6. bölüm

15.8K 925 9
                                    

Otobüsün giriş kapısında iki metrelik boyuyla öylece kalakaldi Fırat. Kız bir hışımla inip valizini kucağına toplayıp yürümeye başlamıştı. Ne yapacağını şaşıran fırat kız görüş mesafesi nden çıkana kadar arkasından baktı. Birden silkelendi otobüsün üzerine sıkıştırdıgi sırt çantasını kapıp aşağıya indi. Şoför ve muavin ellerinde telefonları kapıda dikiliyorlardi. Fırat ı görünce şoför
"is bizi aştı valla yardım çağırdık ne zaman gelir Allah Kerim işimiz zor" dedi.
Fırat adamın omzuna elini koyup durumu izah edip yanlarından ayrıldı.
Kar hızını kesmeden devam ediyordu. Bir taraf dağ bir taraf uçurum yol kapkaranlikti. Adımlarını hizlandirmak istese de kar buna izin vermiyordu. Yol kapanmış olmalıydı ki be gelen ne de giden araba vardı etrafta. Önünde duyduğu ritimsiz seslerden yeşil gözlü cadiya yaklaştığını anladı. İki adım mesafe de durup soluklandi nefes nefese "bekle" diyebildi. Kiz durdu yavaşça arkasına döndü.
"sen misin?"
Fırat şu haldeyken gulebildigine şaşırdı
"kimi bekliyorsun bilmiyorum ama ben otobüste bagirdigin manyak"
Dicle fırat in burnunun dibine kadar geldi ilk kez dimdik karsikarsiya ayaktalardi. Fırat in iki metrelik boyuna dicle 1.75 lik boyuyla karşısında dikiliyordu
"niye geldin ki?" Sorunun ses tonu merak değil düpedüz hesap sormaydi fırat iliklerine kadar hissetmişti bunu.
Kollarını iki yana açtı
"birincisi tipi de Bolu Dağı ni yürüyerek geçmek gibi bir fantazim var. İkincisi hep belgesellerde izlediğim ve çok merak ettiğim ayıları capcanlı görebilirim diye düşündüm _etrafında yavaşça döndü_ malum dağ başı üçüncüsü bir taraf uçurum karanlıkta acaba buraya yuvarlanmadan ne kadar uzun süre dayanabilirim ölçmek istiyorum" durdu ve dicle ye sordu
"Devam etmemi istermisin?"
Dicle başını olumsuz anlamda salladı. Valizini kucağından yere bırakıp üstüne oturdu. Kafasını kollarının altına alarak hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Daha bir dakika önce artistik haraketler yapan fırat ne yapacağını bilemedi. Bir kaç dakika öylece dikildi başından. Bir kaç saniye tereddüten sonra omzuna dokundu.
"hadi rahatladiysan biraz gidelim. Daha be kadar yuruyecegimiz belli değil."
Dicle hışımla kafasını kaldırdı
"öküz musun sen?"
"evet manyağım ve öküzüm. Bir sonraki iltifatini bekleyemeyecek kadar da sabırsızlanıyorum ayrıca. Ve ben gidiyorum." Diyerek yürümeye başladı.
Dicle adamın arkasından bakakaldi ya kapris yapıp oturacakti ya da peşinden gidecekti. İlk defa aklını kullandı ve hemen kalkıp valizini kucakladı.
"beni burda yanlız mi bırakacaksin? "
Fırat arkasından gelen sese temposunu bozmadan cevap verdi
"dengesiz misin kızım sen biraz önce niye geldin demiyormuydun?"
Dicle koşar adımlarla fırat lâ aynı hizaya geldi.
"Çünkü sana kolumu iki kere tuttun diye kızgındim"
Fırat birden durdu o durunca Dicle de durdu
"ben de sana omzumda uyudun diye kızdım mi? "
Dicle kaslarını çattı. Otobüste uyuyakaldiginda olmuş olmalıydı. Yine de taviz vermedi
"o bir kere istemeden oldu. Uyuyorum sonuçta. "
Fırat cevap verme tenezzulunde bile bulunmadı. Elini uzatıp Dicle nin kardan dolayi yere surtemedigi valizini aldı. Dicle şaşkınlıkla karşısındaki adamın yaptıklarına baktı sonra o haraket edince peşinden yürümeye başladı.
"istersen sırt çantanın bana ver"
"gerek yok ağır değil benimki ama sen taş mi doldurdun bunun içine? "
"yooo. Bir kaç parça bişey var."
Fırat elindeki valizi aşağı yukarı salladı
"bana gardrobunu taşıyorum gibi geliyor valla"
Dicle olduğu yerde ayağını yere vurdu.
"ya ben mi dedim sana taşı diye hem alıp hem söyleniyorsun"
"yavaslatiyorsun bizi kaplumbağa gibi yürüyoruz sayende baksana" dedi Fırat.
Dicle sinirle karların üzerinde ayaklarını yere vururken Fırat yürümeye devam etti. Pesi sira soylenwrek Dicle onu takip etti. Artık ne zaman ne mekan algısı olmadan tek dertleri bitmek bilmeyen yolda ilerliyorlardi. Bazen Dicle yorgunluktan duruyor bunu fark eden fırat ta duruyor o yürümeye başlayınca diğeri de devam ediyordu. Sıfır ışık sıfır ses karanlığın içinde yol alıyorlardı. Daha yeni durdukları halde Fırat in birden durmasıyla Dicle de olduğu yerde kalakaldi
"ne oldu?"
"Işık var baksana şurada hadi iyisin"
Işığın varlığını fark ettiği anda Dicle mutluluktan uçtuğunu hissetti.
"Hadi gidelim bir an önce nolur. Son nefesimi bir dağ başında vermek istemiyorum. "

DİCLE & FIRAT (Tamamlandi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin