Kerem ile Fiko'nun arasında geçen konuşmaya şahit olan Şebnem kendisine oynanan oyunu öğrenince sessiz sedasız savaş bayraklarını açmıştı. Artık ikisinin de bu savaştan sağ çıkmaları pek mümkün değildi. Onlara Şebnem Çetiner'in kim olduğunu öğretmek şart olmuştu.
Kısa bir süre ortalarda görünmeyen Şebnem açılış olarak en insaflı karşı atağını yapmak üzere gayet güler bir yüzle geri dönmüştü. Kapının ucundan odaya doğru şöyle bir göz attığında iki kafadarın hâlâ bir şeyler konuştuğunu görünce de gözlerini kısarak "Yalancı keşküller sorarım ben size!" dedi ama Kerem'in kendisini fark etmesiyle de çaktırmamak için sırıtmaya başladı. Gülümsüyordu ama içinden de Kerem'e demediğini bırakmıyordu. Adamın ne yalancılığı kalmıştı ne de üçkağıtçılığı...
●●·٠●●٠·˙
Şebnem elinde çay tepsisiyle yeniden görünmüştü. Ayağıyla kapıyı yavaşça tıklattıktan sonra Kerem'in gelmesini söylemesiyle de dirseğini kullanıp kapıyı açmaya çalışmış ama bir türlü kapı açılmamıştı. Kısa bir an kapıyla cebelleşip Kerem'in kendisine dönen tuhaf bakışları altında da arkasını döndükten sonra sırtıyla kapıyı ittirip sonunda da içeriye girmeyi başarmıştı. Yahu Kerem efendi boş boş bakacağına yardım etsene kıza!
Şebnem elindeki çay tepsisini göstererek "Size çay getirdim. Sıcak sıcak için de içiniz ısınsın" dedikten sonra önce bir fincan Fiko'nun önüne bıraktı sonra da dik dik bakıp kendisine bakınca da gülümsediği Kerem'in tam önüne diğer fincanı bıraktı. Rezene çayı mıydı o yine? Fiko ile aynı anda önlerindeki fincana bakıp sonra da birbirlerine dönen Kerem burnuna buram buram gelen o rezalet kokuyu duymamak için büyük çaba harcıyordu. Bu kız bunu özellikle yapmıyorsa onun da adı Kerem değildi!
"Bu ne Şebnem?"
"Çay!"
"Onu görüyorum ama neden benim masamda?"
"Aman Allah'ım! Beni hatırlamadığın yetmiyormuş gibi en sevdiğin çayı da mı unuttun?"
"Bunu mu seviyormuşum?"
"Evet Fiko Bey öyle söyledi. Söylemediniz mi Fiko Bey?"
"Evet söyledim"
"Fikooo!"
"Kızma Kerem söyledim ama bir nedeni vardı"
"Neymiş o neden!"
"Şu an bu konu hakkında açıklama yapmak istemiyorum. Beni germeyin lütfen"
"Ben de yeni öğrendim Kerem. Fiko Bey sabahları bu çaydan içmezsen çok sinirli olacağını söylemişti. Artık düzenli olarak yapıyorum sen de keyifle içiyorsun"
Kahretsin! Şimdi ya oyunu bozacaktı ya da kokusuna dahi tahammül edemediği bu çayı bir güzel içecekti. Kerem kızgın bakışlarını kendisini korumayan Fiko'ya döndürüp sinirle bakarken onun el kol hareketleriyle özür dilemesini kabul etmiyormuş gibi Şebnem'e çaktırmadan başını iki yana sallamıştı. Tabii Şebnem de içten içe büyük bir keyifle ikisini izliyordu. Oh olsun!
Kerem bir çaya bir de Şebnem'e bakarken onun "Ne oldu Kerem yoksa bir şeyler mi hatırlamaya başladın?" demesiyle bozuntuya veremeyip "Hayır hatırlamadım. Çay için teşekkür ederiz Şebnem artık işinin başına dönebilirsin" dedi. Kerem çayı yok etmek için Şebnem'in çıkmasını dört gözle bekliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güzel Kaçak (Dizi Tadında+ TAMAMLANDI)
HumorŞebnem ailesinin kendilerine maddi manevi uygun gördüğü Okan ile evlilik yolundadır. Ancak adam o kadar tahammül edilemez biridir ki Şebnem ona daha fazla katlanamayacağını düşündüğü için ani bir kararla ortadan kaybolur. Hem de aileleri tarafından...