Multimedia da Toprak.
Gözlerimi açtığımda kendimi hissiz hissediyordum. Hiç bir şey hissedemiyordum, hem fiziksel hem de duygusal. Yattığım yerden doğrulup şöyle bir etrafa baktım. Kafam bomboştu. Sanki içki içmiş gibiydim.
"Leydim?"
Sese döndüğümde karşımda sağ kolum olan kişiyi gördüm. Sebastian'a.
"1 ay doldu mu?"
"2 ay 1 hafta bekledik Leydim. Emin olmak için. Nasıl hissediyorsunuz?"
"Hiçbir şey hissetmiyorum. Adel'i de hissetmiyorum. Ama Ying'i de hissedemiyorum."
"Onlar şuan derin bir uykuda Leydim. Sizin zihninizin içinde uyuyor."
Başımı onaylarcasına salladım.
"Kendimi ne Min gibi hissediyorum ne de Adel gibi. O zaman ben kimim?"
"Siz sizsiniz Leydim. Kim olmak isterseniz o olursunuz."
Başımı onaylarcasına salladım ve yataktan kalktım.
"Yiyecek bir şeyler istiyorum."
"Hemen efendim." Dedi ve odadan çıktı. O gelene kadar olduğum yerde öylece durdum. Beş dakika sonra elinde koca bir tepsiyle geldi. Tepside yumurtalı ekmek, çikolatalı puding ve karışık meyve suyu vardı. Sabırsızlıkla ağzımı yaladım ve yumurtalı ekmeğimi yemeye başladım. Lezizdi. Tıpkı annemin yaptıklarına benziyordu.
"Ben yokken neler yaptınız?"
"200 ruh için yeni bedenler bulup öldürdük."
"Kaç kişiyiz?"
"200."
İç çektim. Eskiden bini aşan ordumdan geriye sadece 200 kişi kalmıştı öyle mi? Yang bunu ödeyecekti.
Yemeklerimi bitirdikten sonra saate baktım. Saat 12.39 du.
"Bugün günlerden ne?"
"13 Kasım."
Gözlerim yaşardı. Bugün doğum günümdü demek.
"İyi bir doğum günü hediyesi istiyorum." Dediğimde Sebastian başını eğdi.
"Saat 11'de eski sınıf arkadaşlarımın hepsini **** ***** okulunda görmek istiyorum. Elleri ve ayakları bağlı bir şekilde."
Sebastian başını onaylarcasına salladı ve odadan çıktı. Bende yemeğimi yemeye devam ettim. Yemeğim bitince çekmecemin üstünde asamı aldım ve öylece sallamaya başladım. Asanın ucundan çıkan parıltılar adeta beni büyülüyordu. Sonra canım sıkılınca asayı yerine koydu. Doğum günüm için enerjik olmam gerekiyordu değil mi?
Uyandırıldığımda saat 22.43'tü. Yataktan kalktım ve asamı alıp odadan bıkmadan önce kendime baktım. Sarı renkli civcivli bir pijama üstü ve o pijama üstüyle aynı desene sahip pijama altı. Şuan üstümü değiştirmek içimden gelmediği için odadan böyle çıktım. Kapının önünde siyahlar içinde beni bekleyen beş kişi vardı. Hepsi bana tuhaf bir şekilde bakıyordu.
"Güzel bir kız olduğumu biliyorum. O yüzden öyle bakmayı kesin." Hepsi bakışlarını üzerimden çekince bir rahatlama hissettim.
Ben hala buradayım. Diye fısıldadı bir ses.
Fazla uzun sürmez. Dedi başka bir ses.
Sanırım uyanmışlardı.
Ne yaptığını bir düşün, az sonra yapacağımız şey korkunç bir şey! Onun seni yönetmesine nasıl izin verirsin?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dilerim... #wattys2016
FantasíaBunun sıradan bir aşk hikâyesi ya da mutlu sonla biten mükemmel bir hikâye olması gerekirdi. Ama bu, bildiğimiz o hikâyelerden tamamen farklı bir hikâye. Güzel kızların ve yakışıklı oğlanların olduğu basit veya sıradan bir hikâye değildi. Çünkü gerç...