Ondan ayrilmak istemiyordum. Kendi annem beni arabaya bindirmeye calisiyor, onun annesi ise cekistirmeye devam ediyordu. En sonunda pes edip kafami arabadan iceri sokup oturdum. Hizla arkami donup arka cama ellerimi yapistirdim.
Annesinin kollarindan hizla
savrulup kendini bana dogru atti.
Buraya geldiginde goz yaslarini daha ayrintili gorebiliyordum. Parildiyorlardi.
Aramizda cam vardi. Fakat elini elimin hizzasinda cama yerlestirip gozlerime bakmaya basladi. Aglamaktan kizarip sisen gozlerime...
Arabanin hareket ettigini anladigimda benden uzaklastigini - aslinda benim ondan uzaklastigimi - izlemeye basladim.
Bu zordu.
Bayagi zordu hemde.Ben uzaklastiktan sonra annesi gelip tekrardan cekistirmeye basladi. Artik o da benim gibi teslim olmustu.
Gorus alanimdan cikana kadar gozumu bile kirpmadan ondan ayrilisimi izledim. O benim sevdicegimdi. Ne olursa olsun hem sevdigim, hem sevecegim.
Tum elesitiri ve kotu yorumlara ragmen sevgisinin beni ayakta tutan kiz.
Evet ben de bir kizim.
Zaten elestirilerin genel nedeni de hep bu oluyor.Cok cirkin lakaplara maruz kaldik. Akilda en yer tutani 'canavar' idi.
Aklimda kalmasinin sebebi ise basitti.
Bizim canavar oldugumuzu dusunenlerin asil canavarlar oldugunu soylerdi Kayra. Hakliydi da.Ben sessiz sessiz arka koltukta oturup dusunuyordum.
Gitme nedenimiz tam olarak belli degildi. Bana gore yani.
Annemlerin arasinda surekli gerginlik oldugu apacik belli bir olaydi fakat bunun bizi baska sehire tasiyabilecegi aklimin ucundan gecmezdi.
Bir gun aralarindaki mesafenin yakinlasacagini sanarken simdi tumden mesafe artiyor.
Her salise daha da uzaklasiyordum kendimi guvende ve mutlu hissettigim kollardan. Mutsuzlugumu bir ilac gibi geciren o minik buselerden.
Ve en onemlisi baskalarinin ne dusundugunu umursamadigim anlari saglayan sevdigimden.
Bunu tekrarlamak icimde firtinalara neden olsa da dusunmemek elimde degildi.Gitmemizin bir diger nedeni ise annemin degisiyle is yuzundenmis ama bunun pek gercek olduguna inanasim gelmiyor.
Gerci suan olanlarin hicbirine inanasim gelmiyor.
Elbette bir gun ayrilacaktik - bizi ayirabilecek olan tek seyin topraga karismak olduguna soz vermistik - ama boyle olacagini dusunmezdim.
Suan sozumu tutmamis gibi hissetsemde icimde kucuk bir motivasyon eden bir dusunce var.
Biz ayrilmamistik. Yani bedenen uzaklarda olsakta ruhen her zaman yanimda oldugunu biliyordum. Ayni sekilde o da oyle hissediyor olmali.
Annem arabayi hava alanina soktugunda telefonumdan fotograflarimiza bakiyordum.
Artik elimde olan tek anilar bu gerizekali telefon icinde mahsur kalmisti. Siktir. Boyle olmamasi gerekirdi.
Sinirle telefonu kapayip gozlerimi yumdum ve bir sure sakinlesmeyi bekledim yoksa anneme fena halde patlayacaktim. Her nekadar sonunda gene annemin karsisinda susup kalacagimi bilsemde...
Arabayi kenara cektiginde agzimdan cikan kelimelerin ardindan arkasini dondu.
"Babam nerede?"
"Burada bulusacagiz."
Onune donup kaportadan bir cd aldi ve kasete takip caldirmaya basladi.
Bunu sevdigimi biliyordu.
Miley Cyrus.
![](https://img.wattpad.com/cover/63019699-288-k709675.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE RAINBOW
Ficção AdolescenteSen siyah, ben beyaz. Alakasız birbirine en uzak renkler. İkisi de gökkuşağı tarafından dışlanan renkler üstelik. Peki ya biz kendi kuşağımızı oluştursak? Birleşip gri olsak? •Azıcık küfür içermektedir. Rahatsız olabilecekler varsa özür diliyorum•...