Barmen bana bir "Crazy Love"

1.1K 88 21
                                    

Hailey, karşısında bardaki ucuz bir tabureden çok bir tahtta oturuyora benzeyen yeni tanıştığı yabancının haddinden fazla bilgili bakışlarından kaçınarak kokteylinden koca bir yudum aldı.

Crazy Love. Bu ucuz ancak rengarenk kokteyli isminden dolayı seçmişti ve verdiği mesajla gecenin çılgın bir hızla akıp gideceğini ummuştu.

Ne yazık ki Tom'un ruhunu okuyan bilge gözleri, cezbedici karizması ve kendinden emin çekiciliği işini kolaylaştırmıyordu.

Dokunduğu yeri yakan bakışları da dahil...

Hailey vücudunun her noktasında Tom'un bakışlarını hissediyor gibiydi. Bu bakışlar Hogwarts'ta geçen dönem aldığı Hailey Potter'ın da aslında bir kız olduğunu keşfeden genç büyücülerinkine hiç benzemiyordu.

Daha vahşi, açıklanamaz gizemli bir şeyler gizliydi.

Her ne kadar gizemli maceraların peşinde koşmayı sevse de Hailey şu an içinde daha farklı duyguların kabardığını hissedebiliyordu.

Barda ilk kez tanışan iki yabancı için gerekli tanışma faslını çoktan geçmişlerdi. Ancak konu aileden açıldığında gecenin rengi değişti.

Başlardaki bariz flört yerini daha gerçekçi duygulara bıraktı.

Hailey, her ne kadar işin içine duyguların katılmadığı tek gecelik bir flörtün aradığı şey olduğunu düşünse de Tom işini hiç de kolaylaştırmıyordu.

"Ailen hakkında gerçekten üzgünüm. Ama anladığım kadarıyla Amcan ve Teyzen cehennemde özel bir yeri hakediyorlar" dedi Tom. "Yetimhanede büyümüş biri olarak yalnızlığa itilmiş bir çocuğun nelere maruz kalabildiğini çok iyi biliyorum."

Genç kız, Tom'un bilen bakışlarından gözlerini kaçırdı. Ama bu çok zordu. O gözlerde hapsedici bir şeyler vardı. Hailey'nin bahsetmemeye çalışırken üstü kapalı kelimelerinden bu kadarını anlayabildiğine göre Hailey sandığı kadar iyi bir iş çıkaramıyordu.

"Yalnız değildim ben... Amcam ve Teyzem...Daha önemli işleri vardı...Bakmakla yükümlü oldukları bir çocukları...Onlar sadece--

Fazla birşey söylemek istemiyordu. Her ne kadar muggle dünyasında olsalar da tehlikenin farkındaydı. Hem konuşmak, çocukluğu hakındaki birşeyleri yüksek sesle söylemek epeyi zordu.

"Gerektiği zaman yanında olmadılar. Gerektiği kadar ilgilenmediler. Onlar hakkında bahane bulmaya alışmışsın gibi geliyor. Üşüdüğünde yanında değildiler. Aç kaldığında... Sana hep farklıymışsın gibi davrandılar. Onlardan biri değilmişsin gibi."

Hailey bu cümlelerin gerçek oldukları için bu denli acıttının bilincindeydi. Yine de kelimelerin sertliği Tom'un gözlerinde kendi acısını yansıtan saniyenin onda biri gibi kısa bir sürede gördüğü tanıdık bakış ile yumuşadı.

Kendine engel olamayarak uzandı ve genç adamın elini tuttu. Parmaklarına dokunduğu an avuçları titredi. Bazen statik elektiriğin kişiler arasında hissedilebileceğini bilecek kadar muggle eğitimine sahipti ancak bu his sihre çok benziyordu.

"Haklısın. Mantığım bunun farkında ama bunu söylemek...dile getirmek herşeyi gerçeğe dönüştürüyor. Bazen güçlü olabilmek için, hala ayakta, hayatta olduğuna inanmak için, ne kadar isteseler de seni yıkamadıklarına inanmak için bahane bulmak zorundasın. Susmak zorundasın."

"Susuyorsun çünkü konuşsan da inanmayacaklarını biliyorsun. Sana bir yalancı gibi baktıklarında, yaptıkları zorbalıkların üstünü örttüklerinde ve seni küçülterek egolarını yükselttiklerinde kelimelere sığınamazsın. Tek sığındığın...

"Sessizliğindir." dedi ve Tom'un cümlesini bitirdi Hailey.

Barın bütün gürültüsü geride kalmıştı. O an sadece çok tanıdık iki ruh vardı. Tom'un bakışlarındaki yoğunluktan kaçmak istedi Hailey. Derin mavilik ona O denli yakın bir geçmişi anımsatıyordu ki zümrüt gözler sadece bir yansımaya bakıyor gibiydi.

"Bu güzelliğinin altında büyük mücadeleler atlatmış güçlü biri yatıyor."

Tom'un eli genç kızın avuçlarını aşıp parmakları bileğini izledi. Bileğinin iç tarafında tüy kadar hafif dokunuşlar çizerek Hailey'e gecenin sonunun nasıl bitmesini istediğini hatırlatıyordu.

"Senin kadar güçlü değilim ama. Tüm bu bilgin, gezip gördüklerin, kendine sıfırdan kurduğun hayat, Tom, bence esas güçlü olan sensin. Seninle tanıştığım için kendimi çok şanslı hissediyorum."

Tom, yetimhanedeki bütün zorluklara rağmen zengin bir kültüre, şaraptan dünyanın en bilinmez ülkelerine kadar ulaşan geniş bir bilgi yelpazesine ve kendine ait kendi başarılarıyla inşa ettiği bir işe sahipti.

Genç kız işin neyle ilgili olduğunu bilmese de kişisel bilgilerin verilmemesini gayet doğal karşılamıştı. Sonuçta Hailey de isim vermeden Privet Drive'daki hayatı dışındakileri hep yüzeysel muggle dünyasına uyarlanmış şekilde geçmişti.

O gece o bara Tom'u bulmak için gelmemiş olabilirdi ama geçirdiği bu özel saatlerden sonra esas aradığının O olduğunu anlamıştı.

Bileğinden uzanıp minik adımlarla kolunda süzülen parmaklar onda daha önce hissetmediği duygular uyandırıyordu.

İlk kez kendini Hailey Potter'dan, Sağ Kalan Çocuk'tan başka biri gibi... genç ve güzel bir kadın gibi hissediyordu.

Tom zekiydi, karizmatikti, dünyevi olmayan bir yakışıklılığı vardı. Bir muggle olmasına rağmen Hermione'yı kıskandıracak kadar bilgili ve kültürlüydü. Hailey'i daha önce tanıştığı herkesten daha iyi anlıyordu. Tüm bunların yanında kaslı göğsüne yapışan gömleğin saklayamadığı bedene bakılacak olursa, kıyafetinin altında bir kızın evlenme hayali kurduğu muazzam bir vücuda sahipti.

...Ve ona şu an derin gözlerle bakıyordu.

Hailey bakışlarını kaçırmadan kokteylini bitirdi. Sonra dudaklarını ısırıp asi bir saç buklesini Tom tarafından zaptedilmemiş eliyle döndürdü.

Bu hareketi Lavender'dan öğrenmişti ve işe yaramasını umuyordu.

"Bu gece hem beni acıtıcı bir düşüşten hem de sıkıcı bir akşamdan kurtardın. Kahramanımsın. Henüz gecenin bitmesini istemiyorum. Daha sakin bir yere gitmek ister misin?"

Tom zümrüt gözlere uzunca bir an baktıktan sonra genç kızın elinden tutarak usulca ayağa kalktı.

"Ben istemedikçe hiç birşey bitmez, Hailey, seni evimde daha kaliteli bir içecekle tanıştırmama izin ver."

Genç kız, bitmiş kokteyl bardağına bakarak kıkırdadı.

Gece daha yeni başlıyordu.



Hailey Potter - Sağ Kalan ÇocukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin