Bölüm 8: Nefret..

13.2K 686 131
                                    



♤♤♤♤

..
   Ruhum, tüm zerrem meğer onun yüzünden bu hale gelmiş. Beni karanlık odalara mahkûm etmeleri yetmezmiş gibi, bana uyuşukluk hissi de vermişlerdi. Kendimi kaybetmiştim. Nefeslerini ensemde hissedebiliyordumDudaklarımdan yine bir hıçkırık koptu.

"Bana geldin," .. Kulağımın ucunda duyduğum o arzulu, şehvetli ve acılı sese irkildi bedenim.. İyice kendimden geçtim, yüreğim yerinden kopacakmış gibi kaldım, sıcaklık her dakika bir alev topu gibi bedenimin her yerine düşmüştü. Tenimin her
bir noktası sızlıyor, kalkamıyordum. O'ndan uzaklaşamıyordum. Bana dokunmasın.

Gözlerimi sıkıca kapattım. Onun varlığı, bedenimin acısı yetiyordu. Kaçamıyordum, o olduğu sürece kendimi hep bu vaziyette buluyordum. O yapıyordu. Sırf onu istemiyorum diye benimle uğraşıyordu. Deli. Akli dengesi yerinde olmayan bir insandı. Ben onu bir an düşünmüştüm. O korkunç bir katilken, ben istememiştim. Kendimi kurtarmıştım.

"Yardım edin!" Diye bağırdı içim. (!)

Yerde yatıyorduk. Az bir ışık gölgesi barındıran bu küçük odada ruhumu her an teslim etmeye hazırken yüzünü saçlarımın arasına sokup belli belirsiz sesler çıkaran adamın karnımın üzerinde durup beni sardığı elinin sıkılığı onunda iyi olmadığını gösterirken kalkıp gitmek istedim. Bedenim buna izin vermedi.

"Nefret ediyorum senden," O bana iyice sokulurken korku içinde ağlamaklı çıkan sesimle iyi olmayışımı umursamadım, saçlarımın arasında duran yüzü iyice midemi bulandırırken, "Beni buraya zorla getirdin." Diye tek bir ses dahi olmayan küçük yerde duvarlara işleyip yankı olan cılız fısıltı sesimi sürdürdüm.

Tenimin her bir noktası alev alev gözlerim kendiliğinden kapanıyor, onun o duyduğum nefes alışverişleri saçlarımın kokusunu iyice içine çeker gibi hızlı bir ses çıkarıyordu, bir tek tepki vermiyor, konuşmuyordu. Bu karanlık anlamsız ve korku barındıran evi diye düşündüğüm yerde sadece onun ve benim nefes seslerimiz çıkıyor, ve ortada buluşuyordu. Bu yerde sessizlik hakimken, sebebi benim aşırı yorgunluğum ve hasta oluşum.. Onun ise yine bana karşı olan sevgisinin belirtileriydi. Konuşmuyordu. Ne halde olduğumu görmüyordu.

Sımsıcak yaş taneleri yanaklarımdan aşağı inerken, ağlamamı durduramadım. Güçsüzlüğüme, yalnızlığıma aktı göz yaşlarım. Sabaha kadar, onunla duracak mıydım? Damlaların değdiği dudaklarım yutkunurken, gözlerim uzunca bir boşluğa odaklandı.  O beni koklarken. "Tiksiniyorum senden!" Dedim. Ona nefretimi daha nasıl kusabilirdim bilmiyordum. "İğreniyorum, nefret ediyorum. Bilerek yaptınız.." Hıçkırdım.. Bedenime olan bedeninin baskısı hafiflemişti.

"Aşk, bu değil." Dedi cılız ve ağlak sesim. Birden bana daha sıkı sarıldı, gözlerim irice açıldı. Onun iri bedenini hissetmek..

"Ağlama artık!" Öfkelendi.

"Benim aşkım gerçek," Derken fısıltı sesi, "Görmüyor musun?" Diye yükseldi. "Ne halde olduğumu görmüyor musun?.. Neden bana gelince o güzelim gözlerin görmüyor? Farkında bile değildim. Evime gelen sensin."

"O, o kadın yaptı.." Konuşamıyordum. Kendimde değildim. Eli belimi sarmışken başını enseme doğru yaslamış yatıyordu. Utançla gözlerimi kaçırdım.
Gitmek istiyordum. Bu kabustan kurtulmak istiyordum. Bedenim artık dayanacak gücü bulamıyor, sadece ağlıyordum. Ağlıyor sesimi, iyi olmayışımı öyle gösteriyordum.

SOLUDUĞUM KORKUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin