Sorgu geçirmiştim, sonuç olarak yani üç sahne arasından seçmeme gerek kalmadı,çünkü her kes aynı şeyleri istemiş. Kıskançlık sahneleri, tatil sahneleri ve Alinin Seline evlenme teklifi sahnesi, bir de tabii hamilelik haberleri :) Hepisi olacak yakın bölümlerde ❤️
Nazlı
Tam 3 gündür annemin uyanmasını bekliyorduk. Doktor ameliyatının iyi geçtiğini, fakat annemin ne zaman uyanacağını bilmediğini söylemişti. Yani bir sözle artık gerisi anneme kalmıştı, onun hayata tutunma gücüne kalmıştı. O an sevinmeli miydim, bilmiyorum, ama umudum artmıştı. Belki bizi görmek ister ve işte o istekle hayata yeniden tutunur diye umut ediyordum. Üç gün boyunca ne ben ne de Selin annemin yanından hiç ayrılmamıştık, resmen hastaneye taşınmıştık. Savaşla Ali desen, işle hastane arasında koşuşturup duruyordular, haliyle bizden daha çok yoruluyorlardı. Savaşın yüzü çok yorgundu, gözleri çukura düşmüştü, Alinin de ondan pek bir farkı yoktu. Biz Selinle zatem ortada ruh gbi dolaşıyorduk. Aliyle Savaşı ikna etmeye çalıştık, gelmesinler diye, ama ikisi de bizi yalnız bırakmak istemiyorlardı. Artık ne Necmi, ne de babam olmadığına göre hepimiz ayrıca bir rahat nefes almıştık. Üçüncü günün akşamını yaşıyorduk, hep beraber hastanenin bahçesinde oturmuş ve sakince kahve içiyorduk. Her kes bitkin şekildeydi, hiç kimse konuşmuyordu. Teker teker hepisini izledim. Alinin yüzünde endişe vardı, gözleri Seline kayıp duruyordu, Selinin üzgün hali onu da çok üzüyordu, belliydi. Seline baktığımda düşünecelerine dalmış, bir yerlere uçmuştu, yüzü düşmüştü. Son olarak gözlerim Savaşa kaydığında yanımda oturmuş parmaklarıyla oynuyordu, kaşları çatık şekilde bir şeyler düşünüyordu. Avucumu elinin üstüne koyunca düşüncesinden ayrılıp bana baktı."Sen iyi misin canım?" Sorduğumda hafifçe gülümsedi. Bu aralar Savaşı pek fazla göremiyordum ve çok özlemiştim onu, her şeyini çok özlemiştim. Şimdilik en büyük hayalim annemin uyanması ve eve dönüp yatağımızda Savaşın koynuna kıvrılıp uyumaktı.
"Evet iyiyim, işi düşünüyorum sadece, birkaç yeni projelerimiz var da"
"Seni de ihmal ediyorum, Savaş, bir türlü adam gibi doğru düzgün çalışamadım, olaylar bir rahat bırakmıyor bizi" üzgünce dediğimde Savaş baş parmağıyla elimi okşadı.
"Sen o güzel kafanı yorma canım,annen uyansın da,gerisi boş" dediğinde kafamı salladım ve hafifçe ona yaslanarak omuzuna başımı koyunca çenesini kafama koydu ve saçlarımı öptü. Bir süre sakince öyle oturduk. Sonunda Aliyle Selinin de öyle durmasına dayanamadan ortalığı şenlendirmek istedim.
"Gelsenize bir hayal kuralım, mesela sen Ali, şu an nerede olmak isterdin?" Dememle her kes şaşkınlıkla bana baktı. En az benden bu soruyu beklediklerini tahmin etmiştim. Ali gözlerini kıydı sonra gökyüzüne bakarak düşünceye daldı.
"Şu an... Şu an mesela bir ormanda olmak isterdim, ormanın içinde bir çay var, çayın kenarında oturmuş, sesini dinliyorum, huzur alıyorum, bir de oturduğum yerden çok güzel manzara gözüküyor, böyle uçları karlı dağlar falan olabilir. Ben orman insanıyım da, tabiatı çok severim" dediğinde gülümsedim. Nedense ben de Alini hep öyle biri olarak hayal etmiştim.
"Baya da romantikmişsin, Maviş, ben senin içinde böyle şeyler olduğunu hiç bilmiyorum" Selin yorgunca Aliye bakıp gülümsediğinde Alinin yanakları kızardı.
"Yani, evet bir az öyleyim. Sen daha benim hakkımda çoğu şeyi bilmiyorsun, canım"
"Tatile gittiğimizde sen anlatırsın uzun uzun, ben seve seve dinlerim, Aliiiş" Selin yerinden yaslanıp Alinin yanaklarını sıkınca Savaşla güldük. Bunlar gerçekten evli çift gibi davranıyorlardı artık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırık kalpler
Fanfiction2 kardeş. 2 kuzen. 4 kırık kalp. Paylaşılacak 1 kader. Her şeye rağmen ayakta durmayı başaran 4 insanın hikayesi. Karşı karşıya geldiklerinde bir birlerine tutunmayı başaracaklar mı? Yoksa kaderden kaçmayı mı seçecekler? Dikkatli olun, ağlatabilir...