Sevmeye Değer

6. Bölüm

İçimde yükselen panik duygusunu bastırmaya çalıştım ama tabi ki işe yaramadı. Berk'in yüzüne bakamadım. Şimdi nolucaktı?

Ayağa kalkıp koltukta telefonumu aramaya başladım. Bu sırada tekrar yere koymuş olduğum bira bardağını ayağımla devirdim. Harika! Neyse ki hepsini içtiğimden bişey dökülmemişti.

Berk'in eli sıkıca bileğimi tuttu.

" Sakinleş.. Özür dilerim. "

Derin bir nefes aldım. Yavaşca koltuğa geri oturdum.

" O kimdi?" Kafamı kaldırdım.

" Kim kimdi?"

" Hadi ama. Onu görünce elin ayağına dolandı. Eski erkek arkadaşın falan mı?" Berk'in Cenk'i gördüğünü fark etmemiştim. Sanırım o anda Cenk'e bakmakla meşguldüm.

"Hayır." Sesim savunmacı çıkmıştı. " Hatta daha dün tanıştık."

Omuz silkti ve daha fazla uzatmadı. Minnettardım. Sadece önüne geleni öpen biri gibi görülmek istemiyordum. Onda yanlış izlenim uyandırmak da. Niye fark ediyordu bilmiyordum ama .. işte.

" Bak daha sonra görüşürüz. Şimdi arkadaşlarımın yanına gitmeliyim." Biraz canı sıkılmış gibi görünüyordu.

" Hoşçakal." Hafifçe gülümseyip tekrar kalktım ve merdivenlerden indim.

Sarhoş gençlerin arasından geçip tanıdığım herhangi birini bulmaya çalıştım. Hepsi onları son bıraktığım yerde oturmuş gülüyorlardı.

" Eda! Gittiğini düşünmeye başlamıştık."

" Nerdeydin ya."

Çok kısa bir an Cenk'e baktım. Beni izliyordu.

" Kusura bakmayın ya. Yukarda biriyle tanıştım. Sohbete dalmışız."

"Eğlenmişsindir umarım." Cenk'in yüzünde alaylı bir gülümseme vardı. Sinir oldum. Ona neydi ki? İstediğimi öperdim.

" Evet çok keyifli vakit geçirdim." Aynı şekilde ben de ona gülümsedim. Yüzü düştü.Diğerleri aramızda bir şey olduğunu anlamış olmalıydılar. O kadar belliydi ki. Ama kimse yüksek sesle sormadı. İyi ki.

Onlarla vakit geçirmediğim için biraz suçluluk duymuştum. Bu yüzden yanlarına oturup sohbete katıldım ama sigara dumanı beni çok rahatsız ediyordu. Üstelik ev bu kadar kalabalıkken.

" Ben çıkıp biraz hava alacağım. Buralarda olurum."

Evden sonra sokak buz gibi gelmişti. Ama iyiydi. İnsanı hissizleştiriyordu. Çıkmadan önce bir bardak bira almıştım. Üşüyen ellerimi ceplerime soktum ve apartman duvarına yaslandım.

Cenk'in gelmesini isterken buldum kendimi. Neden gelsindi ki? Neden benimle ilgilensin? Bugüne kadar kim ilgilenmişti? Kendi öz babamın bile umrunda değildim. Farklı şehirlerde yaşasak da şuan olduğundan daha çok ilgilenebilirdi benle.

Acaba sorun bende miydi? Neden herkes sonunda bırakıp gidiyordu beni?

İçkinin etkisiyle de biraz rahatlamış olmalıyım. Gözlerimi sıkıca bastırıp yaşların düşmesine izin verdim. Güçlü olmaktan yorulmuştum. Her şeyi alttan almaktan, umursamıyormuş ve her şey yolundaymış gibi davranmaktan...

Geldi dememi beklerdiniz di mi? Gelmedi. Hayat kitaplardaki kadar güzel değildi ki.

~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*~*

Sertçe gözlerimi sildim. Dudak parlatıcımı tazeledim ve geri apartmana yöneldim. Müzik kapanmıştı. Muhtemelen komşular şikayet falan etmişlerdi ve haklılardı da. (Parti insanı olmadığımı gösteren bir özellik daha!)

Tam gideceğimi söyleyecektim ki ayağım halının kenarına takıldı. Neyse ki sessiz Alara'mız beni kolumdan yakalamıştı. Alara Nihal'e bir bakış attı ve Nihal de kafasını sallayıp yanımıza geldi.

" Canım sanırım sen içkiyi biraz fazla kaçırmışsın."

" Yanlızca 2 bardak içtim!" Tabi ki alışık olmadığım için bana daha çok etki ediyordu.

" Eve gitme istersen bu gece burda kalabilirsin. Di mi Kaan?"

" Tabi. Hem Derin de kalıyor." Derin'e gülümsemişti.

" Yok çok sağol. Size daha fazla yük olmiyim ben. Taksi bulup eve giderim."

" Taksi mi? Bu saatte mi? Hiç sanmıyorum. Belki.. Cenk'in arabası var. İstersen seni bırakabilir." Ah tabi ki istemezdim! Ama taksiden daha iyi bir seçenek olduğu kesindi.

Cenk omuz silkti.

" Peki. Sağol." Önemli değil dercesine başını salladı. Herkese hoşçakal dedim ve çıktık.

İnmeye hazırlanıyordum ama merdivenler o kadar dikti ki. Cenk bileğimden tuttu. Elleri çok sıcaktı. Parfümü çok güzel kokuyordu. Dikkatimi merdivenlere vermeye çalıştım. Pek işe yaramadı.

Sonunda arabaya ulaştığımızda Cenk müzik açtı. Şarkıyı hatırlamıyorum ama bana gürültü gibi gelmişti, o yüzden uzanıp kapattım. Arabadaki kokunun, Cenk'in kokusunun gitmesini istemiyordum ama yine de camı açtım. Rüzgar saçlarımı savururken gözlerimi kapattım.

Söylediğim kelimeler " Efe Gençer." oldu.