Dumbledore ve Yoldaşlık, Birleşik Krallık'taki sihir ve muggle dünyasının her köşesini kayıp Sağ Kalan Çocuk'u aramak için karış karış ederken, bahsi geçen genç kız ekvatorun diğer yakasında Bora Bora kıyılarında güneşleniyordu.
Elinde gökkuşağı renkleriyle dolu bir kokteyl, kulağında doksanların en popüler şarkılarının yer aldığı bir mp3, pembe şapkası ve güneş gözlüğüyle muhteşem bir zaman geçiriyora benziyordu.
Üzerindeki beyaz mayosu çok cüretkar olmasa da teninin uyumuyla ve kıvrımlı bedeniyle adanın diğer turistleri tarafından yeterli dikkati çekiyordu.
Hailey bakışlara aldırmamakta ısrarlıydı ve deniz kum ve güneş üçlüsünün muhteşem keyfini çıkarmaya kararlıydı.
Onu bu andan hiç birşey alıkoyamazdı.
Ne Voldemort, ne Dumbledore, ne Yoldaşlık ne de Sihir Dünyasının korkak ve kararsız sihirbazları!
Hailey, Voldemort'un tam olarak kaç hizmetkarının olduğunu bilmiyordu ama sihirbazların istediklerinde karşılarına kolaylıkla çıkabileceklerini biliyordu. Çünkü Sihir Dünyasında muggleların aksine onbir yaşından itibaren her bir büyücü ve sihirbazda sınır tanımaz bir silah, asa, vardı.
Sihirbazlar ise korkakça saklandıkları yetmezmiş gibi onları bu karanlığa sürükleyen geri kafalılıklarından da vazgeçmeyi reddediyorlardı.
Hailey, her ne kadar istemese de Voldemort'un manifestosunun haklı yanları olduğunu biliyordu.
Sırf muggledoğumluları rahat ettirmek adına pagan özel günlerinden ve kutsamalarından vazgeçmek, içinde biraz kan içerdiği için bütün ayinleri yasaklamak (buna doğum ve şifa ayinleri de dahil), Sihir Bakanlığının toplumun güçlenmesinden korktuğu için her kara büyüyü yasadışı ilan etmesi ve sihirli yaratıkları hiç düşünmeden toplum dışı etmek bu geri kafalılıklardan sadece birkaçıydı.
Hailey uzun zamandır hakları ihlal edilen kara büyücüleri, vampirleri, kurtadamları ve diğer bütün yaratıkları düşündü.
Ancak diğer tarafta sırf muggledoğumlu olduğu için bakanlıkta yükselmesi gayet zor görülen Hermione ve muggle yanlısı tavırlarıyla aşağılanan Weasleyleri düşündü.
İçinde bulunduğu kafa karışıklığından nasıl çıkacağını bilmese de Voldemort'un bir ihtimal ölümüyle bu sorunların hiç birinin çözülemeyeceğinin de bilincindeydi.
Karanlık Lord ölünce yerine başkası gelecekti. Onun yerine bir başkası... Bu süreç bir şeyler kökten değişene kadar devam edecekti.
Sihir Dünyasına yeni bir reform lazımdı. Sarsıcı bir devrim...
Onlara muggle dünyasının yararlarını ve tehlikelerini gösterecek, safkanların gözünü boyayacak kadar güçlü bir büyücü ataya sahip olan, dahi, karizmatik, Sihir gücü herkesi geride bırakan bir büyücü lazımdı.
Yani Tom Marvolo Riddle...
Hailey, istemsizce gerildi. Tom ismi ona başka bir dünyaya bıraktığı, başarılı ve anlayışlı diğer Tom'u hatırlatsa da unutmaya çalıştı.
Tom Marvolo Riddle ise ismini çok az insanın bildiği ancak tarihin asla unutamayacağı kudretli bir büyücüydü.
Keşke Tom zor kullanmadan, karizması ve gücüyle sistemi değiştirseydi diye düşünmeden edemedi. O zaman o harika dehanın şekillendirdiği güzel bir dünyada yetişebilirdi.
Lâkin Voldemort kısa bir süreye kadar akıl almaz bir deliliğin pençesindeydi.
Bu deliliğin yavaş yavaş sıyrıldığını bilmek Hailey'e umut verdi. Yara izinden nadir anlarda hissettiği fikir yankıları bakanlıkta gerçekleşen çatışmadan sonra daha bir insancıl olmaya başlamıştı.
Hatta Voldemort zihnine öncekinden daha hakimdi ki artık bir yankı bile duymuyordu.
Belki de kan dökmeden bir şeyler çözülebilirdi?
Belki de geride barış dolu bir sihir dünyası bıraktıktan sonra Tom'a dönebilirdi?
Unut onu, Hailey! Dumbledore ve Snape'in eline sana karşı kullanacakları yeni bir koz verme!
Zihinbend bu iki büyücü bu işlemez sistemin en büyük mimarlarından ve koruyucularından bazılarıydı.
Dumbledore gelenekleri ihmal ederek, sihirli yaratıkları savunmayarak, küçük büyücülere güvenli bir ortam sağlamayarak; Snape ise sihir dünyasının en önemli sanatlarından birinin önünü zorbalığıyla kapatarak saygın mesleklere iyi elemanların yetişmesini engelliyor, Sihir dünyasını köreltiyordu.
Bu sistemin değişmesi için Dumbledore ve Snape'in gitmesi, Voldemort'un barışçıl yollar kullanmaya ikna edilmesi gerekiyordu.
Ölüm yiyen saldırılarının daha mantıklı hale gelmesi, Büyüceşura'da kara büyü yanlılarının zekice savunmaları gibi son gelişmelere bakılacak olursa Voldemort ihtimali daha kolay görünüyordu.
Yine de Sihir Dünyasında ne olacağı hiç bir zaman kesin değildi ve Hailey'nin kendini gayet olası bir savaşa hazırlaması gerekiyordu.
Ancak o gün, bu gün değildi ve güzel cadı tatilinin tadını çıkarmakta kararlıydı.
Önce güneşi teninde uzun süre hissedecek, sonra biraz yüzecek, ondan sonra da uzun zamandır ertelediği şu lanet karın ağrısı ve bulantıların sebebini araştıracaktı.
Ama şimdi değil. Uzun geçen birkaç haftadan sonra ilk kez kendini iyi hissediyordu ve bu anları saçma bir mide üşümesiyle lekelemeyi reddetti.
Kokteylinden koca bir yudum aldıktan sonra dinlediği şarkıya eşlik etmeye koyuldu.
"Oh baby baby how was i supposed to know
(Oh bebeğim bebeğim nasıl bilebilirdim ki)That something wasn't right here
(Bir şeylerin yolunda gitmediğini)Oh baby baby i shouldn't have let you go
(Oh bebeğim bebeğim gitmene izin vermemeliydim)And now you're out of sight, yeah
(Şimdi görünürde değilsin)...."
(Britney Spears - Baby one more time - 1998)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hailey Potter - Sağ Kalan Çocuk
ФанфикHailey Potter, Dumbledore'un üzerine yüklediği sorumluluklardan, Dursleylerle geçirdiği ev denilen cehenneminden ve Voldemort tehlikesinden artık sıkılmıştır. Sıradan bir genç kızlığa duyduğu özlemle, tasını tarağını toplayıp, ünlü bir bara, 'alkol...