Elim, soğuk cama dokundu.
"Kar, yağıyor." Dedi nihayet çıkan tedirgin sesim. Ona bile değildi konuşmam. Kendimeydi. Ne yaparım, ne ederim düşüncesiydi.
"Evet huzurum." .. Sesi, alçaktı.
"Ne yaparım şimdi?" Eve dönülmezdi. Endişem, boşa değildi. Arkamı tekrar döndüğümde dediklerini duymamış gibi davrandım. Gözlerim, endişeden parladı.
"Soğuğu severim." Dedi açılmış, ve bir o kadar sert bakan gözleriyle. Ben kadar endişeli değildi.
Başımı olumsuzca salladım. "Ben, sevmem." Soluk tenim, adeta acıdan titriyordu. Sargısız elim soğuktan çatlak olmuş, acıyordu. Onu iyice süzerken iğneleyici bir tonda, "Soğuk hiçbir şeyi sevmem." Dedim. "Acı veriyor."
"Bu yüzden seni ısıtıyorum." Bir süre, tekrar bakışmıştık.
"Çok, çok kalamam." Dedim konunun gitmesi için. Onunla olduğum zaman hep derdim. Durmaksızın yağan kar tanelerine huzursuzluğum arttı. "Çok kalırsam eve nasıl dönerim?"
"Ben, olacağım." Gözlerim, her sözünde yüzüne çarpıyor ve ardından yine pencereyi buluyordu.
"Yerler karla dolacak, dizi geçiyor. Nasıl yürünür?" Tedirgin sesim ona giderken kararlı ifadesiyle manzeret sunmam onu asla caydırmayacak gibiydi. Tepenin aşağısı karla dolunca inmem epey zorlaşırdı. Buruk bir tebessüm bıraktı.
"Endişe etme. Ben seni sırtımda taşıyarak evine götürürüm, endişe sakın etme." Ellerim birbirine kapandı, parmaklarım uyuşmuştu. Sözleri, beni istemsizce utandırıyor ve içime sığdıramadığım bir his koyuyordu. Nefes verdim. Dudaklarımı birbirine kaparken konuşmak mümkün değildi.
Yutkunmuştum. "Çok esiyor. Karın şiddeti de çok fazla." Kar taneleri epey esintili dağılıyor, bir de ses çıkarıyordu.
"Evet huzurum." Demişti yine. "Buranın kışı hep böyle geçer. Bilirsin. Yoğun, hırslı. İllâ birini öldürmek ister." Huzursuzca yüz astı. "Bu soğuğa çıkmak ister misin? Evimizde kalmalıyız. Bence ısınmalıyız, her yeri buz tutmuş." Hisliydi. Çocukmuşum gibi dışarı çıkmamın zararını anlatıyordu. Gitmek istediğimi bildiğinden kara gözlerini yumdu bir ara, acıklı bir filmde izlediğim karaktere büründü..
"Gitme." Dedi.
Dudaklarım aralandı. "Ama.. kalamam."
"Seni, özledim." Gözleri kısıldı. "Hasretim çok koyu. Kalbim bile ağrıdı. Gösterdim. Lütfen?" Bunu söylerken ses tonu cılız ve bir o kadar acıklı çıkmıştı. Sevgi tonu çoktu. Bu ses insana sevildiğini hissettiriyordu. Nasıl yapıyordu? Nasıl bu denli becerebiliyordu? Çok ama çok iyi rolcüydü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOLUDUĞUM KORKU
ChickLitYağmurlu ve sisli bir zamanı hatırlıyordu. Ruhunun ebedî çöküşlere meğer o an da tutulacağını bilemezdi. Hiç olmayacak birinden aşk itirafı aldığı gün kaderi değişmişti. Reddettiği adamın geri dönüp pes etmeyişini görünce içini korku kapladı kadının...