YN: Medyada ki şarkı mükemmeldir. Dinlemeniz şiddetle tavsiye edilir.
Aynı Akşam... Stüdyo Saat: 22.00
"Senin neyin var Kai? Susup oturmak için mi davetimi kabul ettin? Aylardır seni görmüyorum ve senin karşılama şeklin bu mu dostum?"
Jongin derince bir iç çekip en yakın arkadaşına baktı. Donghae kaşlarını çatmış arkadaşından cevap bekliyordu.
"Geldiğinden beri somurtuyorsun Kai!"
"Özür dilerim, keyfim yok seninkini de kaçırdım değil mi?"
"Hani beni özlemiştin? Yoksa o huysuz bir şeyler yapıp canını mı sıktı senin?"
"Ondan bahsetmek istemiyorum Hae."
"Peki, madem en azından suratını asıp durma, bana ilgi göstermeni söylemek için fazla yaşlıyım."
Bunu söyler söylemez ikisi de kahkaha atmıştı. Jongin arkadaşını ihmal ettiğinin farkındaydı. Fakat aklı Sehun'da kalmıştı. Onu öylece bırakıp giderken içinin acımadığını söylemek, en başta kendisine karşı ikiyüzlülük olurdu.
Jongin içkilerini tazelemek adına, ayağa kalkıp arkasını döndüğünde, Sehun'un hiç tanımadığı bir adamla konuştuğunu gördü.
Sehun'un burada ne aradığını ve üstelik o adamın kim olduğunu merak ediyordu. Daha önce hiçbir yerde görmediğine emindi. Düğünde de görmemişti.
Donghae yanına gelip onun dikkatlice ve bozulmuş bir yüz ifadesiyle nereye baktığını görünce ağzı açık kaldı.
"Bu güneş gibi parlayan fıstık da kim?"
"Ne yapacaksın kim olduğunu?"
Jongin ses tonunun sert çıkmasına bir türlü engel olamıyordu. Fakat elinde olmadan hem bozulmuş hem de itiraf etmek istemese de kıskanmıştı.
"Vay canına yoksa bu o bahsettiğin Oh Sehun mu? Ve sen onunla anlaşamadığını söylüyorsun öyle mi Jongin? Bence sen bir doktora görünmelisin. Ben onunla aylar geçireceğim ve ona elimi bile sürmeyeceğim. Şaka mı yapıyorsun? Daha ilk günden gözünün yaşına bile bakmazdım."
"Bence sen fazla hayal dünyasında yaşıyorsun Hae. Öncelikle böyle bir şey olsaydı hayatta kaldığın için haline şükredecek hale sokardı seni. Yani aklından ne geçiriyorsan bir an önce defet!"
"Tabi tabi..."
Sehun daha içeri adımını atar atmaz Donghae ve Jongin'i görmüştü. Fakat kendi masasına geçemeden yolunun üzerinde eski bir arkadaşına rastlamıştı. Onunla ayaküstü sohbet ederken yandan Jongin kendisini görmüş, şimdi de gözünü kırpmadan ona bakıyordu. Sehun tam anlamıyla başını çevirip Jongin ile göz göze geldi.
"Hey Kai! Beni bu fıstıkla tanıştırsana. Eminim çok güzel vakit geçiririz."
"Onun seninle tanışmak istediğini hiç sanmıyorum Hae. Bence bu konuda bana baskı yapmayı bırak, yoksa ben bıraktırmak zorunda kalacağım."
"Anlaşılan birileri feci derece kıskançlık yapıyor."
"Kapa çeneni Hae."
Donghae bıyık altından gülerek aslında buluşma nedeni olan ve diğer masada onları izleyen sevgilisi Eunhyuk'un yanına gitti. Jongin'i henüz onunla tanıştıramadığı için gerginliğini onunla uğraşarak atmak istemişti.