1.Bölüm

9.3K 311 29
                                    

Nazlı
Kendime yavaş yavaş gelmeye başlıyordum. Gözlerimi yavaşça açınca bir anlık dengemi kaybettim, nerede olduğumu unuttum. Her yerim ağrıyordu, en çok kolumla sırtım. Bir de başım patlıyordu, tamı tamına süperdim yani. Elimi başıma getirmek istediğimde kolumun kanlar içinde olduğunu gördüm ve bir çırpıda her şey beynime dank etti. Dünkü olaylar, o herifin pis kahkahaları, sonra bağırışları, beni vurması, elindeki şişeyi kırıp, bir parçasıyla kolumda yarayı açışı, sırtıma vurduğu kemerler... O kadar dayaktan sonra yattığım yerdece bayılmıştım. Tüm geceni yerde yatmıştım. Her şeyi bir anda hatırlayınca fazla gelmişti, bir anlık gözlerim dolmuştu, ama kendimi toparlayarak gözlerimi kapattım ve sakinleşmeye başladım. Ben alışmıştım nasıl olsa, en önemlisi Selinin bu olaya şahit olmamadı ve evde olmayışıydı. Ona bir şey yapmadığı sürece her şey tamamdı. Ben nasılsa kum torbası olmaya alışmıştım. Seline bir zarar vermedi ya, gerisi zaten boş. Yavaşça ağrılar acılar içinde ayağa kalktığımda bir anlık başım döndü. Gözümü kapatıp kapatıp açarak bakışlarımı netleştirmeye çalıştım. Bir az kendime gelince yavaş adımlarla salona geçtim. Gördüğüm manzara midemi bulandırdı. Her şey içki şişesiydi, yerde kan izlerim vardı, o pislik koltukta sızmış uyuyordu. Uyandırmadan hızlıca şişeleri toplayarak yerleri sildim ve banyoya geçtim. Yüzüme baktığımda bir anlık kala kaldım. Her yerim mosmordu, boynumda tırnak izleri vardı. Ben bunları nasıl kapatacaktım ki? Derinden nefes alarak elimi yüzümü yıkadım, sonra üstümü çıkarıp kendimi duşa attım. Bedenime sıcak su değince yaralarım sızladı, ama kaslarımı gevşetmişti, iyi gelmişti. Gözlerimi kapatıp bir süre sıcak suyun altında kaldım. Sırtım çok acıyordu. Yavaşça bir elimi belime götürdüğümde oradaki kanlı yaralara dokununca acıdan yüzümü buruşturdum. Kim bilir ne haldeydi. Uzun süre kendimi sabunla yıkayarak o herifin dokunuşlarını üzerimden yumaya çalışdım. Tenim kıpkırmızı olana kadar kise yapmıştım. Yaralarımı yeniden açmıştım ama umrumda değildi, yeter ki o dokunuş hissi üzerimden gitsin. Kolumdaki kurumuş kanı da yıkadıktan sonra duştan çıkarak havluya büründüm. Alt dolaptan pansumanı alıp ilk önce koluma, sonra ellerimin yetiştiği her yere vurdum. Canım çok acıyordu, ama alışmıştım. Bir iki güne geçecekti. Tabii yenileri gelmezse, alaylı gülümseme ile düşündüm. Kolumu sardıktan sonra tam da odama geçtiğimde Selinle karşı karşıya geldim. Yüzümü görünce demek istediği kelime boğazında düğümlendi ve bir anda gözleri dolarak yaşlar akmaya başladı.

"Yine mi?" Ağlayarak fısıldadığında hafifçe gülümseyip ona sarıldım. Ellerini sırtıma vurdukta ürkerek dudağımı ısırıp geri çekildim. Selin dehşet dolu bakışlarla bir bana bir kan içinde olan eline baktı. Hızlıca omuzumdan tutup sırtımı kendine döndürdüğünde ağır nefes çekilini duydum.

"Nazlı..." Daha da çok ağlamaya başladığında ona dönüp göz yaşlarını sildim.

"Sakın ağlama, canım, bir şeyim yok, iyileşir sen beni merak etme"

"Nasıl merak etmeyim Nazlı? Sırtının derisinin büyük kısmı yok, tamamen kaç içinde. Hele koluna, yüzüne bak. Neden yapıyor bunu? Keşke ölseydi de kurtulsaydık. Keşke annem değil de o ölseydi. Keşke..."

"Keşkelerle yaşayamayız Selin. Gerçek olan bu ve ben bununla yaşamayı öğrendim. Sen de öğren." Soğukça dediğimde Selin daha da ağladı.

"Ama sen... Ben seni böyle görmeye dayanamıyorum Nazlı... Öldüreceğim onu, öldüreceğim! Bıçağı yüreğinin tam ortasına saplayacağım..."

"Sakın! Sakın böyle bir şey yapayım deme, çünkü onun için hapislerde çürümeye değmez."

"Bari gel yaralarını sarayım. Onları öyle açık görünce daha da öldüresim geliyor" diyerek banyoya geçip malzemeleri getirdi. Uzun süre sırtımdaki yaraları temizleyip sarmakla meşgul oldu. O kadar çok olduğunu bilmiyordum bile. İşi bittikten sonra üzerimi giyip birlikte benim yatağıma oturduk. Selin sakinleşmişti ama hala bana acı dolu gözlerle bakıyordu. Param olsaydı onu yurt dışına bir yerlere okumaya gönderirdim, bu sahnelere şahit olmasına izin vermezdim, ama yoktu işte. Bu adi herif tüm paralarımızı kumarda kaybetmişti. Bizse üniversiteyi bitireli daha 15 gün olmuştu.

Kırık kalplerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin