Evet
Evet
Evet
EvetDört evet ile biten toplam beş dakika. Bir sonraki nikahın misafirlerinden bulunan iki nikah şahidi.
Hayırlı olsun derken manasız gözle bakan nikah memuru.
Fırat in elinden Dicle nin çantasına geçen nikah cüzdanı.
Sessizce binilen araba..
Şirkete kadar bitmek bilmeyen yol..
Sabah bir anda gelişen ayak üstü birlikteliğin izleri hala Dicle nin içinde büyük bir yaraydı. Belki birseyler değişir diye ümit etmişti ona teslim olurken. Ama bir önceki gibi Fırat o anın etkisiyle kendinden geçmiş sonrasında da hazırlanıp evden çıkmışlardı.
Dicle başını cama yaşlanmış boş boş yolu izliyordu.
"Dicle şu andan itibaren artık evli bir kadın olduğunu hatırlatmama gerek yoktur umarım."
Yaslandığı camdan çekti başını Dicle "nasıl yani?"
"Nasıl Yanisi yok. Evlendik. Artık tavrına, davranışlarına, kısacası herseyine dikkat edersin"
"Ne saçmalıyorsun sen be!! Ne tavrim davranışım var benim evliliğe yakismayacak?" Dicle avaz avaz bağırıyordu arabanın içinde.
"Bağırma bana!" Dedi fırat sertçe. "Artık mavi boncuk dağıtmazsın millete. Korhan in başladı bulut un bitti. Bulut bitti kerem başladı."
Dicle nin gözleri kocaman açıldı. "Sen ne aşağılık bir adamsın Fırat. Ben mi mavi boncuk dağıttim onlara. Görmedin mi bilmiyor musun olanları sanki? Yazıklar olsun sana. Bu evlilik oyunu da sırf bunun için değil mi? Oglumu alet ettin sırf kendi egon için."
Fırat ın umrunda değildi Dicle nin hakaretleri. "Sonuç Dicle. Artık karımsın soyadımı taşıyorsun. Her türlü kullanım hakkına sahibim"
"Fırat durdur arabayi"
"Sacmalama"
"Fırat durdur dedim arabayi"
"Geldik zaten."
"Bir daha" diye bağırdı Dicle "bir daha asla bana dokunamayacaksin firat. Senden nefret ediyorum"
Fırat gözünü yoldan ayırmadı. Evet sabah Dicle yi banyodan çıkmış görünce kendini tutamamış, kısa ama muhteşem bir birliktelik yaşamışlardi. Duşa girmeden telefonuna gelen kısa mesaj onu çığırından çıkarmıştı. "Bugun Dicle ye bir sürpriz yapmak istiyorum Fırat. Öğleden sonrası için onu kaciracagim şirketten haberin olsun. Kerem "
"Bu mümkün değil saat 10.00 da nikahımız var bizim istersen sen oraya gel." Yazıp gönderdi. Sonra gelen giden ne arama ne de mesaj oldu.
Şirketin bahçesinde arabayı park ettiği an Dicle kendini dışarı attı. Fırat daha arabadan inmeden o sirketin bahcesinin çıkış kapısına gelmişti bile. Fırat sakinligini korudu. Yukarı çıktı. Bugün tan da yoktu söyle bir işleri kontrol edip çıkarım dedi kendi kendine.
Dicle sinirden deliriyordu. Bu kadar dengesiz bir adam nasıl olurdu? "Lanet olsun seninle karşılaştığım güne" dedi tekrar tekrar
Yürüdü... yürüdü... sahile kadar yürüdü. Boş bir banka oturdu. Boğazın mavi sularına dikti gozlerini. Hemen önünden güle oynaya geçen çocuk olmak istedi, denizle oynasan martı olmak istedi, salına salına giden vapur olmak istedi ama Dicle olmak istemedi. Etrafı izledi uzun süre. Ne kadar çok mutlu insan vardı. Sinir oldu. Sonra bir taksiye atlayıp anne ve babasına ait misafir evine gitti. Kendisine ve karahan a aksam için kıyafet ayarladi. Mina yi arayıp onun yanına kuaföre gitti. Migreni tutmuştu. Baş ağrısıyla mide bulantısı birbirine karışıyordu resmen. İki ağrı kesici içip biraz hafiflemesi için dua etti. Saçlarına şekil verdirip Bembeyaz olmuş yüzüne oda makyaj yaptırdı. Fırat a Karahan ı alıp gelmesiyle ilgili mesaj attı. Mina nin ailesinin evine geçtiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİCLE & FIRAT (Tamamlandi)
Lãng mạnKader Serisi 1. Kitap -K- Hayat en karlı günde sıcacık bir iz bırakır bazen... Dicle Gözü kara dediğim dedik bir üniversite öğrencisi Fırat İdealleri için yeni bir hayat kurma yolunda sağlam adımlar atmaya çalışan delikanli Yolları önce bir otobüs...