Bölüm 41:"Şömine ateşi"

1K 59 24
                                    








.....

  ... Duyduklarım, yaşadığım onca şeyden daha  ağır gelirken panikledim. Bebeğimi  kaybedersem ne halde olurdum? Ben, ona alışmıştım. Tıpkı alıştığımı zannettiğim adam gibi, bir bağ kurmuştum. Gücüm bunlara yetemezdi. Ammar ve ailesine karşı kullanabileceğim bir gücüm yoktu. Belki de ailemden bana kalan tek kişiydi bebeğim.
O da giderse ben daha çok yapayalnızdım..

"N-ne?".. Yüzüm hızla yüzünü bulurken endişe içindeydim. "Ne- diyorsun sen?"..

"Olacakları diyorum. Öğrenilirse yapılanı diyorum." Onun ciddi ve genelde ondan vazgeçme şeklinde konuşmalar yaptığımda beliren bu kötü ifadesini izlerken, ve beni deli gibi bu durum korkuturken onun asıl huyunu nasıl unuttuğumu kendime hatırlattım. Ammar, eğer üzerine gidip istemediği şekilde davranırsanız kim olursa olsun fazlasıyla değişen bir adamdı. Bende de fazlasıyla bu durum gerçekleşmişti. Şimdi olduğu gibi, gitmemi istemediği her an bir şeyler sunmuş, ona olan sığınmalarımı kullanmış veya benimle ciddi anlaşmalar yapmıştı. Bunu size tehdit ederek belirtmezdi. Manipüle ederek, bir anda siz istediğini ona teklif eder anlamazdınız bile. Onun böyle tehlikeli akıl oyunları vardı.

Şimdi de, hep olduğu gibi Eda'yı kullanacaktı. Yarım ağız gülerek onu yeni yeni anlamış gibi mavi gözlerim iri bakarken, "Bu durumu kullanıyorsun. Eda'yı kullanıyorsun değil mi? Hep yaptığın gibi." Dedim.

Başını olumsuzca sallarken, "Hayır kullanmıyorum." Dedi. "Sadece olabilecekleri söylüyorum. Buradan
bir an da gittiğinde, ortalıktaki sessizliği düşün. Eda'nın da yok oluşuyla sessizlik epey şüphe çekecek. İran'a gitti yalanını ne kadar sürdürebilirim ki?.. Babam yeni kavuşmuş kızını ister. Anlamaz mı sanıyorsun? Onun aklını kimse hafife almaz. Neticede onunla büyüdüm değil mi?" Gülümsedi. "Cesedi ortalığa da atamam. Bulur. Yerin en alt dibine de gömemem. Derinlere iner. İstediğinde yapamayacağı şey yoktur. Cesedi saklayacağım. Ve ben senin için bu hayatta en değer verdiğim insana ihanet edeceğim." ..

Bir elim alnıma dokunurken iyice gerginleşmiştim. Kendimi iyi hissetmedim.
"Duyulursa onlara karşı gelebilir miyim?".. Tek kaşı şaşkınca havadaydı.

"İstediğinde istediğini yapabilirsin."

"Bu aileye mi?" Dedi.
"Zor. Bebeği isterler. Karşılık mutlaka isterler. Bizden bebeğimizi almak isterler. Ancak bu sayede dururlar."

Gülerek, "Bebeğim!" Dedim sert bir tonda.
"O kimsenin değil. Senin de değil. Ona biri dokunursa ne sen ne de üzerime oynaman umrumda dahi olmaz. Kimse ona dokunamaz! Benden alamaz!".. Sesim yüksekti. Kaşlarım çatılarak ona öfke içinde bakarken gözleri bir an sönmüyor öfkelenmeme daha arzulu bir ifadede bakıyordu.

SOLUDUĞUM KORKUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin