Bay Mükemmel, masanın başında oturuyordu. Çok güçlü bir görünümü vardı. Bu kadar insanın arasında bile hemen göze çarpıyordu. Koyu kahverengi kısa saçları, doğal ama mükemmel görünüyordu bu sefer geriye yatık değildi dağınıktı. Biz, odaya ilk girdiğimizde masanın üzerinde ellerini birleştirmiş bir konu hakkında konuşma yapıyordu. Bizi görünce konuşmasını bitirip doğrudan bana bakmaya başladığını fark ettim.
Sert yüzü yumuşamış gözlerini ayırmadan her ayrıntımı inceliyordu. Bende aynı şekilde onu. Acaba ben ona baktığım için mi bana bakıyordu? Ah, rezil oluyor olabilirdim hemen gözlerimi onun koyu mavi gözlerinden ayırdım. Acaba hala bana bakıyor muydu? Tekrar bana bakıp bakmadığını kontrol etmek için bakışlarımı ona çevirdim. Evet, artık emindim kesinlikle bana bakıyordu... Bizi buraya getiren kız aramızdaki sessizliği bölerek, konuşmaya başlayana kadar birbirimize kilitlenmiştik.
"Alp Bey, Yemek servisine başlansın mı?"
"Evet başlayabilirsiniz. Toplantımız bitmişti."
Bunu söylerken kafasını çevirme gereği bile duymadı bakışları hala üzerimdeydi bu adamın hiç utanması yok muydu? Peki ya ben ne zaman bu kadar arsızlaşmıştım? Sert ve tok erkeksi sesi diz kapaklarıma ufak elektriklenmeler gönderdi. Bu adam benim elektroşokumdu. Doğukan'ın işaretiyle, kapının önünde duran servis arabasını içeri aldık. Sinem bardakları masaya dizerken bende içecek servisini yapıyordum. Bay Mükemmel'e yaklaştıkça ensemde bir ürperti dalgası dolaşıyordu. Yanına yaklaşarak ona bakmadan konuştum.
"Ne içersiniz?" Uzunca bir süre cevap vermedi sadece bakıyordu. Dudaklarımı izliyordu, daha önce dudaklarımın izlenmesi beni hiç böyle heyecanlandırmamıştı.
"Beyaz şarap." Bunu beyaz göğüs dekolteme bakıp tüm tenimde gözlerini gezdirirken söylemişti.
Bay Mükemmel'in şarap servisi en zorlu kısımdı, çünkü bakışları bedenimin en mahrem yerlerinde geziniyordu ve ben ellerimin titremesine engel olamıyordum. Ellerimin titrediğini fark etmek onun eğlendirmiş olmalı ki yüzünde bir gülümseme belirdi. Dökmeden saçmadan şarabını bardağa koymayı başarmıştım ama dilim damağım kurumuştu doğrusu. Tam yanından ayrılırken başparmağını bileğimin içine değdirdi. Bilinçli yapmıştı artık gerçekten benim hayalim olmadığına emindim.
Bu adam benimle ilgileniyordu ve bu akşam o cevabı isteyecekti. Yanından ayrılırken gözleri hala benim üzerimdeydi. Şarap servisini bitirince, Doğukan'ın hazırladığı ordövr tabaklarını masalara servis ettik. Zengin mezeler ve kaliteli şarap eşliğinde toplantı odasında yoğun bir sohbet ortamı oluştu. Artık herkes önündeki yemekle ve sohbetle ilgileniyordu. Bay Mükemmel, masanın sağında oturan yaşlı bir adamı dinliyordu. Belki de dinliyormuş gibi görünüyordu, çünkü resmen tamamen bana dönüktü. Kendimi çok rahatsız hissediyordum. Tamam, bütün hafta onu görmek, bu hisleri tekrar yaşamak için ölmüştüm. Ama gerçekleşmesi de, gerçekleşmemesi kadar rahatsız ediciydi. Dakikalar boyunca beni izledi. Ben de kafamı yerden kaldırmamaya karar verdim. Sanki bilerek beni etrafında istiyor gibi bir hali vardı. Ordövr servisi bitmiş ve ana yemekleri servis etmiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAY MÜKEMMEL (Mükemmel Serisi - 1)
RomanceAcıdan zevk alınabilir mi? Biri bana bunu Alp ile tanışmadan önce sorsa kesinlikle "HAYIR" derdim. O bütün hayırları mı "MÜMKÜN" kıldı. Bir enkaz olan hayatımı ateşe vermiştim, ateş küle dönüşmüştü, ama o tüm külleri yeniden alevlendirdi...