BÖLÜM 6: "ELDİVENLERİNİ ASLA ÇIKARMA"

40.3K 1.6K 546
                                    

hoş okumalar. 🌙

Geçen yaz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Geçen yaz...

Güneş ardında bıraktıklarına ve kendisiyle beraber sürüklediklerine bakmadan her gün doğması, tamamen astrolojik ve kosmik saçmalıklardan ibaret olabilirdi. Fakat biliyorum ve bunun gayet iyi farkındayım, bazılarımız hâlâ karanlıkta yaşıyor. Bazılarımız o karanlığı atlatamıyor ve bazılarımız gün doğumunu sürekli görmezden gelmeye çalışıyor.

Hepimiz bir çukurda yaşıyoruz ama bazılarımız yıldızlara bakıyor.

Yıldızlar, bu dünyanın başına gelmiş en iyi şeydi. Kendimi bir boşluğa bırakmak hissimi yatıştıran, kafamın içindeki boşluğun yansımasıydı yıldızlar. Onları izlerken en azından bir boşlukta gibiydim.

Mutlu anları yaşayınca insan gözlerini neden kapatır diye soruyorlar, çünkü güzel şeyleri göz göremez, kalp hissedebilirmiş ancak. Gerçeğin mayası gözle görülmez, diyor Küçük Prens. Peki benim mutlu anlar yaşayınca şaşkınlıktan gözlerimin açılması ne olacak?

"Dansöz kız!"

Yine zihnimin içine daldığım yolculuktan zorla çekilirken kulaklığımın bir kulağı birisi tarafından çıkarıldı. En çok sinir olduğum şeylerden biri buydu ve şimdi bana nasıl katil olmamam gerektiğini söyleyin.

Beynime sakin olmamı belirten bir işaret gönderirken kaşlarımı çatarak sağıma doğru baktım, kurbanıma doğru. Geçen hafta, üniversitenin son günü bahçedeki tanıştığım çocuğu gördüğümde adımlarım duraksadı ve onu tekrar görmek beklediğim en son şey olduğundan ani bir şaşırma tepkisi gösterdim.

Görüntüsü hâlâ zihnimde dolaşıyordu, beraber dans ettiğimiz an... Gözlerimin önünde o an tekrar canlanmaya başladı. Her ne kadar temizlikçi kadın tarafından müziğimiz yarıda kesilmiş olsa da, bu aklımdaki en güzel anılardan birine çevrilmişti. Benden bağımsız olarak tanımadığım insanın bana güzel bir anı vermesine nasıl izin verdim ben?

Kulaklıklarımı çıkartırken, "Dansöz ağır geldi ama." dedim gülmeye çalışarak, bunun için çaba gösterdim. Yeniden yürümeye devam ederken o da beni izledi.

"Duyacağını düşünmemiştim." dedi kahkaha atarak. "Saçların güneş gibi parlıyor. Peki ya çilli desem?"

Başımı yana atarak ona baktığımda, kulağımın arkasına sıkıştırdığım saçlarım omuzuma döküldü. Hafif çekik olan gözlerini, güneş yüzünden daha da kısmıştı ve siyah gözleri küçük bir nokta gibiydi. Uzun ve kemikli yüzünün getirdiği avantajla, küçük bir burun ve normal incelikte dudaklara sahipti. Mavi gömleğinin yukarı doğru kaldırdığı yakası, tüm ensesini sarmış ve birkaç düğmesi açık olduğu için teni gözüküyordu.

GÖKYÜZÜNÜ KUCAKLA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin