Sinirle sinifima dondugumde yerime gecip onun kim olabilecegi hakkinda dusunmeye koyulmustum.
Deniz Burcak.
Tenefusun bitisini gosteren ders zili caldiginda sinifa girmeye basladilar.
Tabi ardindan gurultu basladi.
Birkac cocuk ve aralarina kiz da karisik olarak yanima gelip siritiyorlardi.
Bana en yakin olani konustu, "Vay be ilk gunlerinden neymissin sen!"Goz devirdim, "Isteyerek olmadi sesini acik unutmusum."
Gulup yerlerine gectiklerinde basimi siraya yasladim.
Nasil alacaktim telefonumu?
Babama soylesem kizar miydi?
Su halime kizmasi imkansizdi. Kizarsa ben de patlardim.
Bunun bilincinde oldugunu tahmin ediyordum.Az sonra hocanin sinifa girdigini duydum. Birden siniftaki ugultu kesilmisti cunku.
Kafami zorla kaldirip ayaga kalktim. Bu seferki hoca erkekti.
Kiyafetlerinden anladigim kadariyla beden hocasiydi.
Arka taraflarda konusan ogrenciler icin dudugu caldiginda kulak zarimin icerde parti verdigini dusundum. Patliyordu.
Kulagimi ovalarken arkadakiler gurultuyu kesmisti.
"Oturabilirsiniz!" diye gurledi hoca. Lan bilseydim esofman falan giyerdim bu okul pantolonunda kurtulmak icin ne bahane varsa yapardim ama... iste.Somestr sonrasi konusmasini yapmak icin -nereden mi bildim? Klasik beden hocalari oyle yapardi- Ogretmen masasinin ucuna oturdu. Sinifa soyle bir baktiginda gozleri bana geldi.
"Yeni misin?"
Kafami asagi yukari salladim.
"Adin ne?"
Kafami siradan kaldirdim. "Idil."
Kafasini agir agir salladi.
Sinifa geri dondu. "Yaramaz bir durum var mi cocuklar? Nasilsiniz?"
Suana kadar bu okulda en samimi gelen hocaydi.
Cogu kisi ses cikarmadi.
Hoca kimseden gik cikmayacagini anlamis olacakki ayaklandi.
"Anladim hepiniz supersiniz. Hadi inelim."
Herkes kapiya kosustugunda yavasca yerimden kalktim.
Herkesin ustunde beden kiyafeti vardi. Okula ozel olacak ki herkesinki ayniydi. Bizim dun almamiz gerekmez miydi ozaman?Hoca yanima yaklasti. "Kiyafetlerini almadiniz mi?"
Iki yana basimi salladim.
"Ailen odemis olmalidir gel bakalim." dedi ve beden salonunun aksine yukari kata ciktik.
Bir odaya girdigimizde bir listeye bakti. 11. siniflara bakiyordu.
"Hah buldum." dedi ve devam etti, "Odemissiniz. Gel bakalim kiyafetlerini verelim de giyin."
Kafamla onayladim.
Kapinin yanindaki dolabi acip icerden paketle iki tane kiyafet cikardi.
"Kac beden giyersin?"
Omuz silktim. "Bilmem S olabilir."
Elindeki paketlerden birini birakti ve diger elindekini bana verdi."Sey soyunma odasi var mi?"
Odadan cikarken isigi ve kapiyi kapadi. "Evet gel spor salonunun orada."
Asagi indik ve bana soyunma odasini gosterdi. Kizlar ve erkeklerin yeri ayniydi fakat sira sira giyiniyorlardi galiba. Suan icerde kimse yoktu cunku herkes siraya gecmis duruyordu bahcede.
Tisortumu cikardim. Ilk nereye koyacagim konusunda sikinti ceksem de dolaplarin oldugunu gordum. Gidip bos bir tanesini bulmak icin en az 10 dolap acip kapadim.
Neredeyse hepsi doluydu.
Sonunda bos bir dolap buldugumda okul tisortumu katlayip iceri yerlestirdim.Birden kapinin acilmasiyla hizla dolaptaki tisoru alip onumu kapadim.
Iki cocuk gelmisti. Bizim siniftandilar. Allahtan ustumu kapayabilmistim.
"Ne duruyorsunuz? Giyiniyorum heralde!"Arkamdaki toplari gosterdiler. "Almamiz lazim."
Biri bana yaklasirken digeri odanin diger ucundaki kukalari ve tabaklari aliyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE RAINBOW
Dla nastolatkówSen siyah, ben beyaz. Alakasız birbirine en uzak renkler. İkisi de gökkuşağı tarafından dışlanan renkler üstelik. Peki ya biz kendi kuşağımızı oluştursak? Birleşip gri olsak? •Azıcık küfür içermektedir. Rahatsız olabilecekler varsa özür diliyorum•...