17.Bölüm

2.2K 185 51
                                    

YN: Geçmiş olsun dilekleriniz için çok teşekkür ederim. Bu da benim teşekkür hediyem. <3 Saçmalamış olabilirim, Okumadım, hatalar olabilir. Kusura bakmayın.

Medyada ki şarkıyı çok severim... bölüme de uyduğunu düşünüyorum. isteyen bölümü bu şarkıyla okuyabilir.

Not: Yorum Yapmayan, Yorumsuz Kalsın!

***********

Sehun başını kaldırıp Jongin ile göz göze geldi. Çok öfkelenerek ayağa kalkıp oradan uzaklaşmaya çalıştı. Ama Jongin'in ne onun peşini bırakmaya, ne de pes etmeye niyeti vardı.

"Sana bir soru sordum! Nereye gittiğini sanıyorsun? Ya da nereye gidebileceğini zannediyorsun?"

"Beni rahat bırak! Seni görmek ya da sesini duymak istemiyorum! Defol git Jongin!"

Sinirle nereye gittiğini dahi bilmeden, aynı yerin önünden defalarca geçtiğini bile fark etmemişti. Jongin ise sabırla peşinden gitmeye devam ediyordu.

"Sana beni rahat bırak dedim! Söylediğimin nesini anlamadın?"

Bir yandan yürürken, bir yandan da Jongin'e sinirle laf yetiştirmeye çalışıyordu.

"Sehun, şu anda nerede bulunduğumuzun farkında mısın Peki?"

Bunu tatlı sert bir ifadeyle sorduğunda Sehun şaşkınlıkla dönüp Jongin'e baktı. İşte o zaman etrafını incelemeye başladı. Etrafta deniz, palmiye ağaçları ve kum dışında birkaç metre ileride kaçarcasına çıktığı ev dışında bir şey görememişti.

"Neresi burası?"

"Sen çok zeki birisin Sehun... Sence neresi?"

Sehun sinirle alt dudağını ısırdı. Kollarını göğsünde bağlayarak Jongin'in yüzüne sertçe baktı.

"Benimle dalga geçeceğine soruma doğru dürüst bir cevap ver."

Jongin'in de yüz ifadesi Sehun'un kinin aksine düzdü. Fakat gözlerindeki özlem o kadar yoğundu ki, Sehun geri adım atmama konusunda tereddüt etmeye başladı.

"Hayır! Sen sakinleşinceye kadar sana nerede olduğumuzu söylemek gibi bir niyetim yok Sehun!"

"Sen! Zaten sana soranda kabahat."

Çok gergindi. Başının ağrısı da tamamen geçmemişti. Jongin'in yanından hızla uzaklaşmak istese de başarılı olamamıştı.

"Bence boşuna uğraşıyorsun Sehun."

Sehun sertçe arkasını döndüğünde göğsü, Jongin'in göğsüne çarpmıştı. Tekrar göz göze geldiklerinde Jongin onu omuzlarından tuttu.

"Bırak beni Jongin! Bana bir daha dokunma!"

Kendisini geri çekmeye çalışsa da Jongin'de en az onun kadar inatçıydı. Onun karşı koyma girişimlerini es geçerek arkasından sürüklemeye başladı.

Sehun güçsüz biri değildi. Fakat her nasılsa Jongin'e karşı koyamıyordu. Kalbi onu nereye sürüklerse sürüklesin onunla gitmek isterken, kırgın tarafı arkasına bakmadan ona kaçmasını söylüyordu.

"Sen ne yaptığını sanıyorsun? Bırak kolumu! İstemiyorum seni! Senden nefret ediyorum anlıyor musun beni?"

Jongin onu sürüklemeye devam ederken, göz ucuyla Sehun'a baktı.

"Benden gerçekten de nefret mi ediyorsun Sehun?"

"E-Evet, ne yapmamı bekliyordun? Her şeyi öğrendikten sonra seni affedip boynuna atlamamı mı?"

Davetsiz MisafirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin