15. Bölüm : İşte şimdi başın ciddi anlamda belada Şebnem!

3.3K 287 70
                                    

Şebnem yaptığı telefon görüşmesinin ardından bir müddet daha merdivenlerde oturup düşüncelere dalmıştı. Aslı'ya yaptığı itiraf neydi öyle Allah aşkına? Kerem'e aşık olduğunu sesli olarak söyleyebilmiş olmasına hâlâ inanamıyordu ama yine de bu duygusunu biriyle paylaştığı için mutluydu.


Tabii keşke bunu Aslı'ya değil de Kerem'e söyleyebilme cesaretini gösterebilseydi. O kadarını da yapamazdı herhalde. Sonuçta Kerem'in bu konuda ne tepki vereceği ona göre biraz muammaydı. Ya kızarsa? Ya da daha da kötüsü bende senin aşkının karşılığı yok derse ne olacaktı? Şebnem böyle bir şey duymayı kaldırabileceğini hiç sanmıyordu.


Şebnem sakin sakin yıldızlara bakarak iç çekerken o sessizlik içinde kulağına da birtakım tıkırtılar çalınmıştı. Ayak sesi miydi o? Ortada da kimse görünmüyordu. Tövbe estağfurullah gaipten sesler mi duyuyordu ne!


Kaşlarını çatıp tedirgince sesleri dinlerken iyice huzursuz olup aniden ayaklanarak içeriye girdi. Samet ortalarda yoktu ve Kerem'de tek başına yerdeki yastıkları birleştirip yataklarını yapmaya çalışıyordu. Şebnem onun haline gülerek "Bir yastık daha koyup beş kare yap Kerem ayakların dışarda kalacak. Malum senin boy zorlarsan buradan iki mahalle öteye kadar ulaşır" deyince Kerem'de başını ona doğru çevirerek "Dalga geçeceğine daha faydalı olacak işlerle uğraşsan olmuyor değil mi? Mesela bana yardım etmek gibi" dedi. Olmuyordu tabii ki.


Şebnem muzur bir ifadeyle harfleri uzata uzata "Affedeeersin Kereeem!" diyerek salına salına yanına giderken Kerem'de kendisini ne kadar tutmak istese de bunu başaramamış ve sinirden gülmeye başlamıştı. Ha şöyle! Biraz yüzü gülsün değil mi ama?


Şebnem telefonu bıraktıktan sonra ceketini de çıkarıp diğer yastıkları kenardan köşeden toparlamaya başlamıştı. Üç tane yeter gibi görünüyordu. O sırada Samet elinde yastıklar ve pikelerle gelip "Şe-Şebnem senin o-odan hazır" diyerek elindekileri bir kenara bıraktı. Hâlâ mı kekeliyor yahu! Hiç düzelmiyor mu acaba?


Şebnem çocuğun halini garipseyip Kerem'e doğru "Ne diye kekeliyor ki?" diye sormadan edememişti. Kerem ikisine de bir bakış atıp "Onun sınırlarını zorlayan bir karakter olduğun için olabilir mi?" diye sorunca Şebnem de gözlerini kısıp "Onu korkutuyorum değil mi? Resmen benden korkuyor" dedi. Valla öyle görünüyordu. Şebnem'in karakteri Samet gibi dış dünyaya kapalı bir insanı saniyeler içinde panik atak krizine sokup sokup çıkaracak güce sahipti.


"Samet?"

"Ef-efendim?"

"Sen yerinden olma ben buraya kıvrılır yatarım"

"Oo- olur mu hiç? Hem ra-ra-rahat edemezsin ki. Değil mi Kerem?"

"Samet haklı Şebnem odada daha rahat kalırsın"

"Gerçekten hiç sorun olmaz. Şey... Hem ben başkasının yatağında pek uyamıyorum da"


Yapma ya! Bunu Kerem'in evindeki yatakta fosur fosur uyuyan kız mı söylüyordu? Gerçi doğruyu söylemek gerekirse ilk gün Kerem'in yatağında da uyuyamayıp salonda yatmıştı ama sonraki günler ooo kafayı vurdu mu iki dakikada devrilmişti.


Samet yan gözle baktığı Kerem'in başıyla onay vermesiyle içeriden bir tane daha pike getirip yanlarına bırakmıştı. İkisi de birbirlerine bakarken Kerem yedek pikeyi eline alıp Şebnem'in yatacağı yere serdikten sonra kendi köşesine geçip oturdu. Şebnem de onun hemen ardından kendi yatağına oturup ayakkabılarını çıkararak pikenin altına girdi. O anla birlikte uzun süren can sıkıcı bir sessizlik olmuştu.

Güzel Kaçak (Dizi Tadında+ TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin