Gözlerimi açtığımda kendi odam kendi yatağımdaydım. Gördüğüm rüyadan sıyrılıp yüzümde ki tebessümle kendime gelirken karşımda beliren Sera'yı fark etmemle çığlığı basmıştım. Nasıl bağırmazdım? Hortlak gibi bembeyaz bir yüzle karşıma çıkmıştı. Çığlığımla boğazım parçalanmış gibi acımış, bu acıyı yutkunarak geçirmeye çalıştım.
"Mandy, dur bağırma! Betin benzin attı." asıl beti benzi atan ben değil tepemdeki arkadaşımdı. Sıkıca kavradığım örtüyü üzerimden itip doğrulurken bacaklarımı kendine çekip oturdum.
"Yaaa!" dedim kekelemeye başlayarak. "Ya sen manyak mısın? Ödümü patlattın!" Pörtlemekle meşgul olan gözlerimi kısarak ne kadar korkutucu bir bakışla baksam da ağlamayı sonlandırmış bebek gibi göründüğümden emindim. Her ne kadar da korkutucu olmak istediysem de bir türlü beceremiyordum. Öte yandan ürken arkadaşımın irileşen bal rengi gözleriyle bir şey kafama dank etmişti; resmen hırlamıştım. Hem kim sabahın köründe tepemde bit demişti ki? Aptal, nasıl korkuttuysa içimi kaplayan ürpermeyle korkudan titremiştim. Arkadaşım ben kadar berbat mimiklere sahip olmasa da kendine özgü kaş göz hareketleri içine kattığı işaretler ve anlamlar vardı. Gözlerini kısmış kötücül bakışlarını üzerime dikmiş yüzünde beliren sinsi bir sırıtışla bana bakmakta olan Sera'ya madalya alacağım bir salaklıkla bakmaya devam ediyordum. Tabi kafamda dolaşan düşünceleri kovalayıp iç sesimi susturmam zamanımı ne kadar alırdı ki?
"Bana anlatmadığın ve atladığın bir şey yok mu?" diye sormaz mı? Duymazdan geldim! Çenemi havaya kaldırarak saldırı pozisyonuna geçtim.
"Hem dur! Sen ne demeye pişmiş kelle gibi sırıtıyorsun bakalım?" her daim bir adım önde olmak istersen hep ama hep saldırı pozisyonunda olunmalıdır ve böylelikle istenmeyen konulardan zeytinyağı olup suyun üzerine süzülür gibi kaçmak kolaydı. Eh beni en iyi tanıyan Sera oflayarak gözlerini devirdi. Taklitçi ben, onun tepkilerini bire bir yaparak ilk önce gözlerimi kıstım ve ardından kocaman açarak duraksadıktan sonra gözlerimi devirdim. Halime gülmüştü tabi ben de ona güldüm. Aklımda beliren fikirlerle ampul yanarken bacaklarımı uzattı.
Arkadaşıma doğru eğilirken kaldırdığım kaşlarımla yüzüme bilge bir sırıtış takınıp sesime esrarengiz bir hava katarak "Sera?" dedim. Bir adım öne atan arkadaşıma doğru başımı salladım. Sanki sır verecekmiş gibi bir halim vardı. Bana kanan gariban arkadaşım iyice benden taraf sokulurken hemen balıklama atlayıp "Efendim canım." dedi. Arkamda bulunan bir adet uyuma yastığını kaptığım gibi dibime girmiş Sera'nın kafasına geçirdim. Gözlerini şaşkınlıkla kırpıştırırken garip bir ses çıkardı. Aslında yaptığımdan süratle pişman olurken korkuyla yutkundum. Sonunda deli olan oydu ve üzerime atlayıp beni boğabilirdi. Nitekim düşüncelerim boş çıkarken ufak bir sendeleme sonrasında hemen kendini toparlandı. Konuşmasına fırsat vermeden yaptığım hareketin ardından "Def ollll!" diye çemkirdim. Sera kaşlarını çatarken yataktan kalkmak için hareketlenince de ayağıma dolanan çarşafın azizliğine uğrayarak uzun zamandır özlediğim parkelerimle fena halde haşır neşir oldum. Sağlam bir küfür sallarken kıkırdayan Sera'yı görmezden gelerek sinirden köpürmeyi geçmiş bir şekilde uzandığım yerden hışımla kalktım. Homurmanmaya başlanarak gelmiş geçmiş tüm sorunlara gelecek geçecek sorunlara da söylene söylene banyoya doğru yol aldım. Odamın kapısını öyle bir kapattım ki sallanan kapıdan menteşelerin yerinden oynatıp oynatamadığımı düşündüm.
Sera'dan kurtulmuş kendimle kalmışken tam banyo kapısına elimi uzatıyordum ki anın güzelliğiyle kapı aniden açılıp hızlı adımlara benim üzerime yürüyen ağabeyimin pat diye önüme çıkmasıyla çığlığı basıp kıç üstü yeri boyladım.
Gözlerim dolmuş ağlamama bir adım kalmış sesimle "Abi..." diye seslendim. Büktüğüm kaşlarımda garip bir ifade yayılırken yüzüme tepeden bakan ağabeyime sataştım. "Sen nasıl bir psikopatsın? Önüne sağına soluna bakmaz mısın be adam!" kaşlarını havaya kaldırdı. Al işte yine başladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sahte Sevgilim | Sahte Serisi #1
Teen FictionBen; Bana kurduğum Dünya'da sahteliklerle doluyum... Gerçek olmasını canla başla istediğim tüm karmaşalarıyla beraber 'sahte' bir oyunda başrolüm! -Nurhayat Turna