Timur, Timur'u öğrenmişti. Evet, ama nasıl öğrenmişti? Bizi kimsenin görmediğine emindim. Timur'a da Alp'ten söz etmemiştim. Bu kızgınlığının sebebi şimdi anlaşılıyordu. Hâlâ bana kızmaya hakkının olmadığını düşünsem de içimde yeni ortaya çıkan bir güdü onun her şeye hakkı olduğunu söylüyordu. Bu güdüden hoşlanmıyordum zararlıydı bana büyük zararlar veriyordu ve vermeye de devam edecekti. Umursamaz davranmaya çalışarak rahat bir tavır takındım.
"Bunu nereden öğrendin?"
Şu an ki durumda bu soruyu sormamın çok mantıklı olmadığının farkındaydım ama ona bir açıklama yapmakta istemiyordum. Haklı olduğumu düşünürken haksız durumuna düşmek beni daha da öfkelendiriyordu ama gördüğüm ve bildiğim bir şey vardı Alp benden çok daha sinirliydi. Alp'in öfkesi bir tür patlamaya hazır saatli bombaydı acı dolu bir şekilde güldü.
"Senin hakkında tahmininden fazla şey biliyorum."
Bu da ne demekti şimdi, başka ne bilebilirdi ki? Onun bana kızacağı başka bir şey yapmadığıma kesinlikle emindim ve eğer beni takip ettiriyorsa bu hiç hoş bir davranış değildi.
"Nasıl yani? Anlamadım..." Tüm dikkatini yola odaklamıştı bana bakma gereği bile duymadı fısıltısı içimi ürpertti.
"Anlayacaksın..."
Ona başka bir şey sormaya korkmuştum, zaten sorsam bile net yanıtlar alamayacağımı fark etmiştim. Çok sinirliydi ilk defa ondan korkuyordum... Yol boyunca aramızda başka hiçbir konuşma geçmedi. Ben oldukça gergindim ve onunda gergin olduğuna emindim. Tam iki defa kaza yapıyorduk ve Alp'i hiç böyle deli gibi araba kullanırken görmemiştim. Eğer bana bu kadar sinirliyken ceza vermek isterse işler hiçte yolunda gitmezdi. Evin yoluna girdiğimiz sırada telefonum çaldı. Arayanın Doğukan olduğunu görünce bir süre açıp, açmamak arasında tereddüt yaşadım. Alp arayanın kim olduğunu gördüğünde telefonu elimden alarak kapattı ve cebine koydu.
"Ne yaptığını sanıyorsun?"
Bu yaptığı hiç doğru bir davranış değildi, kim oluyordu da telefonumu bu şekilde elimden çekip alıyordu? Bana cevap verme gereği bile duymadı arabayı hızla evin önüne sürdü ani bir frenle durdu, emniyet kemerim olmasa ön cama sinek gibi yapışırdım. Alp hızla arabadan indi. Evin bütün ışıkları sönüktü, evde kimse olmadığına emindim Engin abi de yakınlarda gözükmüyordu. Kendimi güvende hissetmiyordum ve arabadan inmeyecektim. Benim arkasından gelmeyeceğimi fark edince tekrar arabaya yaklaşarak kapıyı açtı. Emniyet kemerimi açarak bileğimi yakaladı. Beni tek hamlede arabadan indirirken tekrar omzuna attı. Bay Zorba iş başındaydı bağırarak ona itiraz etmeye çabaladım ama boşunaydı.
"Alp! Beni hemen yere indir. Seninle gelmek istemiyorum."
Tabii bu itirazlarımın onun gözünde hiçbir ehemmiyeti yoktu. Beni duymazdan gelerek salonun karanlığına aldırmadan asansöre yöneldi. Asansörde de omzundaydım, birazdan gideceğimiz yerin neresi olacağını biliyordum. Bu gecelik o odadan zevk çığlıkları değil acı çığlıklarım yükselecekti. Alp'e başka bir şey söylemedim. Çünkü söylediğim her şeyi duymazdan geliyordu. Tek eli ile kapının şifresini girdikten sonra beni içeride yere bıraktı arkamızdan kapanan kapı çıkan bir kilit sesi ile kilitlenmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAY MÜKEMMEL (Mükemmel Serisi - 1)
RomanceAcıdan zevk alınabilir mi? Biri bana bunu Alp ile tanışmadan önce sorsa kesinlikle "HAYIR" derdim. O bütün hayırları mı "MÜMKÜN" kıldı. Bir enkaz olan hayatımı ateşe vermiştim, ateş küle dönüşmüştü, ama o tüm külleri yeniden alevlendirdi...