"Bazen bir kahve yudumlayıp bir şarkı açarsın, susarsın ve o şarkı senin söylemek istediğin her şeyi söyler"
●●·٠●●٠·˙
Apartmanın önünde Kerem'in aşağıya inmesini bekleyen Şebnem bir yandan da o gelene kadar telefonla konuşup verdiği siparişin hazır olup olmadığını öğreniyordu. O kadar da konsantre olmuştu ki Kerem'in apartmandan çıkıp yanına geldiğini bile fark edememişti. Dua etsin Kerem öyle başkalarının özel konuşmalarına kulak kabartmaya meraklı biri değildi. Şebnem konuşurken o da ellerini ceplerine sokmuş üzerine birkaç not yazdığı kağıdını arıyordu.
Telefonu kapatmadan önce gelecek olan kutuyu içinde ne olduğu belli olmayacak şekilde paketlemelerini isteyen Şebnem aldığı olumlu yanıtla beraber arkasını dönmüş döndüğü gibi de karşısında Kerem'i görüp minik bir çığlık atarak eliyle ağzını kapatmıştı.
"Yavaş bağır!"
Şebnem öncekilerin aksine bu sefer Kerem'in bu bağırışına gülmüştü. Tabii Kerem bu gülüşüne bir anlam verememişti. Boş bakışlı gözleriyle bakarak "Komik olan ne?" diye sorduğunda ona hatırlamaması yüzünden dik dik bakmaya başlayan Şebnem ilk karşılaştıkları gün kendisine yine aynı bu şekilde bağırdığını söyledi. Ee... Yaaani?
Kerem boş gözlerle bakmayı sürdürürken Şebnem ona bu anıyı hatırlatmaya çalışarak "Seninle ilk karşılaştığımız zaman bileğim acıyıp bağırdığımda da bana aynı böyle "Yavaaaş bağır!" demiştin ya onu da mı hatırlamadın?" dedi. Kerem'in ifadesi pek de değişmemişti doğrusu. Hatırlamadığından değil de bunda gülünecek ne olduğunu anlamadığından ifadesinde bir değişim olmamıştı.
Şebnem onu şöyle bir süzüp içinden de "Yalancıya bak hâlâ hatırlamıyorum numarası yapıyor. Sorarım ben sana!" derken karşıdan gelmekte olan adama bakıp o yöne doğru takılı kaldı. Lütfen biri ona kendisine doğru yaklaşan şu tanımlanamayan cismin ne olduğunu söyleyebilir miydi acaba?
Gelen Fiko'ydu ama belli ki konseptten şaşıp yine kendi bildiğini okumuştu. Şebnem elini beline koyup çatık kaşlarıyla ayağını ritmik bir şekilde yere vururken onu izleyen Kerem'de bu haline şaşırarak "Neyin var senin?" diye sordu. Birazdan görürdü neyi olduğunu!
Şebnem burnundan soluyordu ve bunu da "Şu tepeli muhabbet kuşuna bak ya! Bütün gece ona evrim geçirtmek için bir gözüm havaya bir gözüm toprağa baktı o gitmiş yine kendi çalıp kendi söylemiş!" diyerek çok açık bir şekilde belli etmişti.
"Şebnem dur gitme!"
"Ne durması Kerem ne durması! Ben şimdi o saçaklı saçı kafasından alıp ona kuyruk diye takmaz mıyım sanıyorsun sen? Sakın bana engel olmaya kalkma birazdan yeni bir tür icat edeceğim adını da ibibikgillerden Fiko-i Fikretus koyacağım!"
"Şebnem diyorum!"
"Fiko Beeeeeeey!"
"Ne oldu Şebnemciğim?"
"Bana Şebnemciğim deyip durmayın Fiko Bey! Bu ne hâl? Ben size kısa kahverengi olan peruğu takacaksınız dememiş miydim?"
"Dedin ama bence bu renk beni daha aydınlık gösterdi"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güzel Kaçak (Dizi Tadında+ TAMAMLANDI)
HumorŞebnem ailesinin kendilerine maddi manevi uygun gördüğü Okan ile evlilik yolundadır. Ancak adam o kadar tahammül edilemez biridir ki Şebnem ona daha fazla katlanamayacağını düşündüğü için ani bir kararla ortadan kaybolur. Hem de aileleri tarafından...