DEDİĞİM GİBİ ARTIK KARAKTERLERİ YAYINLAMAYA BAŞLADIIMM 👑 İLK OLARAK POYRAZ İLE BAŞLADIM. BU ARALAR FAZLA ÖN PLANA ÇIKMASI NEDENİYLE.
İDİLİ FELAN DAHA SONRA YAYINLAYACAĞIM 🌟
YAKLAŞIK 4-5 HAFTA SONRA TEOGUM VAR VE ONDAN SONRA DAHA SIK BÖLÜM YAYINLAYACAĞIM. AYRICA ŞU ARALAR YAZDIĞIM BÖLÜMLER BİRAZ SAÇMA OLABİLİR BUNUN İÇİN ÖZÜR DİLİYORUM. DAHA TAM OLAYA GİREMEDİK AMA ARTIK YAVAŞÇA GELİŞMELER OLMAYA BAŞLAYACAK. UMARIM HOŞUNUZA KAÇIYORDURRR 💫 iyi okumalar 🌈💖Birkaç kez gözümü kırpıp ekrana tekrar tekrar baktım. Fakat gerçekti bu mesaj. Bunu anlamış oldum.
Deniz'e ne yazacağımı düşünürken bu konuda baya zorlanacağımı fark ettim.
En sonunda meraktan şuracıkta ölüp kalmamak için en kısa ve mantıklı -kesinlikle mantık içermemektedir- mesajı attım.
"İdil. Ben İdil"
Çok saçma ve dalga içerikli bir mesaj yazdığımın farkına varınca avcumun içiyle anlıma vurdum.İçeri hemşire girince telefonumu sinirle kapatıp yanımdaki masaya koydum.
"Merhaba İdil Hanım. Biraz inceleme yapacağız. Eğer uyumak isterseniz..."
Keskin bir cevap verdiğimde bu cevabı erken verdiğimi fark ettim, "Uyuyacağım."
Şaşırmış bir şekilde gözlerini pörtletti ve kırık kolumu asılı yerden kurtardı. Kolumun üst tarafına bir şey bağladı ve damarımı bulmaya çalıştı. iğneyi batırdığında hissettiğim tek şey ilacın kanıma geçerken verdiği halsizlikti.•••
Gözlerimi yarım yamalak dünyaya açtığımda her şey bulanıktı.
Gözlerimi ovalayıp esnediğimde hala aynı odada olduğumu gördüm.
Bu 2 gün içinde yapacak bir şeyim olmadığından annemden kitap almasını isteyecektim.
Yine yanda hemşire çağırma düğmesi ararken gördüğüm düğmenin üstündeki yazıyı okuyamıyordum. Hala bulanıktı her şey.
Elimi kırmızı düğmeye bastırıp beklemeye başladım.
İçeri hemşire apar topar girdiğinde doğrulmaya çalıştım, "Annemi çağırabilir misin?" dedim.Kafasını onaylarcasına eğdi ve gözlüğünü düzeltip kapıdan annemi çağırdı ardından çıktı.
Annemin sevecenle girişi komik gelmişti. Gülümsedim. "Anne. Kitaba ihtiyacım var." dediğimde tek kaşını hafifçe kaldırıp yanımdaki sandalyeye kuruldu.
"Evde var mı?"
Kafamı iki yana salladım. "Alabilir misin?"
"Tabi. Özel bir isteğin var mı?"
Elimi telefonuma attım ve notlarıma girdim.
Alınacaklar Listesi
-Hush Hush serisi
-Gece Evi Serisi
felan filan yazıyordu.
İlk isme bakıp hızla kafamı anneme çevirdim. "Hush hush serisinin ilk kitabı olan ' Fısıltı'yı ' alabilir misin?"
Kafasıyla onaylayıp ayağa kalktı ve dışarı çıktı.Mesaj geldi mi diye bakmayı öyle istiyordum ki ama bir yandan da korkuyordum.
Gözlerimi yumup tumblrın açılmasını bekledim. İstemeden de olsa ufacık gözümü aralayıp baktım. Ve boom! Mesaj yoktu. Ama görüldü vardı.
İçime birden düşen ateş topu ile karmaşıklığa düşmeye başladım.
Birden niye öyle cevap versin ki? Bir terslik vardı ama anlamış değildim.Yaklaşık 1 saat sonra içeri babam girdi, "İdil! Sürpriz!"
Yattığım yerde hafif doğrulup elindeki poşete bakındım, "O ne?"
Gözleri ışıldadı ve poşeti bana verdi.
Elimi hızla içine attığımda şeklinden dolayı kitap olduğunu anlamıştım. Dört tane olduğundan bütün seriyi almış olduklarını düşündüm.
"A şey teşekkürler. Okuyacağım." Gülümsedim.
Yanıma oturdu ve elimi avcunun arasına aldı, "Kızım neden bu haldesin?" buruk bir ifadeyle yere baktı.
Kaşlarımı çattım, "Baba saçmalama! Bir şeyim yok bak! Geçecek."Yüzüme baktı ve gülümsedi. Ama gülümsemesinin içi boştu. Gerçekten üzülmüş olmalıydı.
O an beynimi Deniz ne yazacak? diye kemiren hücrelerim sayesinde karnımda filler tepiniyordu.
Babam elimi öpüp odadan çıktı.
Poşetin içinden serinin ilk kitabını çıkardım ve okumaya başladım.
*3 Buçuk Saat Sonra*
Sinirle elimde tuttuğum kitabı tepişen hücrelerimi bastırarak ısırmamaya çalışıyordum.
"Kitap sonu dediğin böyle mi olur?!" diye kendi kendime bağırdım.
Kitaba uzunca kısık gözlerle baktıktan sonra elimi yumruk yaptım ve kendimi sakinleştirme çabalarına girdim.
Aralıksız nerdeyse 4 saat boyunca okumuş e kitabı bitirmiştim. Sonunda da sinir krizinin ucundan dönmüştüm.
Kitap ile bakışmamın sonuna geldiğimde hızla kitabı yanıma koyup, serinin ikinci kitabı olan Çığlık'ı elime aldım.
Kitabı biraz inceledikten -arkasını okuyup kapağında göz gezdirdikten- sonra ilk sayfasını açtım.Aniden aklıma hücum eden düşünceler ardından refleksçil bir hareketle kitabı kapadım ve elimi telefonuma atıverdim.
Ben Deniz'i unutmuştum!
Ellerim hızla hareket etmeye çalışıyorken şifreyi girmek için çaba sarfettim. Birkaç defa heyecandan yanlış girsem de sonunda girebilmiştim. Elim otomatik olarak Tumblr'a gitti ve mesaj kısmına girdim. Bir mesaj vardı! Kayra geri dönse -aslında ben geri dönsem- bu kadar sevinmezdim herhalde!
Hızla mesaja baktım.
"İdil. Şey kusura bakma."
Mesaj karşısında yüzümde açıklayamayacağım bir ifadeyle durup bakıyordum.
Elim hızla klavyeye gidince ne yazacağımı düşünmeye başladım."Deniz? Bu sen misin?" diye yazıp mesajı attım. Beni şaşırtmayıp peşimden bir mesaj attı.
"Evet benim. Dur bakayım! Evet evet bu ben! :D" dediğinde içimden taklidini yaptım. "Öö öcöt bönöm! Dör bököyöm! Övöt övöt bö bön"
Hızla cevap yazdım,
"Beni merakta bırakıp korkuttuğun için gülmeyeceğim."
Tamam bu biraz şımarıkça olmuş olabilirdi ama ben de şakasına yazmıştım sonuçta.Az sonra Deniz'den bir mesaj daha geldi. "Tamam bebeğim."
Bebeğim deyince içimde oluşan kelebek kanat çırpışlarına engel olamıyordum ama olmak da istemezdim zaten. Güzel bir histi. Beni mutlu hissettiriyordu. Böyle hissettirebilen bir tek Kayra'nın olduğunu sanırdım.
Ama şu son birkaç günde bir şey öğrendim. Kayra'sız da bir dünya varmış. Evet bunu zaten biliyordum ama o dünyada da yaşnılabiliyormuş.
Hayır bu ona ihanet ettiğim anlamına gelmiyor, veya onu unuttuğum. Sadece ona fazlaca bağlanmamı gereksiz buluyorum artık. Onu her zaman seveceğim. Belki başka ilişkiler yaşayacağım, belki de daha değişik şeyler. Ama onu her zaman bana ilk iyi ve değerli hissettiren kişi olduğu için seveceğim, unutmayacağım.
Günün birinde asla onun adını ağzıma almayabilirim. Unutmayacağım ama. Her zaman kalbimin ufacık bir yerinde de olsa kalacak.
Mesaj gelme sesiyle ekrana baktım.
"İdil? Orada mısın?"
Gülümseyerek cevap verdim.
"Evet."
"Sen iyi misin?"
"Ah şey. Kolum kırıldı hastanedeyim."
"Biliyorum."
"Yani şey anlıyorum. Geçmiş olsun!"
"Okul nasıl?"
Art arda hızlıca gelen mesajlar tuhafıma kaçmıştı. Kolumun kırık olduğuna biliyorum cevabını vermiş ve sonradan konuyu çevirmeye çalışmıştı¿Arkadaşlar bölüm bayağı kısa oldu farkındayım ama daha uzatamazdım.
Vote vermeyi ihmal etmezseniz beni happy yaparsınız 💖 Şimdiden tşk öpüldünüz 🌈

ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE RAINBOW
Teen FictionSen siyah, ben beyaz. Alakasız birbirine en uzak renkler. İkisi de gökkuşağı tarafından dışlanan renkler üstelik. Peki ya biz kendi kuşağımızı oluştursak? Birleşip gri olsak? •Azıcık küfür içermektedir. Rahatsız olabilecekler varsa özür diliyorum•...