DİCLE & FIRAT (Tamamlandi)

5. bölüm

Fırat yakıt almak için durdukları istasyonda gozlerini açtı gerginlikten ve sürekli beyaza bakmaktan gözleri agrimisti. Biraz dinlendirmek için kapattığı gözleri onu uykuya suruklemisti. Dolum islemi bittip tam haraket edeceklerken birden yan koltuğuna biri yığıldı.
Şaşkınlıkla o yöne bakarken muavin yanlarında bitiverdi.

"Bagaj kapağı buz tutmuş açılmıyor ben valizini buraya bırakıyorum."

Diyerek yan tarafta bulunan koltukların boşluğuna valizi bıraktı. Dicle; "ben de o tarafa geçeyim o zaman" diyerek ayağa kalktı. Muavin eliyle dur işareti yaparak "korkarım bu mümkün değil hanımefendi. O tarafın havalandırma sisteminde arıza var. O taraftaki tüm yolcular- eliyle işaret etti - bu tarafa geçti. "

Fırat da başını arkaya çevirip baktı. O uyurken olmuş olmalıydı arıza. Komik bir görüntü vardı otobüsün içinde bir taraf komple dolu diğer taraf bomboştu. Başını çevirirken yan koltuğuna gelen kızla göz göze geldi. Yemyeşil bir çift göz kendi gozlerini deldi geçti. Hava kararmaya başlamış görüş mesafesi iyice düşmüştü.

Dicle saatlerdir yaşadığı gerginlik ve yorgunlukla başını arkaya yaslayip gozlerini kapattı. Yorgunlukla kapanan gözler derin bir uykuya daldı.

Fırat yanına oturan yeşil gözlü yolcunun geldiği anda çıkarttığı ritmik nefes seslerinden uykuya daldigini anladı. Bir yol mağduru diye düşündü içinden ayaklarını daha derli toplu oturuyor olmak canını sıkmisti ki birden yan yolcunun başı omzuna düştü. Kaskati kesildi ne yapacağını bilemedi. Şoförün dikiz aynasından hallerine baktı. Gayet iki sevgili kıvamında görünüyorlardi. Gülümsedi gördüğü resme. Biraz gevşeyip yolu izlemeye devam etti. Muavin ilk gördüğünde bu hallerini şasirip bir iki saniye fırat ile gozgoze geldi. Durumu anlayıp müdahele etmeye kalktı ki fırat gözleriyle yapmamasıni işaret etti. Hala Bolu dağında yol alıyorlardı. Gecenin başlamasıyla fırat in stresi daha da artmaya başladı. Duzce ye varsalar yol daha çabuk ilerleyecek, En azindan dağ çilesi bitecekti. Istasyondan once bir kac kez Jandarmanin, çevre halkın duran araçlara su, yiyecek yardımı yaptıklarını görmüştü . Artik piyasada onlarda yoktu tam virajli dag kisminda olduklarini dusundu. Biraz gozlerini dinlendirmeye karar vermişti ki otobüs büyük bir gürültüyle titremeye başladı ve birden durdu. Yan tarafinda bulunan yeşil gözlü kız birden sıçrayip doğruldu. Sanki nerede olduğunu unutmuş gibi etrafına baktı. Biraz önce omzunda uyudugu adamla ilk kez diyolaga girdi. "ne oldu?"
Fırat kocaman açılan yeşil gözlerden kendini alamadan içine bakarak cevap verdi. "Bilmiyorum basıyla açık ön kapıyı işaret etti Şoför le muavin indi bakmaya bir ses geldi ama."

Bu arada tüm otobüs aynı ağızdan konuşmaya başlamış, camlara yapışıp şoförle Muavinin ne yaptığını görmeye çalışıyorlardı. Uzun zamandır ikiside ortalıkta yoktu. Dicle hareketlenip ayağa kalkmaya yeltendi. Fırat istemsiz olarak kolunu tutuverdi "nereye?"
Dicle koluna uzanan ele hayretle baktı şaşkınlığı kocaman gözlerine yansıdı ama.yine de cevap verdi "aşağıya" Fırat anlamiyomus gibi baktı "niye ki? " Dicle sinirlendi
"Niye olabilir ki ne var merak ediyorum yarım saattir buradayız ve ben beklemek istemiyorum." Fırat gülümsedi elleriyle etrafı gosterdi "başka şansımız mi var? "
Dicle bu manasız sohbete Son verdi ve merdivenden inmeye başladı. Son basamakta durup fırat in yüzüne bakti "senin olmayabilir ama benim var." Fırat şaşkınlıkla oturduğu yerde kalakaldi. Bir kaç dakika sonra asabi yeşil göz tekrar otobüse geri döndü fırat tam ben sana dememismiydim diyecekti ki dicle gelip yanına oturmak yerine valizini yerinden çıkarttı. Fırat a döndü "Size iyi beklemeler" diyerek tekrar merdivenlere döndü. Tam ilk basamaktaydi ki fırat uzanıp kolundan tuttu. Dicle sinirlendi
"noluyo be habire koluma yapışıp duruyorsun?" İlk anda bagirdigini fark edemedi ama koluna yapışan adamın arka tarafındaki sırada herkes onlara bakıyordu. Başını tekrar koluna çevirip ardından karşısında duran adamın gözlerinin içine baktı. Sesi fısıltı gibi çıktı
"Biraksana be adam manyak misin?"
Cevap aynı fisiltiyla geldi" tamam bırakacağım da nereye gidiyorsun onu söyle" Dicle derin bir nefes aldı. _Çattik_ dedi içinden.
"otobüs bozulmuş ve tamiri mümkün görünmüyor. Bende başımın çaresine bakıcam"
"nasıl?"
"yürüyerek"
Fırat başını eğip dışarıya bakti
" farkindamisin hiç araba geçmiyor ve karanlik "
Dicle de aynı yöne doğru baktı.
"biliyorum yuruyecegim." Aynı hızla da merdivenleri indi ve firat arkasından bakakaldi.