Savaş
Sahilde oturup kara kara düşünüyordum. Aslında şimdi Alinin yanında olmalıydım, ama artık gücüm yoktu. Her şeyden o kadar çok yorulmuştum ki, o kadar çok yıpranmıştım ki, artık parmağımı bile kıpırdatmağa gücüm kalmamıştı. Gece gece burada oturmam, Nazlıyı yalnız bırakmam doğru değildi, ama kendime bir türlü güç gelerek buradan kalkıp eve gidemiyordum. Deniz sesi, soğuk hava bana iyi geliyordu, artık yavaş yavaş sonbahar kendini hissettirmeye başlamıştı. Deri ceketime daha sıkı bürünerek denizi izledim. İçimde öyle bir ağrı sızı vardı ki, kendimi uçurumdan düşmüş gibi hissediyordum. Sanırım, bu Nazlıyla Alinin yaşattığı stresten ve tabii ki o hayvanı yeniden görmem sonuçunda olmuştu. Onu öyle orada görünce nedense o geceni hatırladım. Bu gece Kaanı tuttuğu gibi o gece Alinin kardeşini de tutmuştu. O da ağlıyordu. O da sakin durmuştu. Ama Kaan gibi onun şansı getirmemişti. Üstelik onu kurtarmaya çalışan annemi de vurmuştu. İçimdeki o yara yeniden kanamaya başlamıştı. Gözlerim doldu. Sinirle gözyaşım akmadan kolumla onu sildim. Bıkmıştım her defasında bu hale girmekten. İçime özlem girdi. Ağırlıkla ayağa kalkarak arabama doğru yürüdüm ve kapıyı açarak içerye oturdum. Tam da arabamı çalıştırırken telefonum çaldı. Gözlerimi kapattım. Açmak istemiyordum, hiç kimseyle şu am konuşmak istemiyordum, belki de bencilce davranıyordum, ama açmalıydım. Nazlıyı hamile şekilde bu kadar stresse sokmak istemiyordum. Cebimden telefonu çıkararak ekrana baktığımda Nazlının aradığını görünce derinden nefes aldım. Sakin konuşmam lazımdı."Efendim Nazlı?" Cevap verdiğimde diğer tarafta burnunu çektiğini duyunca kalbim kırıldı. Hemen andaca kendimi öküz gibi hissettim.
"Savaş? Nerdesin? Eve gelmeyecek misin bu gece?" Hıçkırarak çocuk gibi dediğinde istemeden yumuşadım. Dudaklarımda tebessüm yarandı.
"Geleceğim tabii ki de, sadece bir az zamana ihtiyacım var" yumuşak şekilde dedim.
"Savaş, lütfen gel, bak ben çok özür dilerim, gerçekten, ben sadece Kaanı düşündüm-"
"Nazlı, tamam sakin ol. Ben bir azdan eve geliyorum, o zaman konuşuruz, tamam mı?"
"Tamam, ben bekliyorum seni o zaman"
"Görüşürüz" diyip kapattığımda bir az daha sakin olduğumu hissettim. Nazlıyı ağlatmıştım, bunun için vicdan azabı çekiyordum, ama diğer taraftan da bu günkü olaylar patlama noktamı tetiklemişti. Kendime tamamen gelmem için sadece bir yere gitmem lazımdı. Gaza basıp hızla sahilden uzaklaştım.
Mezarlığa vardığımda Alinin arabasını orda görünce duraksadım. Ama bir taraftan da sevindim. Demek ki o da aynı benim gibi hissediyordu. Arabadan inip yavaş adımlarla çok iyi tanıdığım iki mezara doğru yürüdüğümde, Alinin ikisinin arasında oturduğunu görünce kaşlarım çatıldı. Alinin üzerine fazla gitmiştim, bunu biliyordum, ama korkudan aklım başımdan çıkmıştı. Aliyi de kaybetmeyi de göze alamazdım. Ali benim bu dünyada ailemden kalan tek kişiydi ve onun da elimden kayıp gitmesine izin veremezdim. Yanına geçerek sessizce oturduğumda bir şey demedi. Bir süre sakince ikimiz de sadece mezarları izledik. İki en sevdiğimiz insanlar burada yatıyorlardı. Aliyse annesini de daha yeni kaybetmişti. Onun acısı benimkinden daha katıydı ve bir az daha kızgınlığım geçerek, onu bir az daha iyi anlamaya başlıyordum. Canına tak etmişti artık. Bıkmıştı. O adamdan önürlük kurtulmak istiyordu. Gözü dönmüştü, bunu neyin pahasına olursa olsun yapmak istiyordu. Ama çok derinimde her şeyin böyle olmasına sevinmiştim. Eğer Haluk o eve gelmeseydi, Ali onun arkasınca gidecekti ve biz geç kalacaktık ve Aliyi tamamen kaybedecektik."Biliyor musun, bu gün Kaanı öyle görünce, kardeşimi hatırladım..." Alinin boğuk sesi sessizliyi bozunca ona odaklandım. Sanki sözleriyle içimi okumuştu. Bir şey demedim. Devam etmesini bekledim. Yüzüne dönüp baktığımda yanaklarında yaşlarını görünce kalbim kırıldı. Ali bu hayatı haketmemişti. Bu gözyaşlarını akıtmayı haketmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırık kalpler
Fanfiction2 kardeş. 2 kuzen. 4 kırık kalp. Paylaşılacak 1 kader. Her şeye rağmen ayakta durmayı başaran 4 insanın hikayesi. Karşı karşıya geldiklerinde bir birlerine tutunmayı başaracaklar mı? Yoksa kaderden kaçmayı mı seçecekler? Dikkatli olun, ağlatabilir...