Bölüm 4: Kor bir ateş..

16.4K 921 224
                                    

"Mavi kelebek tokalarını almak istersen, evimde olacaklar. Seni bekliyorlar." ..
~

Dediklerine yüzüm seri bir hareketle yüzüne döndü. Kaşlarım çatıldı. Aramızda mesafe vardı, benden uzaktaydı. Gözlerindeki şehvet, yine de kaybolmuyordu. Uzunca bana bakarken, benim bakışlarım bir anlam barındırmıyordu. Ahşap döşenmiş, kasvetli bir havası olan bu yerin içinde onunla diyalog kurmak, zaten iyi gelmiyordu. El avuç içlerim terliyor, bedenime sanki iğne batıyordu. Üstüne üstlük, ilkte daha iyiyken onunla konuşup belki de iyi olmayacak taraflarına dokundukça o da geri kalmıyor, daha fena bir insana dönüşebiliyordu. Onunla uğraşamaz, aşık atamazdım! Kendime bile zor yeten gücümle onunla restleşemezdim.

Burada olan varlığı büyüktü. Çoğu insanın saygı duyduğu biriydi. Benimse sakin bir hayatım, ve ailemi geçindirmek için çok geç olmadan bulmam gereken iş.. bir uğraş. Ben, Mihra ile gezmeye son vermelerime ramak kala böyle düşünceler içindeydim. Lakin, daha karmaşık durumlara düşmüştüm. Toka; normal de insanın kaybetse bile gereksiz bulduğu, yenisini almamın daha doğru olabileceği bir şeydi.. Fakat bende değeri öyle büyüktü ki, babam her eve geldiğinde işten yorulmuş dahi olsa mutlaka bana o tokalardan getirirdi. Küçücükken çarşıya gittiğimizde çok beğenmiştim. Kelebek şeklindeki, âdeta parlayan mavi tokaların her çeşidini alırdı. Babama, bunlardan biriktirmek istiyorum demiştim. Çocukluk aklı, fakat o da üşenmez uzak dahi olsa çarşılara gider alırdı.

Kaybolmayacağına ihtimal vermediğim için yatağımın yanındaki komidinin üzerinde kutu içinde dururdu. Birkaç tane kullandığım olduğu için, masa üzerine bırakmıştım. Muhtemelen o zaman almış.. Saçlarıma hep takardım. Bunu biliyor olmalıydı.

Mavi irislerim kaskatı olmuş bakarken, "Sen!" Dedim sertçe. "Bir sapık gibi evime mi giriyorsun? Bu yaptığın artık, başka bir şey. Büyük terbiyesizlik! Çok büyük." Ona iyi bakmadım. Ellerim kollarımın arasında tuttuğum kırmızı paltomu sıkıyordu. Bana yakın olmak için büyük salona doğru adımlayarak ortalara gelirken, tokaları kibar bir şekilde istemenin yollarını düşünüyordum.

"Hayır." Baş salladı. "İzinsiz bunu yapmam." Göz kaçırdı. Yapmıştı. Onu evimde görmüştüm. Gece, yağmurlar yağarken o gelmişti. Gözlerime tekrar hakimlik kurarken, "Tokanı fark etmeden düşürdün. Saçlarının arasından düşüp gitmişti. Ama sen, kendini eğlenceye o kadar kaptırmıştın ki hiç dönüp bakmadın bile.. Aldım. Ararsın diye, bekledim. Ama aramadın. Tuttum. Fakat, o değişik arkadaşlarının yanında eğlenirken bir tokanı daha saçlarının arasından sıyrılmasına izin verdin. Aldım." Omuzlarını mahçupca kaldırdı. Düşündüm. Hiç aklıma gelmemiş, hiç de fark etmemiştim. Belki de ben de çok oldukları içindi. Hatıraya sahip çıkamamak canımı sıkmıştı. Öylece gidebilirdi. Ama o almış.

SOLUDUĞUM KORKUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin