8. BÖLÜM

82.1K 1.5K 142
                                    

Sımsıcak ve güven içinde uyandığımda, saatin kaç olduğu hakkında en ufak bir fikrim yoktu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sımsıcak ve güven içinde uyandığımda, saatin kaç olduğu hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Ama bedenimin acısı hala sönmemişti. Yanımda sessiz bir şekilde uyuyan Alp'e doğru döndüm. Bay Mükemmel uyurken, kusursuz yüzünü inceledim. O kadar güzeldi ki, gözlerimi ondan ayırmak istemiyordum. Boyumu aşan bir işe girişmiştim ne yapacağım hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Onu uyandırmak istemiyordum ve şu an burada olmakta istemiyordum. Ondan uzak kalmak istiyordum kafamı toplamaya ihtiyacım vardı. Yavaşça yataktan kalktım bir yığın halinde yerde duran elbiselerime doğru sessizce yürüdüm. Kıyafetlerimi giydikten sonra kapıya doğru parmak uçlarımda ilerledim. Ses çıkarmamak için ayakkabılarımı giymemiştim. Kapının kolunu yavaşça çevirdim. Ama açılmadı...

"Bir yere mi gidiyorsun Nazenin?" Alp'in tanıdık sesini hissettiğimde, kalbim çarpmaya başladı. Yeni uyanmış olmasına rağmen sesinde en ufak bir değişiklik yoktu. Yavaşça arkamı döndüm.

"Kapı neden kilitli?" Doğrudan ona bakıyordum. Saçları karışmıştı yüzünde ise sert bir ifade vardı.

"Neden beni uyandırmadan kaçar gibi gidiyorsun?" Anlaşılan benim sorularımı cevaplamayacaktı.

"Eve gitmek istiyorum." 

Yataktan kalktı ve yerde duran pantolonunu giydi. Üzerinde bir şey yokken dar kalçalarından düşecek gibi duran kot pantolon ile hayatımda gördüğüm en seksi erkekti. İçimde yeni keşfettiğim o kıpırtıyı hissettim. Ama o içimdeki yeni duyguya teslim olmayacaktım. Eve gitmek istiyordum ve gidecektim. Düşünmeye ihtiyacım vardı. Yanıma gelip tam önümde durdu.

"Eve gitmek istiyorsan bana söylemen yeterli. Bu şekilde kaçar gibi hiçbir yere gidemezsin." Gözlerinde o koyu renk kısım yine büyümüş ve mükemmel maviliği bir donukluk kaplamıştı. Gözleri bana bu şekilde bakınca içimde bir korku beliriyordu.

"Tamam... Eve gitmek istiyorum. Gidebilir miyim?" Çaresizlik içinde fısıldar gibi ağzımdan dökülen kelimeler yüzünün yumuşamasını sağlamıştı.

"Bir şeyler yedikten sonra seni eve bırakırım." Sinirlenmeye başlıyordum bu adam kim oluyordu da beni burada alıkoyuyordu. Kendimi çaresiz hissediyordum ve düşünmeye ihtiyacım vardı.

"Alp, eve gitmek istiyorum." Bu sefer sesim ikna edici çıkmış olmalıydı ki yerde duran gömleğini üzerine giydi.

"Peki, seni eve bırakacağım." Tam itiraz etmek için ağzımı açıyordum ki güçlü ellerini dudaklarımda hissettim.

"İtiraz istemiyorum. Seni evine kadar bırakacağım." 

Ona itiraz etmedim. Kapıyı açarak önce benim geçmem için kenara çekildi koridordan salona geçince güneşin batmak üzere olduğunu fark ettim. Saatlerdir buradaydım demek ki. Evden çıktık kapının önünde duran arabaya, kapıyı onun açmasına fırsat vermeden açıp bindim. Tek gece diye gelmiştim ve öyle olacaktı. Bir şey demeden arabaya bindi kapıyı yerimden sıçrayacağım kadar sertçe kapattı. Onun sert ve sinirli yüzüne bakmamak için yol boyu kendimle savaştım. Ben güçlü ve kararlı bir kadınım diye kendi kendime hatırlattım.

BAY MÜKEMMEL (Mükemmel Serisi - 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin