Mucize

1K 93 36
                                    

Mavi yaldızlı bir iksirin olduğu kazandan yükselen buharlar Cadının daha derin nefesler almasına sebep oluyordu. Kazandan taşan baloncuklar yerin bir kaç milim üstünde kaybolup geriye ayakları aşan ince bir sis bırakıyordu.

Kazanın içindeki iksir onu hazırlamak için gerekli malzemelerden ne mutlu ki ayrıştırılmış, yıldızlarla bezenmiş gibi parlak lezzetli yeni bir sıvıya dönmüştü.

Bu Cadıyı sevindirdi çünkü kurbağa gözü ve semender kanı içeren bir şeyi içmenin midesine kesinlikle yaramayacağından emindi.

Saat yönüne 7 kez döndürüp son bir kez saat yönünün tersine döndürdükten sonra asasının bir hareketiyle ateşi söndürdü.

İksir hazırdı. Son 5 saattir kazanın altının gayet gür bir ateşle yanmasına rağmen Cadının bilmediği, öğrenmeye de pek zamanının olmadığı bir sebepten dolayı iksir soğuktu. Hatta buz gibi denilebilirdi.

Cadı iksirden gerekli ölçüyü minik şişeye boşalttıktan sonra derin bir nefes alarak ağzına yaklaştırdı ki bir ses onu durdurdu.

"Son bir kez kontrol etmeme izin ver, olur mu, Hailey? Hata yapmak istemiyorum."

Hailey Potter, iksir şişesini masaya bırakıp gözlerini kapattı. Çok sabırlı biri olduğu söylenemezdi ancak içinde bir yerlerde, merdiven altında yetişmiş küçük bir kız kendi canından kanından bir aileye sahip olabileceğinin heyecanıyla yerinde duramıyordu.

Sağ Kalan Çocuk, olası bir savaşa hazır bir dünyaya çocuk getirmenin ne denli akıllıca ve insaflı olduğunu sorgularken, 'ucube' Hailey sonunda ondan çalınan şeye, bir aileye sahip olabilmenin fikriyle kıpır kıpırdı.

Tüm bu keşmekeşli düşüncelerin arasında, 18 yaşındaki, henüz okulunu dahi bitirmemiş, kendine ait bir evi, sığınabileceği bir limanı olmayan genç kız ise biraz sonra öğreneceği şeyin hayatını nasıl etkileyeceği telaşıyla gergindi.

Hermione'den "hımm, ha evet, tamam bu da doğru" gibi sesler yükselirken Hailey yara izini ovaladı.

Kendine özgü, eşine rastlanmaz "Voldemort Hava Durumu"na göre gün ortasında her hangi bir öfke yağmurunu henüz hissetmemişti ancak yara izindeki esrarengiz tınlamaya bakılacak olursa ufukta karanlık planlar var gibi görünüyordu.

"Evet, Hailey, hesaplarıma göre herşeyi doğru yaptın. İksirin rengi, kokusu ve yoğunluğu verilenle uyuşuyor. Semender kanını yarım miligram fazla koymuş görünüyorsun ama her hangi bir yan etkisi olacağından bahsetmemiş. Bunun sorun olacağını sanmıyorum. Çünkü Milicent Selvin'in notlarına göre semender kanının uyuşmadığı sihirli yaratık yok denecek kadar az ve----

"Hermione?"

"...İksirin içindeki bezoar olası tehlikeleri nötrleyecektir.---

"Hermione! Lütfen yalvarıyorum bir saniyeliğine beynini kapatır mısın? Şu an iksiri içmek üzereyim ve en yakın arkadaşıma ihtiyacım var."

Hermione yine kendini kaptırdığını farkederek kızardı. Ama not defterine son bir bakış atmayı ihmal etmedi.

"Tamam, herşey yolunda, içebilirsin. Eğer karnından çıkacak olan buhar beyaz ise hamile değilsin. Mavi ise 11 yıl kadar sonra erkek, kız ise bir kız çapulcu Hogwarts'ta terör estirecek. Mcgonagall'ın istifa edeceğine eminim."

Hailey geleceğin tatlı hayalleriyle gülümsedi ve bir kez daha Hermione gibi bir arkadaşa sahip olduğu için ne kadar şanslı olduğunu düşündü. Bir cümlesiyle gerginliğini azaltmayı başarmıştı.

Derin bir nefes daha aldıktan sonra üçe kadar sayıp iksiri bir yudumda içti ve geriye beklemek kaldı.

İki cadının da bakışları Hailey'in karnındaydı. Kitapta yazdığına göre her an birşeylerin olması gerekiyordu.

30 saniye daha geçmiş ve henüz birşey olmamışken Hermione kitabını kontrol etmek için uzandı ki Hailey'nin karnında hafif bir bulut belirmeye başladı.

Bulut önce beyazdı.

Sonra maviye döndü.

Sonra pembe oldu.

En sonunda mavi ve pembe renk bir birine karışmadan minik bulutsu baloncuklar halinde dans etmeye başladılar.

Sonucun şaşkınlığından yara izindeki ani tınlamayı fark etmeyen Hailey titreyen ellerini karnına götürdü.

Bir kaç ay sonra bir anne olacak Cadı şaşkınlık ve inanılmaz bir sevinçle karnına dokunduktan sonra benzer bir ifadeyle ona bakan Hermione'ye döndü.

Bunun ne anlama geldiğini ikisi de tahmin edebiliyordu.

Hailey telaşlı hatta korkmuş hissetmesi gerektiğini biliyordu. Ancak o an tek hissettiği sonsuz bir öforiydi. Anlatılmaz bir mutluluk ve şefkat bedeninden yayılıp karnına doğru akıyordu sanki.

Onun da artık bir ailesi vardı. Kanının son damlasına kadar koruyacağı çocukları vardı. Bu düşünce bedenini titretti. Ama korkuyla değil, kudretli bir koruma içgüdüsüyle sarsıldı.

Kimse ama hiç kimse bunu ondan alamayacaktı. Gerekirse sihrin bütün sınırlarını yıkacak, kara büyünün en lanetlilerini aşacak ve karşısına çıkan kim olursa olsun delip geçecekti.

Şu an Lily Potter'ın o ölümcül asanın karşısında nasıl büyük bir azimle durduğunu anlayabildiğini düşündü.

Bu sevgi açıklanamayacak esrarengiz bir mucizeydi. Ölümün dahi önüne geçebileceği yadsınamazdı.

Hailey sanki görünmez tehlikelerden çıplak elleriyle koruyacak gibi karnını sımsıkı sardığını fark etmedi. Kimse ondan mucizelerini alamayacaktı.

Her çocuk bir mucizeydi ancak Hailey Potter'ın hayatına katılan bu iki küçük ruhun kendileriyle beraber ne gibi bir sevgi ve bağlılık getireceğini hiç kimse tahmin edemezdi.

Hailey'nin karnına büyük inanılmaz bir şaşkınlık ve şefkatle baktığını, kaybetmek istemezcesine dokunduğunu gören Hermione gülümsedi. Bu dünyada bir aileyi hak eden biri varsa o da Haileydi. Hermione Granger, arkadaşının sorunsuz bir şekilde hak ettiği aileye kavuşması için elinden geleni yapacağına ant içti. Ve sonra bir çapulcunun ve potter'ın vaftiz annesi olabilmenin gerektirdiği sorumluluğu düşünerek sırıttı.

En azından hiç sıkıcı olmayacağı kesindi.








Hailey Potter - Sağ Kalan ÇocukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin