42. bölüm

15.4K 938 14
                                    

"Ben seni seviyorum... ben sana aşığım.." Bu ya da bu diye geçirdi içinden Dicle. Gözlerini kapattı duymaya hazırladığı iki cümle yankılandı kafasında.

"Ben..." dedi fırat Dicle ye "ben bunu uygun bulmuyorum sadece. Yoksa senin bir şeyim olduğundan değil. Hatta olma olasılığında sıfır Dicle. "

Dicle yavaşça açtı kapattığı gözlerini derin bir nefes aldı. "Anladim" dedi. "Senin tedirginliğini de anlıyorum haklı olarak Karahan ı düşünüyorsun. Ama merak etme hiç bir zaman oğlumun önüne kimse geçemez ona zarar verecek onu ihmal edecek hiç bir şey yapmadım bugüne kadar yapmamda. Ama insan konusabilecegi, fikirlerini, sohbetini, kalbini paylaşabileceği, keyifle vakit geçirip eğlenecegi birini bulunca onunla birlikte olmak ister. Sen yada ben fark etmez karşımıza elbette birileri çıkar.Bence bizim faydamiza iyi geçinmek. hem oğlumuzu iyi yetiştiririz hem de karşımıza çıkacak olan yeni birilerine şans veririz. Tabi ki Karahan ı üzmeden." Elini Fırat in omzuna koydu gülümsedi "bundan sonra biz birbirimizin en yakıniyiz dostum. İkimizin yaşama sebebi bak orda yatıyor. Bence hirlasmadan tartışmadan hem oğlumuzu büyütelim hem de kendi hayatlarimizi yaşayalım tabi ki birbirimize yardım ederek." Elini Fırat in omzundan çekti. Eğilip Karahan in ateşine baktı. "Ben yatıyorum şimdi. Sen şurup saati getirirsin yataga yanıma olur mu?" Ve arkasını dönüp odadan çıktı.

Fırat kalakaldi olduğu yerde. O neydi öyle. Dicle daha önce hiç böyle cümleler kullanmazdı ki? Dostum mu demişti. Birbirimize yardimci oluruzlar, hayatımızı yasayalimlar, akıllı akıllı cümleler bu Dicle tarzı değildi ki. O belki kendi yanında birini görürse tepki vermeyebilirdi ama bu kendi için geçerli değildi. Kafasını salladı. Ne dusunecegini bilemedi. Derdi Dicle nin acı cekmesiyken niye kendi sinir krizi esigindeydi ki? Bu kız bu bünyeye zarardı. Eve adım attığından beri olay üstüne olay. Bol aksiyonlu bir hayat yaşıyorlardı. Cama yürüdü. Camda kendi aksine baktı. Nasıl bir kadına denk gelmişti böyle. Karşılaştıkları andan beri sürekli didisiyorlardi. Yine kurduğu cümleler geldi aklına. Birbirimizin en yakıniyiz dostum!!! Beni nasıl faka bastırdı. Ben ona hiçbirşeyim olma ihtimalin yok derken can yakmaya çalışırken o bana gelmiş birbirimizin aşk hayatına saygılı olalım, birbirimizi idare edelim diyor. Vay be dostum Dicle Hanim...

Dicle Fırat lâ yaptığı konuşmadan sonra koşar adım yatak odasına çıkıp yatağa oturdu. Kendi bile inanamıyordu söylediklerine. Aynanın karşısına geçip kendini öpmemek için zor tutuyordu kendini. Gözlerini kapatırken ki beklentisi ile duydukları o kadar tezattı ki resmen birisi kafasına balyozla vurmuştu. O zavallı değildi annesine babasına muhtaç değildi ki fırat a ihtiyacı olacaktı. Bundan sonra Fırat onun sadece oglunun babasıydı. Aynen Fırat in söylediği gibi. Tabi ki her gördüğü adamı hayatına alacak değildi ama bu zamana kadar kapattığı kapıları açma zamanıydi. Ben de insanım benim de bir haysiyetim bir onurum bir gururum var dedi içinden. Bir de aldigim tiyatro dersleri. Güldü. Demek birini aşağılamak bu kadar iyi hissettirebiliyordu. Yatağa yatıp uzun uzun gerindi. Dostu Fırat nasılsa oğlunu getirecekti.

"Biz seninle dostuz gülüm
Uslanmis safaklara inanmış
İki tutkun dost"

Dicle kikirdadi. Yıllardır unuttuğu bu üç dizeyi tekrarladı. Uyku iyice bastırıyordu.

***

Dicle sabah gozlerini açtığında kendine yabancı gelen duvarlara baktı önce gozlerini kirpistirdi sonra kendine geldi. Fırat in odasında Fırat in yatağındaydi. Hemen yan tarafına döndü oğlu yoktu. Çabucak yataktan kalktı karşı odaya baktı orası da boştu. Yalın ayak merdivenlerden indi. Salon mutfak Veranda da kimseler yoktu. Neredelerdi bunlar? Dün akşam yaptığı son konuşmadan sonra firat Karahan ı alıp gitmiş olabilirmiydi ki? Koltuga yığıldı. Ellerini basının arasına aldı. Ne yapacağını ne dusunecegini bilemedi. Kapıdan gelen seslerle kendine geldi. Koltuktan kalkıp kapıya koştu. Fırat kucaginda oğlu elinde kocaman market poşetiyle içeriye girdi. Gozgoze geldiler. Fırat Dicle nin yüzündeki ifadeyi görünce Karahan ı kucağından bıraktı yavaşça "Ne oldu bir şey mi var?"

DİCLE & FIRAT (Tamamlandi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin