Bunun sıradan bir aşk hikâyesi ya da mutlu sonla biten mükemmel bir hikâye olması gerekirdi. Ama bu, bildiğimiz o hikâyelerden tamamen farklı bir hikâye. Güzel kızların ve yakışıklı oğlanların olduğu basit veya sıradan bir hikâye değildi. Çünkü gerç...
Bu aralar yeni yeni okumaya başladığım kitaplar var. Bunların içinde Kibar Hırsız en çok ilgimi çekenlerden. YazarıGokhanaysu1. Bölümler geçtikçe ilerisi hakkında çok daha meraklanacaksınız. Şiddetle tavsiye edebileceğim kitaplardan birisi. Neyse, iyiokumalar 📖📗📘📙📚
-Leda-
Başımı iki yana salladım ve ayağa kalktım. Kollumla göz yaşlarımı sildim ve Toprak'a bakmadan konuşmaya başladım.
"Ben yıkanıp geliyorum. Birazdan yanınıza uğrarım." Onun cevap vermesine izin vermeden oradan uzaklaştım ve beş dakikalık bir yürüyüşün ardından göle ulaştım. Derin bir nefes alıp üstümdeki kıyafetleri çıkardım ve suya girdim. Su karnıma kadar geldiğinde derin bir nefes aldım ve tüm vücudumun suyun içinde kaybolmasına izin verdim. Sudan çıkınca gözlerimdeki suyu sildim. Sonra gözlerimi açıp karşımdaki manzaraya baktım. Güneş batıyordu. Gökyüzü turuncumsu bir renge dönmüştü. Ağaçların dalları Güneşin bazı parçalarını görmemi engelliyordu. Manzara bana göre oldukça güzel gözüküyordu. Gözümden yaşların dökülmesine izin verdim. İnsanlar bu kadar neşeli veya umursamaz davrandığım için Dawson'a aslında önem vermediğimi düşünüyorlardı. En azından Adel'in hayal dünyasındakiler öyle düşünüyordu. Ama ben acımı içimde yaşamayı tercih ediyordum. Herkese üzgün olduğumu gösterip onları da acımla üzmek istemiyordum. Ama yanlız kaldığım her an, onun acısını gün yüzüne çıkartıyordum. Tıpkı şuan olduğu gibi. Aklıma onunla geçirdiğim beş yıl geldikçe ağlıyordum. Onun gülüşü, bana sarılışı, beni güvende hissettiremesi...
Ellerimle yüzümü kapadım ve tekrar ağlamaya başladım.
-Ying/Min-
Adel'in bedeninde gözlerimi açtığımda kendimi güçsüz ama zinde hissediyordum. Sebastian hemen yataktan kalktı ve bir dizinin üstüne çöktü.
"Kraliçem." Diye fısıldadı. Yavaşça yataktan kalktım ve tam önünde durdum.
"Ayağa kalk Sebastian." Sebastian ayağa kalktığında bir süre onu süzdüm.
"Her şey hazır mı?"
"Evet kraliçem."
Sebastian ben hariç herkese adıyla, bilekliği takanlara 'Leydim' veya 'Lordum' derdi.
"Üstümü değiştirip geliyorum." Dedim. Adel'in bedeni bir anda karıncalanmaya başladı ama bu rahatsız edici bir karıncalanmaydı. Sanırım bunun sebebi Sebastian'dı.
"Sebastian beni dışarıda bekler misin?"
Sebastian başını onaylarcasına salladı ve dışarı çıktı. Bende üzerime siyah krem rengi karışımı bir elbise giydim. Saçlarımı, yani Adel'in saçlarını açık bıraktım ve odadan dışarı çıktım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sonra Sebastian ile beraber koridorda yürümeye başladık.
"Bedeniniz için uygun kan grubunu bulmak için beş kişi zindandan çıkarılıp getirildi."
