lütfen okuduğunuzda bana yorum bırakmayı unutmayın. yorumlar sizin fikirlerinizdir ve ben bundan ilham alıyorum.
hoş okumalar. 🌙
Düşünürken beni mutlu eden belirli şeyler vardı. Kendimi karanlık bir kuyuda hissettiğim anlarda o kuyunun duvarlarına bakmak yerine kafamı gökyüzüne çevirememe neden olacak düşüncelerdi bunlar. Huzurlu ve güvenli.
Sanırım Ayaz'ın da artık bu düşüncelerden biri olduğunu kabul etmem gerekiyordu.
Ayaz'ı anlatmak bu andan itibaren sürekli yapmak istediğim bir şey olmuş olmasına da inanamıyordum. Sürekli kendi içimde bile onunla ilgili konuşmak, onun hakkında bir şeyler öğrenmek ve ne yaparsam yapayım ona fikirlerimi danışmak istiyordum. Ayaz hayatıma bacadan düşer gibi düşmüştü ama onunla daha öncesinde de tanışma fırsatım varken bir yangın yerinin tam ortasında tanımıştım onu. Belki de böyle olması gerekiyordu. Onun dikkatimi çekebilmesi için hayat bize böyle bir hikaye vermişti. Belki de erkekleri kendime yakın bırakmayan zihnime de tezat olmalıydı bunlar.
Ben Ayaz'ı tanımalıydım, çünkü böyle olması gerekiyordu.
Artık direnmeyecektim.
"Bence o kadının sarf ettiği her söze dikkat etmemiz gerekiyor. O kadar şüpheli konuşması var ki insanı bir yılan gibi etkiliyor. Yılanlardan nefret ederim. Nerede görsek onların kafasını ezmeliyiz." Kaan hemen karşımdaki kanepeye geçerek yumruk yaptığı elini diğer elinin avucuna sertçe bastırdı ve ezdi. Ardından, "Yılan mıknatı mıyız, neyiz anlamıyorum ki," diyerek kollarını önünde birleştirdi. Gözlerini bana çevirdiğinde mavi gözleri her zamanki şüphe ve alayla kısılmıştı. Bakışlarına aynı şekilde karşılık verdim. "Malum bu aralar etrafımızda yılanların sayısı da çoğaldığına göre kollamamız gereken yerlerimiz var."
Kaan ve tanıdık tavırları.
"Yılan dediğin kişi benim arkadaşım yalnız, kuzi. Laflarına dikkat et istersen." Kumsal da hemen onun yanına geçti ve bacaklarını ikisini de kaldırarak altına aldı. İkisi de nereden geliyorlardı bilmiyorum ama biz sabahın erken saatlerinde Ayaz'la eve geldiğimizde evde kimse yoktu. Sonrasında Ayaz gitmişti ve ben evde yalnız kalmıştım.
Kaan'ın üzerimdeki bakışları Kumsal'a çevrildiğinde gözlerimi onların üzerinde gezdirdim. Kaan çok dinamik görünmesine rağmen Kumsal tam tersiydi. "Hadi bakalım dikkat etmiyorum laflarıma, ne yapacaksın? Etmiyorum dikkat falan. Yılan olduğunu inkar mı edeceksin şimdi? Mallık yapma, kuzen."
"Senin bana mal diyen ağzını kırarım, Kaan." dedi Kumsal sinirle. "Bak seni umursamıyorum diye söylediklerini de kulak ardı yaptığımı sanma sakın. Hepsini akıl hazneme atıyorum, zamanı geldiğinde göstereceğim sana yılanın ters kuyruğunu." Eve geldiği andan beri ondan gergin bir enerji yansıyordu dışarıya. En tuhafı kimse ona bunun nedenini sormuyordu. Kumsal başını kanepenin dirseğine yaslayarak koltukta cenin pozisyonu aldı. Ek zamanda bir şeye morali bozulmuş gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKYÜZÜNÜ KUCAKLA
Teen FictionTAMAMLANDI! Terk edilmenin yakıcı gerçekliğini avuç izlerinde taşıyan, bir tek geçmişinin sahibi olan Milay Karan, günün birinde onu gerçeklerinden ayıran iki kişiyle tanışır. Gerçekler olmadan hayat çok daha güzeldir, çoğu zaman bir şeyleri bilmeme...