Fikret Bey hükmünü çoktan verdiği için gözlerini kızının üzerine dikip sessizliğini korumaya devam ediyordu. Bu saatten sonra Şebnem'in kendisini anlatmaya yönelik çırpınmaları da asla bir sonuç vermeyecek gibiydi çünkü anne ve babasına göre o ailesine uygun hareket etmeyip konumlarını ve saygınlıklarını zedeleyici tavırlar içerisine girmişti. Bu Çetinerler için mazur görülemeyecek bir şeydi. Bunu ailesini çok iyi tanıyan Şebnem'de biliyordu ama yine de her şeyi göze alıp burnunun dikine gitmekte bir an bile olsun tereddüt etmiyordu.
Fikret Bey'in tepkisiz halinin aksine kızına oldukça kızgın olan Zuhal Hanım maalesef ki şu anlarda eşi kadar sakin kalmayı başaramıyordu. Günlerdir Şebnem'in ortadan kaybolmasıyla alakalı o sosyetik çevrelerine makul bir açıklama yapmaya çalışmaktan resmen binbir zahmetle gerdirdiği yüzü tekrardan kırışmıştı. Nişanlarının ilan edildiği gece evden kaçan kızının ve iki ailenin haysiyetini korumak kolay mıydı hiç? Hem o hem de Okan'ın annesi günlerdir karşılaştıkları her imalı sözle gerim gerim gerilmiş ama bir şekilde insanları her şeyin yolunda olduğuna inandırmayı başarmışlardı.
Sükunetini korumakta zorlanan Zuhal Hanım eşinin yanından kalkıp Şebnem'e yaklaştıktan sonra öfke dolu gözlerle kızına bir tokat çarpıp "Ailemize böyle bir utanç yaşatmaya nasıl cüret edersin!" diye bağırdı. Şebnem bu kadar da sert bir tepki alabileceğini düşünmemiş gibi görünüyordu.
Gözlerini üçünün üstünde gezdirip ağlamaklı bir ifadeyle de yanağını tutarak "Bu kaba saba adamla evlenmeyeceğim! Beni zorlamaya devam ederseniz de size bu utancı bir daha yaşatmaya cüret edip yeniden kaçacağım ve bu defa beni asla bulamayacağınız bir yere gideceğim!" dediğinde Okan yan gözle ona bakıp ardından da Fikret Bey'e dönmüştü.
Karşılarında aile büyükleri olmasaydı herhalde Okan'ın da bu cevaba ağır bir tepkisi olurdu. Şebnem de bunu bir cesaretle söylemişti ama babasının hâlâ konuya katılım göstermemesi yüzünden dizleri de korkudan tir tir titriyordu. Okan ağır adımlarla Fikret Bey'in yanına yaklaşıp onun kendisine söylediklerini dinlerken Zuhal Hanım'da kızının kolunu sıkıca tutup kenara çekmişti.
"Bir daha sakın babanın önünde böyle saygısızca konuşmaya kalkma!"
"Anne yalvarıyorum beni anlamaya çalış. Ben bu derin dondurucudan hallice olan adamla bir ömür değil bir dakika bile geçiremem"
"Terbiyesizleşme! O adam dediğin kişi senin nişanlın ve yakında da eşin olacak"
"Olmayacak!"
"Olacak!"
"Ölürüm daha iyi!"
"Şebnem!"
O sırada Okan gitmek için yanlarına yaklaşıp "İzninizle Zuhal Hanım" dedikten sonra Şebnem'e dönüp zorla elini tuttu. Şebnem elini geri almaya çalışırken Okan'ın da inatla tutmaya devam ederek "Umarım akşam ailemle birlikte geldiğimde karşıma sakinleşmiş bir Şebnem olarak çıkarsın" demesiyle birlikte bir anda yükselip "Geldiğinde beni bulabileceğini düşünüyorsun demek... Ne kadar iyi niyetli bir düşünce!" diye bağırdı.
Okan çok kızsa da Şebnem'in anne ve babasının yanında sesini çıkaramamıştı ama o sırada onun yerine "Şebnem!" diyen Fikret Bey'in sesi salonun içinde yankılanmıştı. Şebnem babasına bakamıyordu bile. Korkudan titreyerek olduğu yerde dururken Fikret Bey'de "Hemen odana çık ve yemek vaktine kadar ortalarda gözükme!" dedi. Okan son kez Şebnem ile göz göze gelip evden çıkarken Zuhal Hanım'da Şebnem'i kolundan tuttuğu gibi "Yürü hadi! Babanı daha fazla kızdırma" diyerek odasına çıkardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güzel Kaçak (Dizi Tadında+ TAMAMLANDI)
HumorŞebnem ailesinin kendilerine maddi manevi uygun gördüğü Okan ile evlilik yolundadır. Ancak adam o kadar tahammül edilemez biridir ki Şebnem ona daha fazla katlanamayacağını düşündüğü için ani bir kararla ortadan kaybolur. Hem de aileleri tarafından...