bölümün tamamını büyük heyecanla yazdım, umarım beğenirsiniz.
hoş okumalar. 🌙
Buz bağlamış damarlarımın üzerinden şiddetle tren geçmesine neden olacak kadar Ayaz'a güvenmek düşüncesinden korkuyordum. Öyle ki bu düşünce çanları bedenimi kaygıların ağuşuna bırakıyordu. Beni rahatsız ettiğini bile bile kendimi bu düşünce enkazının altında terk ediyordum. Sanki bu kadar düşünmek yetmiyormuş gibi her şeyin üzerine siyah çizgiler çizerek Ayaz'a güvenmeyi istiyordum.
Kendime inanamıyorum. Böyle değildim ben.
Murat'ın tek sözü üzerine kendimi tehlikeye attığımı fark edeli çok olmamıştı ve tüm bunlara rağmen bana seçim şansı sunan Ayaz'ın karşısında dengelerim değişiyor, beni tepetaklak ediyordu. Kurtulma şansım vardı belki de. Oysa kurtulmak bile aklıma uğramayan düşüncelerden biri haline gelmişti.
Yine ve yeniden Ayaz'ın elini tutan benliğimin aklına nasıl gelebilirdi ki bu?
Kurtulmak istemiyordum enkaz altındaki düşüncelerimden. Onları kabul etmek idi esas isteğim. Ayaz bana sunduğu bu yeni seçimde siyah çizgiler her şeyin üzerine çekilmişti, ben onu seçmiştim. Ve bu durumun Murat'la alakası bile yoktu. Bu durumun alakası direkt o enkaz altındaki düşüncelere bağlanıyordu.
"Ayağın çok ağrımıyor değil mi?" Sorusuyla beraber başımı ona doğru kaldırdım. Hep böyle hatırlayacağım adama güvenmek istiyordum. "Seni taşımamı istiyorsan şimdiden söylemen yeterli. Seve seve yaparım bunu." Hemen yanımdan ilerliyordu, boyu o kadar uzundu ki kafam omzuna bile yetişmiyordu.
"Omurgan yüzünden beni kaldıramazsın sanıyordum."
"Yoo, seni kolayca kaldırırım ama bunu yapmak için eğilmem gerekiyorsa işte o zaman yapamam. Omurgamı bükmem pek mümkün değil, fakat seni koruyacak kadar dikkatliyim." Önümüzdeki seyf kapıyı açtı ve ilk geçmem için arkaya çekildi. Tam yanından geçerken uzanarak açık olan saçımdan küçük bir tutamı kurnazca çekiştirdi. "Yani demem o ki düşmeden önce haberim olsun. 'Ayaz, bu an, o an.' demen gerekiyor düşme anında." Güldü. "Baksana kaslarıma ne kadar güçlü, kuvvetli. Seni tek parmağımla bile kaldırırım."
Saçlarımı sağ omzumda toplayarak ona baktım. Hemen hemen her erkeğin yapacağı gibi kolunu kendine çekerek dirseklerini büktüğünde gerçekten pazu kasları büyüdü. Kahkaha atarak başımı iki yana salladım. "Beni şiirlerinin yanı sıra kaslarınla mı etkilemek peşindesin, Ayaz bu an, o an? Bu numara kaç, dört mü?"
Kolunu indirdi. "Hayır," dedi o da gülerek. Sesi boğuk çıktığında hafifçe öksürdü. "Dört numaralı kuralda benim bile enteresan bulduğum bir olay var. Fakat kaslarla etkilemek kuralımız numara beş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKYÜZÜNÜ KUCAKLA
Roman pour AdolescentsTAMAMLANDI! Terk edilmenin yakıcı gerçekliğini avuç izlerinde taşıyan, bir tek geçmişinin sahibi olan Milay Karan, günün birinde onu gerçeklerinden ayıran iki kişiyle tanışır. Gerçekler olmadan hayat çok daha güzeldir, çoğu zaman bir şeyleri bilmeme...