BÖLÜM 14: "GÜLÜN DİKENİNE TEMAS ETME"

26.4K 1K 709
                                    

bu bölüm çok çok çok özel. 🌙

Güneş ilk ışıklarını yüzüme kıskanç bir tavırla çarparken onu görmezden gelerek bilinçaltımda asılı kalan rüyanın son saniyelerini yaşamak için sırtımı pencereye taraf çevirdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Güneş ilk ışıklarını yüzüme kıskanç bir tavırla çarparken onu görmezden gelerek bilinçaltımda asılı kalan rüyanın son saniyelerini yaşamak için sırtımı pencereye taraf çevirdim. Dün yıllardır aramızda olan gizli anlaşmayı bozduğumu biliyordum ama hayat böyle değil miydi zaten? Sürekli bizi şaşırtaracak şeyler yapıyordu.

Dün gece Güneş benim aksime yalnız uyumuştu. Oysa ben dün gece gözlerimi uykuya doğru kapatırken yalnız değildim; bu düşünce aklıma süzüldüğü an gözlerim hafifçe aralandı.

"Gerçekten mi Milay?" dedim kendi kendime. Yüzümü engelleyemediğim utançla pikeye gömdüm ve içimde dolup taşan irkinti hissi ve biraz da bu anın getirdiği duyguya inanamayarak kendime cevap verdim: "Evet, Milay. Evet, gerçekten."

Anın heyecanı boynuma dolandı ve kalkıp yatakta oturur pozisyon aldım. Kendi zihnimi hükümsüz kılarak yaptığım şeyin anısı tüm bedenimi gitgide sarsmaya başladı. Yüzümü Güneş'e doğru çevirdim, ışıklar tenimi ısıttı. "Milay, sana inanamıyorum artık."

Buradaki üçüncü günümün başlamasına çok az kalmışken kafamın içinde arkada bıraktığım bu iki günde neler yaşandığını tarttım o esna. Geçmişimi, belki de ona ilmek gibi bağlı olan hayatımı sarsacak şeyleri bilen insanları tanımıştım iki günün içinde. Yusuf Sadıhov. Annemi bilen ve hayatın yılların ardından karşıma çıkardığı; bana anneme benzediğimi söyleyen ve bu gerçeğe istemsizce beni inandıran o adam.

Onu gördüğüm ilk an gerçekliklerimden kaçmıştım ama şimdi her şeyin ayak sesleri zihnimde net duyuluyordu.

Annemin düşüncesini bile zihnime alamayan ben aynalara sürekli bakar olmuştum ama gerçek veya gerçekliği kapatılmış varlıkları üzerimize giyemezdik. Yani aynalarda annemi aramak beni üzmekten başka bir işe yaramıyordu.

Kendimi üzmek işinde kimseye şans tanımazdım.

Fakat dün yaşanan onca şey gözlerimin önünde tek tek ipe dizilirken zihnimin rahatsız edici çığlıklarını değilde, beni köşeye sıkıştıran uyarılarını duydum. Dün öylesine çok şey yaşanmıştı ki nelere odaklanacağımı bilmez halde kalakalmıştım.

Kumsal'ın beni cesurca müdafaa ettiği anın gözlerine baktım ama kafamı diğer tarafa çevirdiğimde Yasin'in kıpırdamayan bedenine ağlayarak bakan Kumsal'ın bakışlarıyla karşılaştım. Anılar, artık bir ipe dizili değillerdi, düğümleri çözülmüş gibi üzerime dökülüyorlardı.

Fakat benim zihnimde başka bir şey daha vardı.

Dün bunca şeyi yaşadıktan sonra bilinçaltıma dolması gereken bilgilerin beni kâbus anında kollarımdan kıskıvrak yakalayacağını sanmıştım ama hayat nedense bana gece uyurken iyi davranası gelmişti.

GÖKYÜZÜNÜ KUCAKLA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin