları çıkarmamı sağladı. Yine yüzünde o ölünesi gülümseyişi belirdi.

Sahte Sevgilim | Sahte Serisi #1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin