Yüzyılların en korkunç karanlık lordu Lord Voldemort, sihir dünyasını ele geçirmek adına aldığı yaratıklar arası anlaşmaları, resmi tehditleri, suikast emirlerini ve karanlık orduya sağlanan gelirler gibi bilgileri içeren raporları derin bir nefes verip masaya bıraktı ve birkaç saattir kalkmadığı deri koltuktan ayaklanıp asırlık şarapların dizildiği dolaba doğru yürüdü.
Kendi favorisi olan 1647 Château Cheval Blanc ve kristal bir bardağı rahatça tutup karlı bir orman manzarasına bakan pencerenin önüne çöktü ve gerinerek ayaklarını uzattı.
Yüzündeki bu açık ifadeleri ve huzurlu gülümsemeyi, ölüm yiyenleri şahit olsalar, kimliğinden şüphe edebilirlerdi.
Ama zamanın çoğunu, çevresindekileri korkutmakla geçiren bir karanlık lordun bu hayatta keyif alabileceği çok az şey vardı. Düşmanlarının acılı ölümü, zafer ve dünyanın ele geçirilişi bunlardan sadece bir kaçıydı.
Lord Voldemort da diğer karanlık lordlardan pek farklı değildi ancak daha basit zevklerinin olduğunu da itiraf edebilirdi.
Yıllanmış bir şarap, dingin bir kar manzarası ve Hailey 'Sağ Kalan Çocuk' Potter'ın kızgın, alaycı, komik ve bir hayli sıradan(!) düşünceleri...
Tabi son zevki için pek basit denilemezdi. Çünkü sihrin bütün sınırsızlığına rağmen tarih boyunca Ölümcül Lanet'ten sağ çıkmayı başaran tek bir kişi olmuştu ve lanetleyenle laneti alan kişinin arasında bilmeden bir zihin bağı kurulması, imkânsız büyük bir örneğiydi.
Ama belli ki Hailey Potter için imkânsız diye bir şey yoktu.
Karanlık Lord şarabından keyifli bir yudum aldı, başını yasladı ve zihin bağlantısını açarak gününün en keyifli dakikalarını geçirmeye koyuldu.
"...Tavşanlı mı? Pigmy Puff'lı mı? Hımm... Bugün Gryffin'li iç çamaşırımı giyeceğim. Biraz Gryffindor ruhu iyi gelecek Hailey..."
Hailey Potter'ın iç çamaşırı tercihi karşısında Voldemort istemsizce gülümsedi. Ancak bir sonraki düşünce dizisine pek hazırlıklı değildi.
"...7. Sınıfın en büyük göğüsleri bende olacak galiba. Sonunda! Aptal Lavender! 'Sen biraz geç olgunlaşıyorsun, değil mi şekerim?' Bu sana kimin olgunlaştığını gösterecek..."
İçtiği yudumu püskürttü ve öksürmeye başladı.
"...Hatırladıkça kızarıyorum. Genç kızlığa ilk adım konuşmamı Hermione'den aldığıma inanamıyorum. Utanç verici! Acaba annem ne yapardı? Acaba annem sağ olsaydı--- Hayır! Hailey! Bu saçmalığa girmeyecek kadar büyüdün! Acabalara bir son ver! Her neyse... Seslere bakılırsa Dursleyler çoktan uyanmış. Kahvaltı hazırlama zamanı..."
Sağ Kalan Çocuk'un, Dumbledore tarafından gecenin bir yarısı kapı önüne bırakılıp, onu bir evcini gibi çalıştıran, sevimsiz akrabalarıyla yaşadığına kim inanırdı. Voldemort ilk başlarda inanmakta zorlanmıştı.
Özellikle ölüm yiyen Snape'in, Potter veledi hakkında o çok sevecen(!) raporlarından sonra, Hailey Potter, Karanlık Lord ve elitlerin gözünde kibirli, cahil ve hiçbir işe yaramayan beceriksiz bir cadıydı.
Ama Üçbüyücü Turnuvası sonrasındaki Potter'ın kanını aldığı ritüelden beri zihninde güçlenen linkle, Karanlık Lord, Hailey Potter'ın iddia edilenle hiç alakası olmadığını istemeden de olsa kabul etmeye başlamıştı.
Potter, her sabah uyanıp yaptıklarını takdir etmeyen ailesi için kahvaltı hazırlıyor, bulaşıkları yıkayıp yerleştiriyor, evi temizliyor ve bahçede öğle güneşinin altında çalışıyordu. Kuzeninin ve eniştesinin arkasını topladığı yetmezmiş gibi evin bütün alışverişini de o yapıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hailey Potter - Sağ Kalan Çocuk
FanfictionHailey Potter, Dumbledore'un üzerine yüklediği sorumluluklardan, Dursleylerle geçirdiği ev denilen cehenneminden ve Voldemort tehlikesinden artık sıkılmıştır. Sıradan bir genç kızlığa duyduğu özlemle, tasını tarağını toplayıp, ünlü bir bara, 'alkol...